Chaeyoung
Tepsimi masasına bırakmamla hafifçe irkildi. Ardından gözleri bir süre gözlerimde oyalandı. Sessiz bir kızdı ama utangaç değildi. Dudaklarıma kocaman bir gülümseme yerleştirdim.
- Oturabilir miyim Chaeryeong?
Hızlıca başını salladıktan sonra yemeğiyle oynamaya başladı. Pek konuşkan biri olduğu söylenemezdi. İlgisini çekmesi umuduyla önümdeki yemeği büyük bir iştahla yemeye başladım. Hafifçe kıkırdadı.
- Yavaş ye. Boğulacaksın.
Omzumu silktim.
- Belki de böylece kolay yoldan ölmüş olurum.
Bir süre sessiz kaldıktan sonra anlayışlı bir sesle konuşmaya başladı.
- Merak etme unuturlar birkaç güne.
Şaşkınlıkla gözlerine baktım. Aceleyle devam etti.
- Yerim'in söylediklerini diyorum. Bu kadar kafana takma. Görürsün, bak. Haftaya her şey unutulmuş olur.
Küçük bir kahkaha attım.
- Ha, o mu? Umrumda bile değil.
Şaşırma sırası ona gelmişti.
- Neden ölmek istiyorsun o zaman?
- Yani, pek ölmek istiyorum sayılmaz aslında. Ama olsa hayır demem.
Anlamayan gözlerle gözlerime baktı. Deli olduğumu düşünüyordu muhtemelen.
- Böyle düşünme. Yaşamak her şeye rağmen güzel.
Benim için değil. Ablamı çok özlüyorum. Yine de gülümseyip başımı salladım.
- Chaeryeong, sen daha önce gittin mi ağlama odasına?
Hızlıca etrafına bakınıp işaret parmağını dudağına bastırdı. Ardından fısıldayarak konuşmaya başladı.
- Sessiz ol. Ağlama odası hakkında böyle her yerde konuşmamalısın.
Ardından önündeki tepsiyi eline alıp ayağa kalktı. Anlayışlı gözlerle gözlerime baktı.
- Hala oraya gitmek istiyor musun?
Hevesle başımı sallayınca devam etti.
- Çıkışta arka kapıda buluşalım öyleyse. Joohyun'a götüreceğim seni, geç kalma.
***
- Chaeryeong!
Chaeryeong, fazlasıyla neşeli çıkan sesimle bana bakıp gülümsedi. Geç kalmamak için koştuğumdan nefes nefese kalmıştım.
- Geç mi kaldım?
Başını iki yana salladı.
- Hayır, ben biraz erkenciyim.
Derin bir nefes verdim.
- İyi o zaman. Gidelim mi?
- Gidelim.
Hızlı adımlarla yürürken bir yandan da elimde olmadan Chaeryeong'u inceliyordum, benim aksime oldukça gergin görünüyordu.
- Joohyun, biraz sert biri gibi gelebilir sana. Ama korkma, iyi biridir.
Aynı ablam gibi diye düşündüm.
- Sorun değil.
Chaeryeong endişeli bakışlarını yüzümde gezdirdi. İkna olmuşa benzemiyordu. Bu tavırlarının normalde beni germesi gerekiyordu belki ama hiç olmadığım kadar rahat hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crying room || michaeng
Fanfiction"Emin misin? Asıl sorun oraya gitmek değil, biliyorsun..."