3.BÖLÜM: EVDE İLK GÜN

22 2 0
                                    

Çoktan eve gelmiş, içeri girmiştik bile.. Ela ve annesini salona doğru yönlendirirken Asya ve benim odamın dağınık olduğunu gördüm. Tabi sabah okul telaşına daldığımız için bu olağan bir şeydi. Hemen odaya girip yatağın üstünde dağınık olan kıyafetleri hızla katlayıp dolaba yerleştirdim. Asya ve ben aynı odayı paylaşıyorduk. O yüzden yan tarafımızda ki oda boştu. Oraya bir oda arkadaşı aradığımız doğruydu. Ve bu Ela’ya kısmetmiş. Asya kolay kolay kimseyi kabul etmezdi. Ben başka kişilerde getirmiştim bizim eve oda için ancak anlaşamayınca oda boş kalmıştı.Asya izin verdiğinde şaşkınlığa uğradığımı kabul etmeliyim. O da içeride çay demliyordu. Hemen işimi halledip odadan çıktım. Salona yöneldim. Ela annesiyle bir şeyler konuşuyordu. Ben gelince sustular. İkisi de mutlu görünüyorlardı. Çaylarda gelince Asya ‘evet sizin kalacağınız oda şu tarafta’ dedi eliyle işaret ederek. ‘Evimiz çok büyük olmadığı için çabuk ısınıyor ve odayı isteğine göre dizayn  edebilirsin tatlım’ dedi. ‘İsterseniz bir görün o kadar küçük değil, yani ikinize de yeter’ dedim göz kırparak. Ela ve annesi peşimizden gelirken en sonunda odaya varmıştık. İkisi de beğenmişe benziyorlardı. Buna sevinmiştim. Sonunda o oda doluyordu.Annesi bizimle ailemizle ilgili konuştu. ‘Neden aileniz yanınızda değil kızlar? Dedi. ‘onlar iş nedeniyle oradalar yani Eskişehirde, burada teyzemler olduğu için açıkçası izin vermişlerdi burada okumamıza ve teyzemler sık sık uğrarlar yanımıza’ dedim. E kadında haklıydı daha ilk günden böyle bir yakınlık.. Aynı evde kalmak. Bizi tanımaya çalışıyordu haklı olarak.. Ama sonunda kararını sorduğumuzda yüzü asıktı birden korktum kalmayacaklar diye ama sonra gülümsemeye başlayarak ‘Tama kalıyoruz’ dedi Ela’nın annesi. ‘Artık ben size bakarım kızlar.. sizde benim kızlarım sayılırsınız.. Peki ailenizin bundan haberi var mı?’ diye sordu. Ben hemen telefona sarıldım ve ‘işte şimdi olacak’ dedim. Sonra bir köşeye çekilip annemleri aradım. ‘annem seni çok özlemişim, nasılsınız iyi misiniz? Babam nasıl?’ … ‘iyiyiz yavrum, bizde sizi çok özledik.. Bir şey olmadı ya!?’
‘Yok annem, eve şu boş odaya bir arkadaş bulduk..  Annesi de bizle kalacak kız daha yeni geldi sınıfa ilk defa Ankara’ya gelmişler’ dedim.
Annem biraz durakladıktan sonra ‘teyzenler gelsin bir tanışsın kızım, hemen güvenemeyiz insanlara.. öyle değil mi?’
‘tama annem sen nasıl istersen , zaten çok yeni oldu bu gelişme daha bugün yani.’ Dedim. ‘Eee babam nasıl sağlığı iyi mi?’
‘iyi kızım bir sorun yok, arada tansiyonu yükseliyor o kadar’ dedi. ‘kızım ben şimdi teyzenleri bir arıyayım Asyam’ı öp benim yerime 3-4 haftaya kalmaz bir yanınıza gelmeyi düşünüyoruz’
‘Tamam annem gelin sizi ok özledik. Kendinize iyi bakın öptüm babamı’ dedim. Ve telefonu kapattım.
