İlk Kez

206 20 4
                                    


Akif kalktı. Dışarı çıktı. Ormana doğru koştu.

Büyük bir alana geldi. Durdu. Büyük bir ağacın yanına yaklaştı. Ağacın gövdesine bir pençe attı. Ağaçtan bir kabuk düştü. Boş kalan kabuğunun yerinde bir düğme vardı. Düğmeye bastı.

"Alfa da gelince beni önce onunla görüştür."dedim. Olumsuz anlamda kafasını salladı.

"Görüşemezsin. Çünkü eski alfa öldü. Artık lider sensin. Herkes gelince ne söyleyeceksen söylersin."dedi. Bu iyi oldu. Çünkü ikna etmek zor olabilirdi.

Ağaçların arasından iki kişi geldi. Onların biraz arkasından başkaları da geldi. Herkes toplanınca sözler başlama vakti geldi.

"Beyler biliyorsunuz ki vampirlerle savaş yaklaşıyor."dedim. Biraz durdum. Hepsi beni bütün dikkatiyle dinliyorlardı.

"Biz bu savaşı neden yapıyoruz."dedim. Cevabı tam olarak bilmiyorlardır diye tahmin ettim. Öyle de oldu zaten.

"Eskiden atalarımızın arasındaki bir anlaşmazlık yüzünden."dedi. Hafifçe gülümsedim.

"Evet, geçmişteki bi olay yüzünden şimdi bedelini neden biz ödeyelim?"dedim. Hepsi birbirine baktı. Sonra yine aynı kişi atladı.

"Atalarımızın sorunu, bizim sorunumuzdur. Biz onların neslinin devamıyız."dedi. Çoğu ona katıldı. Dört beş kişi de benimle aynı fikirdeydi. Ama Akif benimle değildi. O da savaş istiyordu.

Kurtlar ikiye bölünmüştü. Bu olmamalıydı.Ben ormandan uzaklaştım. Ama hızlı koşmadım. Normal yürüdüm. Beş kişi de benimle arkamdan geldi. İyiki aralarında Berk de vardı. O da farklı düşünseydi belki umudumu kaybedebilirdim.

Eve gittim. Diğerleri salona geçti. Ben yüzümü yıkayıp geldim.

"Beyler, ben vampirlerle de görüşüp işi halledeceğim. Sonra siz de arkadaşlarınızın yanına dönebilirsiniz." dedim. Hepsi onayladı.

"Ama anlaşamazsak. Savaş çıkarsa arkadaşlarımıza yardım etmemiz gerekir."

dedi. Ben savaş olmayacak diyorum, onlar yardım edelim diyorlar.

"Savaş mavaş yok. Şimdi gidebilirsiniz." dedim. Ciddi bir şekilde. Hiçbiri ağzınını bile açamadı.

"Berk ben gidiyorum."dedim. Nereye diye bile sormadı. Hayret. Gerçi biliyordur Pelin'in yanına gittiğimi.

Evden çıktım. Koşup gittim. Pelin kapıyı açınca boynuma atladı. İçeri geçtik. Yanıma oturup sarıldı.

"Noldu sevgilim? Ne konuştunuz?"dedi. Merak etmekte haklıydı.

"Bazıları kabul ediyor bazıları kabul etmiyor."dedim. Yüzü asıldı.

"Pelin sizin liderinizle görüşmem lazım." dedim. Yüz ifadesi hiç değişmedi.

"Peki yarın gidelim."dedi. Kafamı salladım. Bir anda gülümsedi. Ne olduğunu anlamadım.

"Sen kurtsun ben de vampir. İkimiz de avlanıyoruz. Hadi ilk kez beraber avlanalım."dedi. Bu fikir benim de hoşuma gitti. Ben de gülümsedim.

Dışarı çıktık. Ormanda yavaş yavaş dolaştık.

"Bişey bulamadık."dedi somurtarak. Sırıttım.

"Aslında ben ne zamandan beri av kokusu alıyorum ama..."dedim. Gözleri büyüdü.

"Dalga geçme. Öyle bişey olsa kokuyu ben de alırdım."dedi. Gülümsemem arttı.

"Kurtların koku alma özelliği daha güçlüdür. Hem de benim güçlü. Çok uzaktaki kokuları bile alırım. Ve bu koku senin alamayacağın kadar uzakta."dedim. Omuzuma bi tane vurdu.

Kurtun GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin