Gerçek

257 20 6
                                    

Multimedia'da Pelin'in vampir gözleri...

Oy verip yorum yapmadan gecmeyin ;)

İyi okumalar.

Ormana girip koştum.

Evinde geldiğimde Pelin çoktan hazırlanmış. Ama kıyafeti biraz açıktı.

"Bu eteğin diğer yarısı nerde sevgilim?" dedim. İlk geldiğimde yüzü gülüyordu. Ama şimdi yüzü asıldı. Onun üzülmesine dayanamadım.

"Şaka yaptım sevgilim."dedim. Gülüp omuzuma atladı. Dudağımı öptü.

"Hadi çıkmıyor muyuz?"dedi. Çıkalım dedim.

Önce sinemaya gittik. Sinemada romantik bir film vardı. Film bittikten sonra gidip öğle yemeği yedik. Vakit çok güzel geçti. Akşamüstü olmuştu bile.

Telefonum çaldı. Şu güzel anın içine etti.

Akif arıyordu. Şimdi iki saat konuşacak.

"Ne var, noldu?"dedim. Sabahki olaydan sonra halâ sinirliydim.

"Talha eve gelmen lazım."dedi. Sesi yumuşaktı. Sanırım özür dileyecekti.

"Pelin istersen gidelim artık."dedim. Sesim farkında olmadan sert çıkmıştı.

"Talha iyi misin? Bişey mi oldu?"dedi.

"Yok bişey hadi."dedim. Hesabı ödeyip çıktık. Pelin'i eve bıraktım. Kendi evime gittim. Akif oturmuş beni bekliyordu.

"Geç otur şuraya."dedi. Kısık bir sesle. Karşısına oturdum.

"Noldu?"dedim. Önemli bişey olduğu belliydi.

"Bir kız için benim lafımı ezip geçtin. O çok değer verdiğin kız bir vampir."dedi. Ne? Kafamdan aşağı kaynar sular döküldü. Kızı nerden biliyordu? Vampirle ne alakası vardı?

"N-ne k-kızı? N-ne v-vampiri?"dedim kekeleyerek. Ciddiyetini hiç bozmadı.

"Geçen gece nerede olduğunu Berk'ten öğrendim. Kız hakkında biraz araştırma yaptım. Ve vampir olduğunu öğrendim." dedi. Olamaz. Pelin vampir olamaz. O düşmanımız olamaz.

"Saçmalama! Yanlış araştırmışsındır. Bi daha araştır."dedim. İnanmak istemiyordum. Akif alaycı şekilde gülümsedi.

"Keşke yanlış olsaydı."dedi. Şimdi ne yapacaktık. Onu asla bırakmam.

"Ne yapıcaz?"dedim. Akif yine ciddileşti.

"Bunu Berk gelince hep beraber konuşuruz."dedi. Sahi Berk nerdeydi?

"Berk nerede?"dedim. Kaşlarını çattı.

"O senin gibi mi, okula gitti."dedi. Hııı. Çok da umrumda.

Akif mutfağa gitti. Kendine bişeyler hazırlayacaktı galiba.

"Aç mısın?"dedi. Daha yeni yemekten gelmiştim.

"Yok. Ben tokum."dedim. Akif bişeyler mırıldandı ama anlamadım. Telefonu çıkardım. Biraz oyun oynadım.

Berk geldi. İçeri artist artist girdi.

"Selam millet."dedi.

"Git üstünü değiştir gel."dedim. Bana salak salak baktı. Sonra yukarı çıktı.

Akif geldi yerine oturdu. Berk de gelince konu açıldı. Berk'in düşüncesi benden yanaydı.

"Ben Pelinle gidip konuşacağım."dedim. Berk de kafasını salladı.

"Bence onu öldürmeliyiz."dedi Akif. Ne diyordu bu? Aniden ayağa kalktım.

"Eğer Pelin'e dokunan olursa, yemin ederim ki onu öldürürüm. Bir parçasını bile bulamazlar. Şimdi Pelinle konuşmaya gidiyorum."dedim sinirle. Gözlerimin renginin değiştiğini hissedebiliyordum.

