2

134 23 31
                                    

Chaeyoung

Tepsimi masasına bırakmamla hafifçe irkildi. Ardından gözleri bir süre gözlerimde oyalandı. Sessiz bir kızdı ama utangaç değildi. Dudaklarıma kocaman bir gülümseme yerleştirdim.

- Oturabilir miyim Chaeryeong?

Hızlıca başını salladıktan sonra yemeğiyle oynamaya başladı. Pek konuşkan biri olduğu söylenemezdi. İlgisini çekmesi umuduyla önümdeki yemeği büyük bir iştahla yemeye başladım. Hafifçe kıkırdadı.

- Yavaş ye. Boğulacaksın.

Omzumu silktim.

- Belki de böylece kolay yoldan ölmüş olurum.

Bir süre sessiz kaldıktan sonra anlayışlı bir sesle konuşmaya başladı.

- Merak etme unuturlar birkaç güne.

Şaşkınlıkla gözlerine baktım. Aceleyle devam etti.

- Yerim'in söylediklerini diyorum. Bu kadar kafana takma. Görürsün, bak. Haftaya her şey unutulmuş olur.

Küçük bir kahkaha attım.

- Ha, o mu? Umrumda bile değil.

Şaşırma sırası ona gelmişti.

- Neden ölmek istiyorsun o zaman?

- Yani, pek ölmek istiyorum sayılmaz aslında. Ama olsa hayır demem.

Anlamayan gözlerle gözlerime baktı. Deli olduğumu düşünüyordu muhtemelen.

- Böyle düşünme. Yaşamak her şeye rağmen güzel.

Benim için değil. Ablamı çok özlüyorum. Yine de gülümseyip başımı salladım.

- Chaeryeong, sen daha önce gittin mi ağlama odasına?

Hızlıca etrafına bakınıp işaret parmağını dudağına bastırdı. Ardından fısıldayarak konuşmaya başladı.

- Sessiz ol. Ağlama odası hakkında böyle her yerde konuşmamalısın.

Ardından önündeki tepsiyi eline alıp ayağa kalktı. Anlayışlı gözlerle gözlerime baktı.

- Hala oraya gitmek istiyor musun?

Hevesle başımı sallayınca devam etti.

- Çıkışta arka kapıda buluşalım öyleyse. Joohyun'a götüreceğim seni, geç kalma.

***

- Chaeryeong!

Chaeryeong, fazlasıyla neşeli çıkan sesimle bana bakıp gülümsedi. Geç kalmamak için koştuğumdan nefes nefese kalmıştım.

- Geç mi kaldım?

Başını iki yana salladı.

- Hayır, ben biraz erkenciyim.

Derin bir nefes verdim.

- İyi o zaman. Gidelim mi?

- Gidelim.

Hızlı adımlarla yürürken bir yandan da elimde olmadan Chaeryeong'u inceliyordum, benim aksime oldukça gergin görünüyordu.

- Joohyun, biraz sert biri gibi gelebilir sana. Ama korkma, iyi biridir.

Aynı ablam gibi diye düşündüm.

- Sorun değil.

Chaeryeong endişeli bakışlarını yüzümde gezdirdi. İkna olmuşa benzemiyordu. Bu tavırlarının normalde beni germesi gerekiyordu belki ama hiç olmadığım kadar rahat hissediyordum.

crying room || michaengHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin