𝖲𝖾𝖼𝗈𝗇𝖽 𝖢𝗁𝖺𝗇𝖼𝖾 || 𝗕𝗲𝗹𝗹𝗮𝗿𝗸𝗲

1- 𝗦𝗲𝗰𝗼𝗻𝗱 𝗖𝗵𝗮𝗻𝗰𝗲

•••

Zaman: 6. Sezon Sonrası

Clarke yumuşak bir kadın sesiyle araladı gözlerini.

Annesinin sesine benzeyen bir kadın sesi ile.

Yerinde kıpırdandı. Uzun zamandır ilk defa bu kadar rahat uyumuştu.

"Hadi Clarke! Jaha'nın konferansına geç kalacaksın!" Dedi az önceki ses. Başka bir odadan bağırıyor olduğu belliydi fakat gür bir sesi vardı ve Clarke'ın uykusunu açmaya yetmişti.

"Jaha mı?" Clarke şaşkınlıkla kafasını kaldırıp etrafına bakındı.

Ark'ta ki evine çok benziyordu.

Hatta aynısıydı.

Raflardaki kitaplar, masadaki eskiz defteri, yerini asla sevmese de çalışma masasının üzerinde duran ayna...

Bunları görmek Clarke'ı hem duygulandırmış hem de korkutmuşu.

Clarke korkuyla ayağa kalktı. Ardından yerini ezbere bildiği aynanın önüne geçti hemen. Elleriyle masadan destek alıyordu.

Saçları yıllar önceki gibi uzundu. Her şey olmadan önceki gibi...

Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Neler oluyordu burada?

O sırada kapısı açıldı. Içeri giren adamla Clarke nefesini tuttu. "Daha hazırlamadın mı?" Dedi adam Clarke'a samimi bir şekilde gülerek.

"Baba?" Dedi Clarke gözleri dolu bir şekilde.

Jake Griffin şaşkınlıkla kızına baktı. "Bir sorun mu var bir tanem?" Diye sordu kaşlarını çatarak.

Clarke kendini tutamayıp koşarak babasına sarıldı.

Saçma sapan bir kabus görmüştü. Her şeyini kaybettiği, ölüm komutanı olduğu bir kabus... Fakat hepsi bir kabustu.

İçinden bir ses kabus olduğunu inkar etse de kendi kendine inanmaya çalıştı.

Eğer bunlar kabus olmasa burada olamazdı değil mi?

Yutkundu. Bunların kabus olması Lexa'nın, Madi'nin ve daha nicelerinin aslında var olmadığı anlamına geliyordu. Hatta... Hatta belki Bellamy, Monty, Raven, Murphy ve diğerleri de gerçekte var olmayabilirdi...

"Çok kötü bir kabus gördüm." Dedi acıyla ağlayarak.

Jake kızının saçlarını okşadı. "Sorun yok hayatım. Hadi hazırlan. Jaha bir konferans verecekmiş." Dedi gülümseyerek.

Clarke başıyla onaylayıp hazırlanmaya başladı. Siyah bir kot giyip üzerine mavi bir gömlek geçirdi. Yıllardır bu kıyafetleri giymemiş gibi hissediyordu.

Ardından uzun, sarı saçlarını hızla tarayıp evden çıktı.

Konferans alanına doğru hızla ilerledi.

Ark'ta bulunan herkes orada toplanmıştı.

Hatta o sırada Monty'i gördüğüne emindi.

Ve bu kafasını daha da karıştırmıştı.

Monty ile daha önce tanışmamıştı. Nasıl onu rüyasında görebilirdi ki?

Yine de yüzünde bir gülümseme oluştu. Bu diğerlerinin de gerçek olduğuna olan umudunu arttırmıştı.

Jaha'nın konuşmasını beklerken birinin onu ittirmesiyle neredeyse yeri boyluyordu.

Arkasını döndüğünde gördüğü kişilerle nefesini tuttu. Ona çarpan Octavia ve hemen arkasındaki Bellamy...

Çoğu zaman çatışsalar da değer verdiği Octavia Blake ve asla itiraf etmese de aşık olduğu Bellamy Blake.

"Octavia biraz dikkat-" Bellamy konuşurken gözleri Clarke'ın gözleri ile buluştu ve susuverdi.

Ikisi aynı anda konuştular. "Clarke?" "Bellamy?"

Bellamy de onu tanıyor muydu? Bu nasıl olabilirdi ki? Her şey çok saçma gelmeye başlamıştı...

Octavia omuz silkip umursamazca en ön sıraya geçerken Clarke yutkundu. Beynine bilgiler dolmaya başlamıştı.

Octavia Blake yasal olarak bir abiye sahip olan Ark'taki tek insandı. Bu da onu Ark'da çok ünlü yapıyordu tabiki.

Bellamy ve Clarke aralarında şaşkın bir bakış paylaşırken Jaha'nın sesi duyuldu.

"Seçilen 100 kişi dünyanın güvenliğini test etmek için dünyaya gönderilecek!" Dedi Jaha sert bir sesle.

Bellamy ve Clarke'ın gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

Her kafadan ayrı ayrı sesler çıkarken Bellamy ve Clarke endişeyle birbirlerine bakıyorlardı...



•••

Selam! Yeni kurguma hoşgeldiniz efenim!

Bana bu fikri veren glsmSkA a ithafen!

Umarım beğenirsiniz!

Iyi günler dilerim!