Hızla dışarı çıktım. Pelin'in evinde doğru koştum.

Eve geldiğimde hemen zili çaldım. Pelin kapıyı gülümseyerek açtı. Ama benim yüzümü görünce gülümsemesi kayboldu.

"Hoşgeldin aşkım. İçeri geç."dedi. İçeri girip koltuğa oturdum.

"İçecek bişeyler ister misin?"dedi. Beni mutlu etmeye çalışıyordu.

"Sadece konuşmak istiyorum."dedim. Yanıma oturdu.

"Sana bişey soracağım ama dürüst cevap ver."dedim. Şaşkın bi şekilde baktı.

"Tamam. Dürüst olacağım."dedi. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum ama söylemek zorundaydım. Belki de söyleyince ezeli düşman olacağız.

"Pelin sen beni seviyor musun?" dedim.

"Bu nasıl soru tabiki seni seviyorum."dedi. Gözlerinde samimiyet vardı. Artık söyleme vakti.

"Sen vampirsin değil mi?"dedim. Bir süre öylece donakaldı. Sonra kafasını salladı.

"E-evet. Ama sen... Nasıl..."dedi. Halâ şaşkındı. Gözlerinden yaş akıyordu. Ona yaklaştım. Elimi omzuna attım. Kendime doğru çektim.

"Sakin ol sevgilim."dedim. Şimdi de benim sırrımı söylemem gerekiyordu.

"Artık beni sevmeyeceksin değil mi?"dedi. Gözlerinde terk edilme korkusu vardı.

"Ben seni her hâlinle seviyorum. Ama sen beni bu hâlimle sevecek misin bilmiyorum." dedim. Bana baktı. Anlamamıştı.

"Bu ne demek şimdi?"dedi. Herşey üstüste gelince ben de, o da daha çok sarıldık.

"Ben kurt adamım."dedim. İyice şaşırdı. Sonra gülümsedi.

"Ben de seni her hâlinle seviyorum."dedi.

Birbirimize sarıldık. Halâ ağlıyordu. Uzun sarılarak kaldık. Sonra geriçekildik.

"Ama bizler birbirimizin düşmanıyız. Savaş da yaklaşıyor. Ne yapıcaz. Ben seni bırakamam."dedi. Gülümsedim. O da gülümsedi.

"Bunun çaresine bakıcam. Ben bir alfa kurtum. Kurtları ben vazgeçebilirim. Ama vampirler nolucak? Onların lideriyle konuşmam lazım."dedim. Sevgilimle iş konuşuyordum. Olamaz.

"Bizim liderimiz benim amcam olur. Seni onunla görüştirebilirim. Ama sonunu bilemem. Sana bişey olursa da orayı başlarına yıkarım."dedi. Son cümleyi söylerken çok tatlıydı.

Yine de herşeyi göze almam gerekiyordu. Ama önce kurtlarla konuşmam lazımdı.

"Merak etme hiç bişey olmayacak. Seni seviyorum."deyip dudaklarına öpücük kondurdum. Dışarı çıktım. Koşmaya başladım.

Eve geldim. Akif odasındaydı. Yanına gittim. Karşısına oturdum.

"Akif beni diğerleriyle görüştürmen lazım" dedim. Kafasını salladı.

"Peki ama noldu?"dedi. Sonucu o da merak ediyordu.

"Pelinle konuştum. Biz ayrmayacağız." dedim. Yine ciddileştim.

"Ama o düşmanımız ve ölmesi gerek."dedi. Halâ aynı fikirde gerizekalı.

"Sana ölmeyecek dedim. Savaş da olmayacak. Beni diğerlerinin yanına götür. " dedim sinirli bir şekilde.

Akif kalktı. Dışarı çıktı. Ormana doğru koştu.

Bence iyi gidiyorum. Sizce... Yorumlarınızı ve fikirlerinizi bekliyorum. ¥₩£

Kurtun GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin