XI

685 51 94
                                    

Bölüm şarkısı: Baekhyun -  On the Road (Hyena OST)


"B-ben sana yalan söyledim" diye fısıldadım. Gözlerimi onunkilere çıkaramıyordum. Korkuyordum vereceği tepkiden.

"Ben bir alfa değil omegayım Jongin."

Söylemiştim işte... İçimdeki yükten kurtulmuştum. Ama bunun hafif hissettireceği yerde çok ağır bir yük gibi geliyordu. Daha söylediğim anda pişman olmuştum. Gözyaşlarım istemsizce akmaya devam ediyordu.

Jongin ise sessizdi. Ona bunu söylerken bakışlarım yerde olduğu için bir cesaret kaldırıp ona baktım. Yüzünde ne görmeyi bekliyordum bilmiyorum ama bu değildi. Yumuşak bir şekilde gülümsüyordu. Gözleri anlayışla parlıyor gibiydi.

"Neden bir şey söylemiyorsun?"

Yavaş hareketlerle bana yaklaştı. Sarılmak istediğinde onu elimle durdurmuş engel olmuştum.

"Sana neden bir şey söylemiyorsun dedim Jongin? Neden şaşırmıyorsun? Neden bağırmıyorsun bana, sana yalan söyledim diyorum!"

Derin bir nefes verdi. Sanki uzun süredir tutuyormuş gibiydi nefesini.

"Sehun ben biliyordum."

"Ne?"

"Omega olduğunu biliyordum."

Hayatımda yaşayıp yaşayabileceğim en büyük şaşkınlıktı. Öylece durmuş ona bakıyordum. Kafam söylediği şeyi algılayamıyor gibiydi. Benim omega olduğumu bilmesine imkan yoktu. Bunu sadece annem ve dayım biliyordu.

"N-nasıl?" Konuşurken bile şoktan kekelemiştim.

"O zaman hikayemizi bir de benim tarafımdan duymaya hazır mısın?"

Ellerimi yüzüme götürerek gözyaşlarımı sildim. Hafifçe kafamla onu onayladım.

"Seninle ilk tanıştığımızda senin benim hakkımda ilk izlenimin 'şirin bir ayı' olmuştu değil mi? Bense seni görünce sadece güzelliğinin cennettekileri bile kıskandıracak bir omega olduğunu düşünmüştüm. Üzerinde bol mavi çizgili bir gömlek vardı. Ayağında giymeyi bırakamadığın converselerin. Sıradandı. Ama senin sıradanlıkla alakan yoktu Sehun. Tanrılara yemin ederim ki benim gördüğüm en güzel şeydin. Hem de tüm o bana yönelmiş öfkenle bile..."

Durmaya yüz tutan gözyaşlarım sözleriyle birlikte tekrar akıyordu.

"Öncelikle seninle uzun süre vakit geçiren alfalar nasıl oluyor da senin omega olduğunu fark edemiyor bunu bilmiyorum. Çünkü bence bariz belliydi. Bana saldırmaya çalışan o cılız alfa feramonlarını aldığımda şoka girmiştim. Bir an gerçekten alfa olduğunu sandım. Ama benim feramonlarımın sana verdiği zararı gördüğümde bir şeylerin yanlış gittiğini anlamıştım. Sonra hasta olduğunu öğrendim. Yine bir şeyler yanlıştı. Bizim yaşımızdaki alfalarda astım ve kalp hastalığının görülme oranını biliyor musun Sehun? Bunu araştırdım. %0,5. O kesime giriyor olabilirdin küçük bir ihtimal bu yüzden bir süre kafa karışıklığı yaşamaya devam ettim."

O derin bir nefes almak için durduğunda masaya uzanıp tekilayı shot bardığına doldurdum önce kendim bir tane attım, ardından ona uzattım. Birkaç saniye gözlerime baksa da kabul edip içti. Sonra devam etti.

"Seninle ilk içtiğimiz gece sen bana sinyaller yollamaya devam ettin sözlerinle. Hiç farkında değildin ama okyanusa 'özgür olmak istiyorum' diye bağırdın mesela. Neden? Neden özgür olmayasın ki? Babanın baskıcılığından şikayetçiydin. Ama bunu kabul etmiştin. Bak alfalar hakkında önemli bir bilgi vereyim mi sana? Bizim kanımızın en kaynadığı yaş 20'lerdir. Eğer karakteri gerçekten silik bir alfa değilse babasının bunu yapmasına da izin vermez. Ağız burun dalar kısacası kendi babası bile olsa. Ama sen izin veriyordun. Bir şeyler yanlış gitmeye devam ediyordu çünkü karakterinin gerçekten sağlam olduğunu da anlamıştım."

When the Chick Lied to the Bear~ SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin