*...kapı çok şiddetli bir şekilde çalmaya başlar.*
Meri'den:
Halit'le birlikte masadan kalkmış kapını önüne gelmiştik. Kapıyı bu kadar hiddetli çalan kim olabilirdi ve neden olabilirdi? Biraz korkmuştum ama belli etmedim. Kapının deliğinden baktığımda kapıyı çalanın Ekin olduğunu anladım ama neden kapıyı bu şeklide çaldığı hakkında bir fikrim yoktu. Halit'e baktığımda o da biraz tedirgin duruyordu. Hemen kapıyı açtım ve kapıyı açar açmaz Ekin kollarını boynuma doladı ve bana sımsıkı sarıldı. Ama bi dakika çok kötü ağlıyordu, hıçkıra hıçkıra. Bende hemen kollarımı ona sardım ve başını okşadım. Neden bu şekilde ağladığıyla ilgili hiç bir fikrim yoktu sadece tek bildiğim çok kötü bi şekilde ağladığıydı. Bi süre sonra kollarımı Ekin'den ayırdım ve Halit'e onu salona götürmesini söyledim. Ben de tam kapıyı kapatıcaktım ki kapının önünde küçük bir çanta gördüm ve bu Ekin' in çantasıydı. İçimden nolur düşündüğüm şey olmasın diye geçirdim ve çantasını içeri alıp kapıyı kapattım ve salona gittim. Ekin beni görür görmez yerinden kalktı ve tekrar bana sarıldı. Bende ona sarılmış, kafasını okşuyordum. Bu onun az da olsa sakinleşmesini sağlıyordu. Bi 10 dakika öyle kaldıktan sonra onu koltuğa oturtdum ve bende yanına oturdum, Halit'e de bir bardak su getirmesini istedim. Ekin biraz daha sakinleştikden sonra konuşmaya başladım.
Meri: Ekin kuzum noldu niye ağlıyosun? O çanta ne? Hadi anlat gülüm.
Ekin: Merii. Annem. Beni evden attı.
( Ekin tekrar ağlamaya başladı ve duyduğum şeyle şok olmuştum. Çantayı görünce bu ihtimal aklıma gelmişti ama olmamıştır dedim. Fakat olmuştu. İyi de neden? )
Meri: Ne? Ne demek evden Ekin? Nasıl yaptı bunu?
Ekin: Ben bi-bilmiyorum. Okuldaydım. Aradı beni 'hemen eve gel acil dedi. Ben de kötü bişey oldu diye çıktım okuldan hemen geldim. Kapıyı çaldım. İlkinde kimse açmadı. 2 kere daha çaldım. En son annem açtı kapıyı elinde çantam vardı. Anlamadım başta neden çantamın elimde olduğunu ama beni görünce çantayı önüme attı ve 'artık kendi başının çaresine bakmayı öğrenmelisin dedi. Şok oldum ben anlamadım ne olduğunu. İdrak edince ağlamaya başladım bilemedim ne yapacağımı. Aklıma sen geldin, sana geldim bende sen anlarsın beni diye. Gerçi sen de yoktun bugün okulda. Sen nasılsın iyi misin?
Meri: Oof boşver beni. Şuan konumuz sensin. Bak istediğin kadar burda kalabilirsin tamam mı?
Ekin: Saol Meri yaa. Ama bu gece kalıyım bi şekilde bi yol bulurum ben.
Meri: Cık cık cık. Bunu duymamış olıyım. Hem ne güzel işte ben de yalnız kalmamış olurum. Sıkılıyodum zaten evde tek başıma.
Halit: Aaa ben geliyorum ya seni ziyarete. Şikayetçi misin yoksa. Hahhahaa.
Meri: Onu dedim ben yaa. Hem bu ev senin üstüne unuttun heralde kdkskskww.
Halit: Tamam tamam demedim bişey. Neyse hadi ben gidiyim okulda bi iki öğrencinin dosyası gelmişti onlara bakıcam sizde takılın.
Meri: Tamam. Haliit.
Halit: Efendim güzelim?
Meri: Ya şimdi hani her dönem öğrencilerin bilgilerinin olduğu bi form doldurtuyosunuz ya bize.
Halit: Eee benim cin fikirli kuzenim. Ne geçiyo aklından dökül bakalım.
Meri: Yaa ben dedim ki acaba o kağıtlarda Rüzgar'ın da kağıdı var mıdır? Yani onun kağıdı da varsa belki onun hakkında bişeyler öğrenebiliriz.
