~ Bölüm 2 ~

9 1 15
                                    

NAZLI
Odama vuran güneş ışıkları sayesinde o mükemmel uykumdan uyanmıştım. Ama tembellik edip biraz daha yatakta kaldım. Bilirsiniz hepimiz yaparız bunu. Hayatı sorgulama anıdır.
Son zamanlarda benden mutlusu olamaz gerçekten. En yakın arkadaşımla birlikte aynı üniversiteyi kazandık. Mükemmel bir şey bu. Tabi bir yıl mezuna kalmanın avantajı olsa gerek bu. En yakın arkadaşım diyince aklıma geldi yine. Biricik arkadaşım Derin . Onunla tanıştığım o gün halen ilk günkü gibi aklımda ..

Flashback
Küçük Nazlı tek ve en yakın arkadaşını kaybettiği acıyla günlerce ağlamıştı. Bahçede öylece oturuyordu hep. Kimseyle arkadaş olmak istemiyordu. Kimseyi yanına yaklaştırmıyordu. Bir gün değişiklik olsun diye bisikleti ve annesiyle birlikte parka gitti. Bisikletini tam sürmeyi bilmiyordu. Bazen pedalları bacaklarını acıtıyor bazense duramıyordu. Bu sefer harika sürdüğünü sanarken tekerleğinin taşa gelmesi ile bisikletinden yere düştü. Ağlayarak annesine seslendi. Ama annesi ondan biraz uzaktı. Dizi kanıyordu. Ve canı çok yanıyordu. O gözyaşları içinde ağlarken minik bir el dokundu dizine. Gözlerini kaldırıp ona baktığında mavi- yeşil karışımı o harika gözlerle karşılaştı. Tıpkı en yakın arkadaşının gözlerine benzeyen... o minik kız önce güzelce dizlerindeki taşları silkeleyip yavaşça onu kaldırdı ve ona sarıldı.

"Canın halen acıyor mu?" Nazlı bu zamana kadar arkadaş istememişti ondan başka. "Bundan sonra her düştüğünde seni kaldırabilecek. Her ağladığında gözyaşlarını sileceğim. Arkadaş olalım mı ?" Tatlı tatlı söylediği o sözler, küçük Nazlı'yı ağlatmaya yetmişti. Yavaşça başını salladı..

Ve o parkta bir arkadaşlığın temeli değil; bir kardeşlik doğdu...

Flashback son

Evet dediğini de yapmıştı. Her ağladığımda ilk sığındığım, her canım yandığında dert ortağım olmuştu. Bir arkadaştan fazlası kardeşimdi benim o. Belki de öz be öz olan hayvan kardeşim Ege'den bile fazla.

Ege demişken artık kalkmam gerekiyor. Çünkü bugün Derin ile buluşup geçenlerde kayıt olduğumuz üniversiteye gideceğiz. Sahi ben ne okuyacağımızı söylemedim. Ben o hep hayalini kurduğum ve çocuklara olan aşkımdan dolayı Çocuk Gelişim okuyacağım. Daha doğrusu okul öncesi öğretmenlik. Derin de İngilize öğretmenliği .

Düşüncelerden kurtulup hızlıca banyoya girdim. Annemin odama damlaması an meselesiydi çünkü. Güzelce duşumu alıp odamda hızlıca giyindim. Ve sultanımın yanına indim. Evimiz dubleks bir evdi. Üst katta kardeşimin odası , benim odam vardı. Alt katta ise amerikan mutfak , büyükçe bir salon ve annemlerin odası vardı. Ve de büyük bir bahçemiz. Derinler de bizimle aynı bahçede hemen yan evde oturuyorlardı.

"Sonunda inebildin çocuğum odandan." Sinirle söylenmesini duymazlıktan gelip ıslak ıslak öptüm onu. "Vallahi delirteceksin Nazlım sen beni. Böyle öpülmeyi sevmediğimi biliyorsun. Gerizekalı çocuk. " sinirle yanaklarını silip mutfağa geçti. Annemle uğraşmak gerçekten çok hoşuma gidiyordu. Masada her şeyin hazır olduğunu görünce hemen geçip yerime oturdum.

Sonrasında da zaten gözlerini ovalayarak inen bir adet Ege ve babam da gelmişti. Annem de çayı getirip tam oturmuştu ki zil çaldı. Yerinden kalkmaya hazırlanırken elimle durdum onu. "Ben açarım anneee." Koşarak çalan kapıyı açtım. Karşımda en yakın arkadaşımı gördüm. Sanki dün akşam buluşanlar biz değilmişcesine kocaman sarıldık birbirimize. "Yahu daha dün görüşmedi mi bunlar ? Niye böyle salak salak sarılıyorlar?" Sarılmayı kesip masaya geçtiğimizde söylenen Ege'nin kafasına bir tane geçirmeyi de ihmal etmemiştim. "Sen anlamazsın canım. Çünkü senin böyle en yakın arkadaşın yok." Ona dil çıkartıp yemeğime döndüm.

DestinyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin