Bir sonraki gün günlerden Cuma ve evet kesinlikle bu bir mutluluk kaynağı.. Keşke cumalar hiç bitmese.. Ama Ela’nın babasının bu haberinden sonra ne kadar güzel olabilir ki ..Sabah her zaman ki gibi Asya ve Ela benden önce kalkmıştı. Ela dün ki olaylardan sonra okula gitmez diye düşünüyordum ama kız sırf kafası dağılsın diye okulu eve tercih ediyordu. Beklide haklıydı. Yani evde kalıp bunalıma girmektense.. daha iyi sanırım..
‘Tatlım, baban… şey çok üzgünüm gerçekten başın sağ olsun.’ Dedi Asya.
Ve bir yumruk parçası oturdu boğazıma.. Hiçbir şey konuşamıyordum.. Başımı onaylayan hareketlerle sallamıştım. Ela’nın çoktan gözleri dolarken ‘Babam…’ dedi. Derin bir sessizlik. Evet, sonunda bu sessizliği Ela’nın telefonundan gelen ses bozmuştu. Arayan annesiydi. ‘Hmm.. tamam annem sen üzülme tamam mı!? Üzüldüğünü babam görmesin. Biliyorsun o bizi her zaman görür’ dedi. Ne kadarda güçlü konuşuyordu annesiyle. ‘Tamam annem sen merak etme’ dedi ve telefonu kapattı...
‘Annem .. yarın gelecekmiş babamı buraya gömeceklermiş…’ dediğinde. Evde yine sessizlik hakim. Onu böyle düşünceli görmek moralimi bozuyordu. Son zamanlarda hep düşünceliydi. Ağlamıyordu da.. içine atmasa daha kötü olacak onun için korkuyorum.. Ve tekrar aynı telefon sesi.. Bir anda doğrulan Ela’nın anında gözleri parlayıverdi. Arayan kim bilmiyorum ama şimdi anlarız diye içimden geçirirken ‘Tamam Mehmet’ dedi ve telefonu kapattı. Asya ve ben ikimizde şaşıran gözlerle ona donuk donuk bakmaya başladık. Ne ara telefonunu almış da araşıyorlardı.. O bu bakışları fark etse gerek hemen bize doğru döndü ve ‘ Mehmetler bizi aşağıda beklediklerini söylediler, okula birlikte gidelim mi? Dedi bende kabul ettim’ dedi.
Bu kızın sürekli değişen ruh hali her zaman mı vardı bilmiyorum ama şuan kileri babasının durumuna veriyorum, gerçekten.
Ve Asya sinir küpüne döndü ama kızın moral durumu sıfır olduğu için tek kelime edememişti. Aferin … Bazen nerede duracağını iyi biliyorsun..
Aşağı indiğimizde kapının önünde bekleyen Mert, Mehmet ve yanında tanımadığım iki kişi daha.. Bunar da kim diye içimden geçirirken o gün aklımda canlanıverdi. Bunları daha öncede görmüştüm. Şimdi hatırladım.
‘Günaydın gerçekten üzgünüm, başın sağ olsun..’ dedi Mert ..
Ela anlamsızca başını salladı ve durak yoluna koyulmuştuk çoktan.. Mehmet’in yanında duruyor ve o da ne! el ele tutuşup yürüyorlardı..Ooo bunlar işi yürütmüşler bile ya.. Bu rahat tavırlarını anlamıyordum. Dünle bugün arasında ne değişmişti ki yani ?! Neyse okula gidince anlarız bakalım.
Durağa gidene kadar yeni çocuklar bizle tanışma faslına girdiler bile.. Biri bize dönerek ‘Ben Kerem, sen Asya olmalısın. Biliyorsun bende sizin sınıftayım. Ama bir türlü tanışamadık sen … yoğundun sanırım’ dedi. Ve Asya bunun altında kalır mı hiç? ‘Sınıfımıza yeni gelen birini tabi ki de biliyoruz .. Oradan bakınca aptala mı benziyorum?’..
‘Yok canım .. Ben öyle bir şey demek istemedim. Sen yanlış anladın prenses.’
‘Ben senin prensesin falan değilim, anladın mı!? Kendini beğenmiş ukala!’
‘Ya pardon yani şey.. kusura bakma bu öylesine çıkıverdi’ dedi ve gülerek önüne döndü.
Bu çocukta dengesiz .. katıksız mal.. ve Asya’ya böyle şeyleri bir anda söyleyebilen tek erkek sanırım.. O herkese açamaz kapılarını her zaman mesafeli.. Hiç olmadığı kadar da sinirliydi..
Diğer çocuk ise ise sessizdi. Yürümeye devam ederken durağa çoktan varmıştık ve beklemeye koyulduk. Yanlarında duran sessiz çocuk bize dönerek ‘Ben Alper’ dedi. Ve elini bana doğru uzattı. Çok iri yarı uzun boylu acayip kaslı bi çocuktu. Uzaktan görsem korkarım ya ama yakınımda duruyor işte.. Çok sert bakışları vardı. Biri beni dürtsün ya da cimciklesin sanırım korkudan küçük dilimi yuttum. Bi insan ancak bu kadar korkutucu görülebilir. Çok geçmeden bir kahkaha koparınca yüzü yumuşamıştı. Elimi ona doğru uzattım ‘Ben Açelya.. memnun oldum’ dedim.
‘Korkuttum mu seni?’ dedi ve biraz geri çekildi. Off! kıpkırmızı kesilmenin hiç sırası değil ama ya! Neden bilmiyorum ama çok utanmıştım.
Boğazımı temizledim ama ağzımı açamadım. Sadece gülümsemekle yetindim. Bir korna sesiyle irkildim. Sonunda otobüs gelmişti...
Herkes bindi en arkada ben ve Alper kalmıştık.. Alper önce benim binmem için elini öne doğru uzatmış bekliyordu. Belki sert görünüyor ama içlerinde en kibarı o sayılır diye içimden geçirdim .. İçerisi çok kalabalıktı. Hepimiz ayakta sıraya doğru dizilmiştik. Ela zaten Mehmet’le yan yana.. bir ayrılamadı yani. Asya desen Ela’ların yanında. Mert ve Alper’in arasında sıkışık bir vaziyette duruyordum. Ayaklata durmam ikisine bağlıydı. Sağımda Mert ve solumda Alper.. Alper kulağıma eğilip ‘Bu akşam bir şeyler yapmaya ne dersin, uygun musun?’ dedi.
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Aslında akşam için bir planım yoktu. Kaçamak gözlerle Asya’ya baktım ama o beni duymazdı buradan.’Şey…’ Bir anda Mert’le göz göze geldik. Alper’e ‘Bugün müsait değil’ dedi sertçe. Başımı kaldırıp ona baktığımda çene kasları gerilmişti. Alper’inde suratı asılmıştı. Bir an Mert’e hesap soracaktım ancak bu kalabalıkta kavga istemediğimden bunu inince yapmayı düşünüyordum. İkisi de bana bakmıyorlardı. Allah’tan yolumuz bitmek üzereydi ..
En sonunda okulun önünde ki durakta inmiştik. Bakışlarım Alper’e döndü ve ‘Sen hangi sınıftasın, bizim sınıfta görmemiştim’ dedim.
Asya’da yanımızdaydı. ‘Hadi ben gidiyorum. Ebru bekler beni’ dedi ve beni öptükten sonra gitti. Çok acelesi varmış gibiydi. O sırada Alper ‘ben sizin yan sınıftayım. Görüşürüz güzelim.’ dedi ve gülümsedi.
Gözlerim o sırada Mert’i aradı ama yoktu. Nereye gittiğini bilmiyordum ama sürekli kaybolup duruyordu. Ela ve Mehmet ise arkadan ağır ağır yürüdüler. Doğrusu ona soracak bir hesabım vardı da şu Mehmet bir gitse yanından…
Mehmet yanımıza geldiğinde bana Mert’i sordu. ‘Bilmiyorum az önce buradaydı..’ dedim. Ve Ela’yı yanıma çektim. ‘Ben bir gidip bakayım’ dedi ve yanımızdan uzaklaştı.
Ohh be hele şükür gitti yani..
‘Ela, neler oluyor senden bir açıklama bekliyorum.. Haberin olsun’ dedi.
Ela ise sırıtıyordu.. ‘Tamam hepsini anlatacağım’ dedi. Ve Beni okulun oradaki banklardan birine oturtturdu. Çok heyecanlı görünüyordu..
‘Nerden başlasam bilemiyorum..’
‘Biran önce başlasan iyi olur ..’
‘Tamam.. O beni hastaneye götürdüğünde onla bir yakınlaşma oldu aramızda..’ dedi.
‘Yakınlaşma derken … sevgili misiniz? yani’
‘Tam öyle değil aslında ama bilmiyorum.. Tam seni seviyorum demedi ama Bana beni koruyacağını falan söyledi ….Bilmiyorum ama sanırım evet, sevgiliyiz’
‘ Ben.. şaşırmadım ama ne bileyim biraz hızlı gelişti her şey yani sen emin misin? Sonradan üzülmeni istemem Ela.. Sonuçta yeni tanıyoruz onları.. Ve nasıl biri olduğu ne yaptığı her şey soru işareti’ dedim.
‘Haklısın ama böyle onu görünce heyecanlanıyorum. Ondan çok hoşlanıyorum.. Ve sanırım o da benden’ derken suratında kocaman bir gülümseme oluşmuştu.
‘Peki, sen hep mutlu ol tamam mı?’ dedim ve ona sarıldım.
Zil sesi kulaklarımızı doldururken kalktık ve okula doğru ilerledik. Sınıfa girdiğimde Mert ve Mehmet oradaydı. Mert çok sinirli ve gergin duruyordu. Kesin başka olaylar vardı.Başka.. tehlikeli olaylar.. Ama onu görünce gözümü ondan alamadığım gerçeğini kabullenmiştim. Evet kendime ne kadar itiraf edemesem de bende ondan hoşlanıyordum. Bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı? Sanki diye içimden geçirdim. Sıraya göz attığımda Elif oradaydı.. ‘Günaydın tatlım, nasılsın’ dedim. Bugün çok mutlu görünüyordu. ‘Günaydın Açelya.. Bugün Emre’yle buluşuyorum biliyor musun!’ Ouvv.. yanakları kırmızı kesilmişti çoktan. ‘Senin adına çok mutlu oldum tatlım’ dedim. Ve yanına oturdum.
‘Eee bu ilk buluşma mı?’ dedim.
‘Evet ne giysem bilemedim ki bana yardımın lazım Açelya. Hatta sen çıkışta bizim eve gel birlikte bakarız olmaz mı?’ dedi.
‘tamam tatlım, seni ben hazırlayacağım’ dedim. Anında boynuma sarıldı ‘Çok teşekkür ederim.. Canım arkadaşım benim’ dedi.
Onu böyle görmek beni çok mutlu ediyordu.Ben ondan daha mutlu oluyorum resmen.. Geçen sene o çocuk yüzünden az ağlamadı ya canım benim. Umarım hep mutlu olur.
Önüme döndüğümde bi kaç sıra önde Ali oturuyordu. Ve Ela’da onunla oturuyordu sınıf planına göre…
Ela’ya baktığımda Mehmet’in yanındaydı ve el ele Ali’nin yanına doğru yol almışlardı. Az sonra orada ortam çok gergin olacak ya.. Hemen Ali’ye seslendim. Ama onun gözleri Ela Mehmet’in ellerine kenetlenmişti. Adeta donmuştu ya.. Ela sırasına oturdu ve Mehmet onu yanağından öptü. Bizim sınıftaki öbür erkeklere bu kıza kimse yaklaşmasın der gibi bir bakış attı ve arkasını dönüp Mert’in yanına gitmişti. Mert ise başını iki elinin arasına almış suskun oturuyordu.
Ali ve Ela hışımla birbirleriyle konuşuyorlardı.
‘Sen ne ara onunla bu kadar samimi oldun ha!?’
‘seni hiç ilgilendirmez Ali!’
‘Sen onun sürtüğü mü oldun lan!?’
‘Ağzından çıkanı kulağın duysun.. Hangi sıfatla bana hesap sorup benimle böyle konuşuyorsun be!?’
bu konuşmayı Esra büyük bir zevkle izliyordu. Hemen yanlarına gitsem iyi olacak düşüncesiyle kalktım ve Elif beni kolumda tutup olduğum yere oturttu. Şaşkınca ona bakarken Mehmet’in buraya doğru geldiğini gördüm. Tüm sınıf bizim sıranın etrafında toplanmış duruyordu.
‘Ne yapıyorsun sen şimdi bir kavga çıkacak oturur musun lütfen!’ dedi Elif.
‘Bırak ya olaylar büyümeden ayırmalıyız’ dedim ve elimi sertçe çektim.
Hızlı adımlarla kalabalığı yarmaya çalıştım ama başarısız. O sırada Mehmet’in sesini işittim. ‘Sen kim oluyorsun lan! Ne diye kızı sıkıştırıp rahatsız ediyorsun! ‘ diye bağırırken Ali’ye bir kafa attı ve Ela’yı hızla kolundan tutup kendine doğru çekti o sırada Ela ‘Yapma!’ diye bağırdı fakat Mehmet çok kızgın görünüyordu. Mert de arkasındaydı. Ve Ali’yi yakasından tutup ‘Bir yanlışını daha görmeyeceğim’ dedikten sonra sertçe duvara ittirdi. Mehmet Ela’nın çantasına uzanıp ‘Bundan sonra bu piçin yanında oturmayacaksın. Duydun mu beni!?’ dedi. Ela korkmuşa benziyordu ve ağlıyordu. Mehmet koridordan bir boş sıra daha getirdi ve en arkaya koydu. ‘Burada benimle otur’ dedi . ve çantasını sıraya koyduktan sonra kendi çantasını da hışımla aldı. Ben ise şaşkınlıkla etrafa bakarken içeri öğretmen girdi.
Allahtan Ali belli etmemişti dayak yediğini … Alinin boşalan yanına ise Esra yerleşivermişti. Esra ona hala açılamamıştı belli.
Elif ise beni bir soru yağmuruna tutmuştu. Malum aynı evde kalıyorduk.. Ela hakkında bir sürü sorular.. sorular… Elif ‘Tenefüste konuşalım’ dedim ve önüme döndüm.
O da çok ısrar etmeden önüne dönmüştü. Ela’ya göz attığımda ise hala ağlamaklı görünüyordu. Mehmet onu kendine yaslamıştı. Başı onun omzundaydı.. Ne kadar da romantik göründüklerinin farkındalar mıydı?! Acaba.. Ders boyu Mert yalnız oturmuştu. Teneffüste ise yanına Jale oturmuştu.Pek haz etmediğim bu kız resmen Mert’e asılıyordu. Ama Mert’in kafasında başka bir şeyler vardı belli.. Canını sıkan bir şeyler olmuş gibiydi. Dalgın, sessiz… Onunla konuşmak için yanına yöneldiğimde Jale yüzünü buruşturarak bana baktı ve Mert’in yanından uzaklaştı. Sonra yanına oturdum. Gözleri benim üstümden bir an bile ayrılmıyordu beni ise sıcak basıyordu. ‘Bir sorun mu var’ dedim yavaşça.
‘Sorun… sorun sensin.’ Dedi. Ağzım şaşkınlıkla aralanırken Asya sınıfa girmişti. Direk Ela’nın yanına gitmişti ..Onlar kendi aralarında konuşuyorlardı.
Mert’e tekrar geri dönerek ‘Nasıl yani, anlamadım’ dedim.
O da bana boş gözlerle bakarak ‘ bu kadar etkileyici olmak zorun değilsin.’ Dedi.
‘Ben anlayamıyorum .. ’ dedim.
‘sabah senin yüzünden en sevdiğim dostumla kavga ettim ve şuan nerelerde hiç haberim yok’
‘Sabah mı?!’
‘Evet hani şu sana asılan Alper!’
‘O.. . o bana sadece arkadaşça bir teklifte bulundu, asıldığını da nereden çıkardın?’ dedim ve kendimi sıradan geri çektim.
‘Sen öyle zannet, çok safsın biliyor musun?’ dedi ve biraz daha yaklaştı.. ‘Hiçbir erkekle bu kadar samimi olamazsın, olmamalısın!’ dedi.
‘Ben ne bir şey konuştum, ne bir şey yaptım?’
‘Yapmayacaksın zaten! Bide kabul etseydin bari..’
‘Bunu sana mı soracağım’ dedikten sonra.. ‘Sen beni kıskanıyor musun?’ dedim.
Gözlerini kısarak ‘Çok mu merak ediyorsun?’ dedi.
‘Evet.. desem ne olur?’
‘Fazlasıyla. Kıskanıyorum o zaman.. ’
Anıda yüzümün ve tüm vücudumun yandığını hissettim. O ise çok ciddi gözüküyordu. ‘Ben yinede arkadaşın için üzgünüm.’Ne yapacağımı ne konuşacağımı hiç bilmiyordum..
‘Sen üzülme.. Bu senin suçun değil ki’ dedi. Ve ayağa kalkarak ‘bu akşam güzel bir restorandan yer ayırttım, benimle gel’ dedi. Bu cümlesinde emir veren bir tavır değil de lütfen gel dermiş gibi ifade kullandı.
Duraksayarak ‘Tamam’ dedim.
‘güzel, akşam seni alırım’ dedi.
Sonra ayağa kalkarak Ela’nın yanına gittim . Biraz daha iyi duruyordu Asya ise gitmişti. Mehmet biran yanından ayrılmıyordu.
Ali ise beni yanına çağırdığında Mert arkamdaydı. Sonra arkama dönüp gelmesen olmaz mı der gibi baktım ancak kafasını iki yana sallayarak peşimden gelmeye devam etti. Ali’nin yanına oturdum ..
‘Ela o çocukla ne zamandan beri beraber ? Bana niye söylemiyorsun.Bilmiyor musun kızım onu sevdiğimi ? Ben senin yakın arkadaşlarından değil miyim?’ dedi.
‘Ali … her şey çok hızlı gelişti. Ve tabiî ki aptal değilim. Ela’dan hoşlandığını biliyorum ama o senden hoşlanmıyor anlamıyor musun? Unut gitsin’ dedim.
Hışımla elini sıraya vurdu. ‘Sen benimle dalga mı geçiyorsun’ diyerek bağırdı.
‘Hayır, saçmalama.. ama kız seni istemiyorsa bu benim suçum mu?’ dedim.
‘Sen biraz etrafına bak tamam mı? Belki de fark edemediğin birileri vardır!’ dedim. Ve o sırada Esra yanımıza gelirken ben çoktan sıradan kalkmıştım.
Mert’e döndüm ve ‘Kantine gidelim mi?’ dedim. O da peşimden geldi zaten bizimkilerde oradaydı..
-------Ali-Esra
Sırada öylece oturuyordu ve çok sinirli gözüküyordu.Allahtan sınıf boşalmıştı .. Yine de bütün cesaretimi topladım . Bugün onunla ne olursa olsun konuşacaktım. Yeter artık. Rahat bir nefes aldım ve yanına oturdum.
‘Ali benim sana söyleyeceğim önemli şeyler var.’dedim.
‘Söyle.’
‘Bak ben aslında nasıl anlatsam bilemiyorum…’
‘lafı daha fazla geveleme de söyle artık!’
‘Ben .. ben çocukluğumdan beri .. yani taa ilk tanıdığım günlerden beri.. böyle düşünüyordum’ bu sözleri söylerken ağladığımın farkında bile değildim. Ani bir duygu patlaması yaşıyordum..
‘Nasıl düşünüyorsun?... Hadi kızım söyle artık!’
‘Ben seni çok seviyorum.. senden çok hoşlanıyorum!’ dedikten sonra hıçkırıklarımı tutamayarak salya sümük ağlamaya başlamıştım..
Ali’nin tepkisini çok merak ediyordum. Ama suratına bakacak cesaretim yoktu.
Bir an sadece sessizlik olmuştu. Benim hıçkırıklarım bu sessizliği bozan tek şey oluyordu…
Çok korkuyordum.. Keşke hiç söylemeseydim diye düşünüyordum. Ali ‘Bana bak’ derken onun da sesi yumuşamıştı.
Ama ona bakamıyordum. Elini çeneme götürdü ve zorla başımı suratına bakacak şekilde kaldırdı. Çok heyecanlanmıştım. Tek kelime edemeyecek kadar kurumuştu boğazım.
‘Bak, ben Ela’dan hoşlanıyordum.. Bunu sende biliyorsun.. Onu unutmam gerekiyor benim… Bana zaman ver olur mu?’ dedi.
Ben donup kalmıştım.. ağlayamıyordum bile.
Hızlıca yanından kalktım ve gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Çok sinirlenmiştim. Suratına tükürdüm. Ve arkamı dönüp gittim.
İşte şimdi ne yapacağımı bir daha onun yüzüne nasıl bakacağımı hiç bilmiyordum.. Hep böyle olmak zorunda mı yani? Sevdiğim başkasını sevmese… Yanlış yaptım ne diye duygularımı söyledim ki.. Aptalım ya ben.. Ölmek istiyorum.
Ela.. o Ela’ya gününü göstereceğim.
-------------------
Kantinde oturuyorduk ve Asya yine ortalarda yoktu. Telefonla kaç mesaj attım bilmiyorum. Ama cevap vermiyordu. Mert’le göz göze gelmekten çok utanıyordum. Zaten sürekli gözleri üzerimdeymiş gibi hissediyorum..
Ela ise az ötede arayan annesiyle görüştükten sonra gözleri yaşarmıştı. Mehmet ona çok iyi geliyordu ve destek oluyordu. Bunu görebiliyorum.
Mert ‘ Ali’yle yukarıda ne konuştunuz?’ dedi.
‘önemli bir şey değil ya’.. diyerek geçiştirmeye çalıştım.
Mehmet ‘Alma şu piçin adını ağzına’ dedi ve soluğunu dışarı vererek arkasına yaslandı.
Ela ‘tamam artık kapatalım bu konuyu lütfen..’ dedi .
Mehmet gözleri kısmış onu izlerken başını olumlu anlamda salladı.
Birden kantinde Esra beliriverdi ve karşımızda ki masaya oturdu. Çok kötü görünüyordu. Ağlamış rimeli akmıştı.. Onunla konuşmaya gidecektim ancak zil çaldı. Ben bir hışımla tuvalete yetişmeye çalışırken Mert arkamdaydı. ‘Sen sınıfa git’ dedim. ‘Sen?’
‘Off! tuvalete gireceğim izninle!’ dedim.
Sırıtarak yanımdan uzaklaştı..
Ela’da benle geldi. İçeride kimse yoktu. Ben bir hışımla boş tuvaletlerden birine girdim. O sırada Ela’da beni bekliyordu dışarıda. Birden bir çığlık sesiyle irkildim. Bu Ela’nın sesiydi. ‘Ela neler oluyor?!’
Ben kapımı açmaya çalışıyordum ancak . Çok güçlü biri benim kapımı tutuyordu.
Ela’dan ses alamadıkça daha çok panik oluyordum.. O sırada tanıdık bir ses ‘Senden nefret ediyorum.. Sınıfımıza geldiğin güne lanet ediyorum! Seni öldürmek istiyorum’ diyordu. Bu Esra’nın sesiydi. Ve çok kötü sinirlenmişti belli… Bir taraftan o bir taraftan da Ela’nın ağlayış sesleri işitiliyordu.
‘Esraaa… Bırak kızı saçmalama!’diyordum.. Esra! Beni duyuyor musun!?
‘Bırakın şu kapıyı!’ diyerek kapıyı yumrukluyordum ama nafile..
Sanırım birisi de Ela’nın ağzını kapatıyordu.. Ahh! Napacağım şimdi.. OFF!! Beynim durdu resmen…
O sırada bir tokat sesi yükseldi.. Ela’dan ise daha çok bir inleme…
‘Senin yüzünden Ali beni sevmiyor lan! Sen olmasan bu olacak mıydı hayır?! Ona açıldığım an hiçbir engel olmayacaktı.. Senin belan olacağım kızım!’ dedi.
O sırada telefonumu çıkardım ve Mert’i aradım.. Alahtan açtı. ‘Mert çabuk birinci kattaki kızlar tuvaletine gel nolur!.. Acil.. Esra Ela’yı dövüyor ve ben burada esir kaldım. Ne olur çab..’ lafımı bitiremeden dışarıda kapıyı tutan kız içeriye girdi elimde telefonu aldı ve yere sert bir şekilde fırlattı… Telefonum artık tuz buz olmuştu.
Telefonla olan konuşmamı duydukları için hemen kapıyı açtılar ve Ela’yı serbest bıraktılar.. Okulda çok fazla kaçacak yerleri yoktu. Ela ağlıyordu ve ‘Esra sen iyice kafayı yedin! İyi değilsin kzım sen böyle gidersen..!’ dedim.
‘Kapa çeneni Açelya tüm bu akılları senden aldım al bak sonucuna ne oldu.. Senle de görüşeceğim!’ dedi .. Ela’ya dönerek ‘ Seninle işim bitmedi’ dedi ve arkasını dönerek tuvaletten çıktı.
Ela ise hıçkırıklara boğularak ağlıyordu.. ‘Off! Bide bu çıktı başıma ben şimdi ne yapacağım Açelya!?’ dedi.
‘Merak etme o sana zarar veremez’ dedim.
Aynaya baktığında yanağında Esra’nın beş parmağının izi çıkmıştı. ‘Şu suratımın haline bak!’ dedi ve daha çok ağlamaya başladı.
O sırada kapı açıldı .. Dışarıda Mehmet ve Mert.. Mehmet hemen Ela’ya sarıldı.. Saçlarından onu yavaşça öpüyordu. ‘Geçti güzelim, ağlama . Bir daha seni asla yalnız bırakmayacağım’ dedi ve göğsüne batırdı. İzlerin olduğu yüzüne baktı ve yanağını okşadı.
Mert ise ‘iyi misin? Sana bir şey yaptılar mı?!’ dedi ve sağımı solumu incelemeye koyuldu. ‘Hayır , ben iyiyim’ dedim.
Beni kendine çekti ve kulağıma ‘sana bir şey olsa ne yapardım’ .. ‘yemin ederim o kızlara gününü göstereceğim Açelya’ dedi. Şöyle yapmasa olmaz.. Soluğumu daha fazla kesmese.. Hemen kendimi geri çektim.
Bir ders yok yazıldıktan sonra bir sonraki derse girmek istemiyordum. Asya’ya Ela’nın telefonundan mesaj attım. ‘Ben Açelya.. Evde konuşuruz olanları bitenleri. Yok yazıldık ..Biz şimdi Ela ile eve gidiyoruz’ dedim.
Hep birlikte durağın yolunu tutmuştuk. Otobüs çabuk gelmişti. Bindik ve evin önünde indik. Apartmanın önüne geldiğimizde Mert kulağıma eğildi ve ‘Bu akşamı unutma’ dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.. Çok utanmıştım.
Ela’da Mehmet’le bir şeyler konuşuyorlardı. Sonra bizim kata geldiğimizde kapıyı açtım ve içeri girdik. Aniden Ela’nın telefonu çaldı.Ela telefonu uzattı. Arayan Elif’ti ona kıyafet seçecektik doğru ya…. ‘nerdesin Açelya telefonun kapalı ’ diye soruyordu..
‘Tatlım yok yazılınca kalmak istemedim, şuan evdeyim. Telefonum kırıldı. Önemli bir şey yok. Çıkışta sizin evin önünde buluşuruz. Sana verdiğim sözü tutacağım’ dedim.
‘tamam, o zaman görüşürüz, çok heyecanlıyım Açelya yaa!’
‘Biliyorum tatlım.. hadi öptüm’ dedim Ve suratına kapadım.
Telefonu kapadığımda ise Ela o çok sevdiğim kanepeye uzanmış dalmıştı bile. Hemen üstünü kapattım. Ve bende bir iki saat uyudum.
YOU ARE READING
BANA AİT
Teen FictionHikayemde iki kiz kardes ve arkadaslarinin yasantisi anlatiliyor.. Bu benim ilk kitap denemem..Herkesten yorum bekliyorum Umarım herkes beğenir. Yazım aşamasında yanımda ve bana destek olan bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim ..Bu kitabı onlara it...