Ben geldiğimde muhabbet iyi gidiyordu sanırım.. Kahkahalar falan. Evimiz gerçekten şirindi. Beyaz üçlü ve ikili koltuklar vardı televizyonun karşısında. Perdeler ise vişneçürüğüydü. Yerde rengârenk desenli bir halı vardı. Zaten salon küçük olduğu için halı yeri kaplıyordu. Sonra orta sehpanın üstünde mutlaka bir kitap olurdu. Asya ve ben kitap okumayı severdik. Televizyon dolabının alt kısmında ise filmler, müzik cdleri vardı. ufak bir yemek masası vardı koltukların arkasında masa siyah renkti ve üstünde perdelere uygun vişne çürüğü örtü vardı. Hep dağınıktı üzeri. Biz orda nadiren yemek yerdik. Mutfakta da vardı bir yemek masası.. Salondakinin üstünde laptop vardı. Ve çeşitli dergiler..
‘Ela nasıl beğendin mi evimizi?’ derken onlar televizyonda bir şeyler izliyorlardı. ‘Gerçekten beğendim, sizin gibi arkadaşlarım olduğu için de çok şanslıyım’ dedi göz kırparak. ‘Açıkçası ilk günden bu kadar alışacağımı hiç düşünmemiştim’ dedi gülerek. Asya ‘bak ne kadar şanslısın tatlım’ derken. Aniden telefonum çaldı. Arayan Ali’ydi. Ela’nın bizim evde kalacağını biliyordu. Benden onun telefon numarasını istedi. Kimse duymasın diye mutfağa geçerek konuşmaya başladım. ‘Ali sen salak mısın? Kızdan kendin iste telefon numarasını.. Ben veremem .. İlk günden bu ne merak! Bu ne hız?!’ dedim ve öfkeyle suratına telefonu kapattı.Ali tekrar aradı ama görmemezlikten geldim ve sonra Esra aramıştı. Bu defa yine mutfaktaydım. ‘efendim’ dedim.
Esra ‘ moralim bozukta.. şu Ali’nin davranışları bugün sinirimi bozdu doğrusu.. Neydi öyle kızın resmen içine düşecekti ya!!’
‘Bu konuyu onunla konuşmalısın.. ona her şeyi açıklamanın vakti gelmedi mi Esra!?’
‘haklısın sanırım .. deneyeceğim Açelya’ dedi. Ve ‘Sağ ol’ diyerek kapattı.Ekrana bakarken ‘ne demek tatlım’ dedim. Ve içeri yürüdüm. Akşam olmuştu ve yemek vakti gelmişti. Ela’nın annesi mutfağa yönelirken ‘aaa olur mu hiç siz mutfağa girmeyin hemen ilk günden sonuçta misafirimizsiniz, biz hazırlarız’ dedim. Asya o sırada bana göz kırptı. Kadın ‘ olur mu hiç öyle şey evladım siz bizi evinize aldınız lafı bile olmaz’ dedi. Ama ona yalvaran gözlerle baktım ve ‘Lütfen, siz yorulmayın..’ dedim.  Kadın sonunda ısrarıma dayanamayarak salona gitti ve koltuğa oturdu. Ela’da mutfaktaydı. Ve salata yapıyordu. Şaşırmıştım. ‘sen yorulmasaydın tatlım ilk günden’ dedim.
‘lafı bile olmaz güzel yemek yaparım, artık aynı evde kalacağımıza göre bir şeylerin ucundan tutmalıyım öyle değil mi?’ dedi.
‘Nasıl istersen dostum’ dedim. Kız ustalıkla doğruyordu domatesleri. Ben o kadar hızlı kesemezdim. İçimden kendime gülerken ‘ne oldu’ dedi Ela. ‘bir şey olmadı sadece güzel yemeklerini tatmayı sabırsızlıkla bekliyorum tatlım’ dedim. Ve gülüştük. Bende önümdeki makarnaya yoğunlaştım. Ve bir ıspanak yemeği dünden vardı. Onu ısıtmakla yetindim. Makarnama harika bir sos yaptım. Domatesli fesleğenli biberli .. muhteşem bir şeydi. Belki herkes kullanmak istemez diye onu da sos tabağına yerleştirdim. Asya ve ben soslu yediğimiz için sosu tamamıyla tencereye döküp makarnayı alt üst ediyordum. Ama belki de misafirlerimiz istemeyecekti. Sahiden onlara artık misafir dememeliyim diye düşündüm. Sonuçta artık beraber yaşayacaktık. Asya masayı hazırlarken Hatice teyzenin (yani Elanın annesi) uyuyakaldığını gördüm. Yavaşça koluna dokunmamla gözlerinin açılması bir olmuştu zaten. ‘Yemek hazır’ dedim. Kadın gülümseyerek doğruldu ve hepimiz masaya oturmuştuk bile..Ellerimizi yıkadık. Ve olamaz ekmek yoktu evde. Bunu nasıl unuturduk. ‘Ben hemen ekmek alıp geleyim’ dedim içeriye. ‘Kusura bakmayın dedi Asya.. Bu sabah bitmişti. Unutmuşuz’.. Hemen alt kattaki marketten ekmek almıştım, kapanacaktı, son ekmekler satılıyordu artık. En sonunda iki tane almayı başarmıştım. Tam poşete koydum, yolda yürüyorum. Param yere düştü. Eğilip alayım derken kalkarken bir çocukla çarpıştım. Gözleri maviydi. Esmerdi. Uzun boyluydu. Saçları dağınıktı. Ve çok yakışıklı görünüyordu. Birden içimden kendine gel dedim. Hiçbir şey söylemeden ona bakıyordum. Utanmıştım. Doğrusu.. Kızardığımı hissedebiliyorum.’Affedersin’ dedi. Önüme eğilerek parayı yerden aldı ve bana uzattı. Sanırım çocuğu gördüğümde para elimden tekrar düşmüştü. O an hiçbir şeyin farkında değildim çünkü.’Önemli değil’ dedim ve hızlı adımlarla bizim evin oraya doğru yürümeye başladım. Çocuk hala orda mı diye dönüp bakacaktım ama ne yazık ki yapamadım. Ahh kalbim sıkışacak gibi oldu ama utançtan. Direk yukarı çıktım. Sonunda kapıyı çaldım. Ekmekleri masaya koydum. Tekrar ellerimi yıkadıktan sonra masaya oturdum
. Ela ‘bir şey mi oldu Açelya?’ diye sordu. ‘yoo sadece dışarıdan aceleyle geldim o yüzdendir’ dedim.
Asya ‘emin misin tatlım’ dedi. Sanırım rengim atmıştı .. ya da hala kırmızı mıydım bilmiyorum. Hemen telefonum çalıyor galiba diyerek odaya yöneldim. Aynaya baktım rengim atmıştı. Hemen banyoya girerek elimi yüzümü tekrar yıkadım. Ve daha iyi gözüküyordum. İçeri yönelerek ‘yanlış duydum sanırım’ dedim ve oturdum. Asya ‘Buyurun’ dedi. Ve yemeklerimizi yemeye başladık. Hatice teyze ‘aferin kızlar güzel olmuş.. Ellerinize sağlık’ dedi. ‘Afiyet olsun Hatice teyzemm’ dedim. Salata gerçekten çok güzeldi. Asya’da bunu onayladı. Ela ‘ımm.. bu yediğim en lezzetli makarna sosu .. nasıl yaptın bunu böyle ‘ dedi. ‘sana da öğretirim tatlım’ dedim gülerek. ‘mutlaka , acaba sizden daha neler öğreneceğim bakalım’ dedi. Bende ona ‘sende bana böyle güzel salata yapmayı ve tabii ki de şu hızlı doğrama işini öğrenmeliyim tatlım’ dedim.
Doğrusu ben bıçağı tutarken korkuyordum. Daha önce elimi kestirdiğim için titizlikle doğruyordum.belki de bu korkumu hiç yenemeyecektim. Yemek bitmişti. Geç saatlere kadar konuştuk, sohbet etik. Sonra herkes yataklarına geçti. Bense bugün ki çarptığım çocuğu düşünüyordum. Asya çoktan uyumuştu bile.
-----

Sabah olmuştu. Sabahın erken saatıinde kalkıp okula gitmek.. o sıcak yatağı bırakıp gitmek bana fena koyuyordu. Asya uyandırdı zorla .. Yoksa su döküyordu başıma, gıcık! Neyse Ela ‘da uyanmıştı. ‘Günaydın rahat uyudunuz mu? ‘ dedim. ‘Ben çok iyi uyudum ancak uyanma problemim var’dedi gülerek. Hemen kahvaltı yaptık. Sofrayı Hatice teyze hazırlamıştı. E bu sefer müsaade ettik tabiî ki.. ‘Ellerine sağlık’ derken Ela’nın telefonu çalmıştı. O da ne! Kız birden telefonu elinden düşürdü. ‘Ne oldu kızım!!’ diye çığlık attı Hatice teyze. ‘Anne olamaz! Babam kalp krizi geçirmiş ve şuan hastanedeymiş.. Amcam yanındaymış durumu kötüymüş’ dedi. Ağlıyordu. Hatice teyze ‘benim hemen babamın yanına gitmem gerek, kızım sen burada kal okulundan geri kalma tamam mı?!’ dedi. Hemen valizini toparladı. Ve bir Uçak bileti ayarladı kendine. Elanın yüzünde şaşkınlık, hüzün ve acı vardı.
‘Bende gelmek istiyorum’dedi.
‘Hayır sen burada kal kızım, baban senin derslerden geri kalmanı hiç istemez’ dedi ve kızına sarılarak ‘hiçbir şey olmayacak tamam mı? İkimizde döneceğiz senin yanına’ dedi. Ve kızını öptü.
 ‘Hadi kızlarım okula geç kalmayın’ derken ağlıyordu.
Biçare Ela’nın suratına baktım. Soğuk bir sesle ‘geçmiş olsun’ dedik Asya’yla.. İstersen gitme bugün dedim. Kendini topladı .. Ağlıyordu. ‘Gidelim, tüm gün evde durursam kafayı yiyebilirim’ dedi. Ve okul yolunu tuttuk.
Okulda Ali onun yanından hiç ayrılmamıştı. Esra ise bugün okulu asmıştı.. Ela’ya çok iyi destek oluyordu. Şakalar yaparak onu güldürmeyi başarıyordum. Bu beni de mutlu ediyordu.. Tüm gün o kadar boş geçmiş tiki.. Okulun ilk günleri olduğu için çoğu hoca serbest bırakıyordu. Emre’nin Elif’in yanına geldiğini gördüğümde Elif’i bir kenara çektim.
 ‘Vayy demek konuşuyorsunuz ha?!’
‘sayılır’ dedi. ‘sadece bana çıkışta bir şeyler yapalım mı’ dedi. Ahh işte bu kadar.. Nasıl yapmıştı bilmiyorum ama Emre bizim tarafa sırıtarak bakıyordu. Anlaşılan Elif ona açılmıştı.
‘şanslısın ‘ dedim. Elifse hala durgundu. ‘ne oldu?! Sevinmen gerekmez mi!?’ dedim.
‘Evet, ama sonra Emre’nin telefonu çaldı ve bugün değil de başka bir zamanda benle konuşacağını söyledi… işleri varmış beyefendinin !’
‘Tamam sakin.. öncelikle evet bu sinir bozucu ama o sana artık ilk adımını attı tatlım.. işte her zaman istediğin şey oluyor’ dedim ve koluna vurdum.
Sırıtışı suratına yayılıyordu. Çok mutluydu. Tüm gün Ela çok dalgındı. E tabii haklı olarak.. Elif ise bulutların üstünde bir Leyla’ydı sanki…


BANA AİTWhere stories live. Discover now