8.BÖLÜM ELİF&EMRE

42 2 0
                                    

Off! Tek kelimeyle titriyorum. Çok heyecanlıyım.. Annemi aradım. Zaten yemeğe çıkacağımı sabahtan söylediğim için sadece ‘Çok fazla geç kalma ama’ demekle yetinmişti. Benim içim içime sığmıyor. Onun yanında da böyle olursam konuşamam .. Arada bir nefes egzersizleri yapıyordum. Saate bir göz attım. Ve artık hazırlanmam gerek diye düşünerek odama doğru yol aldım. Acaba Açelya’nın gecesi nasıl geçiyor? .. Umarım güzeldir.
Odama geçtim. Kapının kulpunda askıyla asılı olan elbiseyi elime aldım.. Üzerimdekilerden kurtuldum. Ve elbiseyi giyindim. Aynaya baktığımda çok kötü ter basmıştı. Biraz camı açtım.. Ohh be biraz temiz hava 5 dakika kadar camın önünde durdum . Aynaya geri baktığımda ise elbise güzel görünüyordu. Saçlarımı maşayla hafif şekillendirdim. Ve kabartmayı da unutmadım tabii. Bordo bir ruj güzel olur diye düşündüm... Göz kalemi ve eyeliner sürdüm..  Artık daha iyi gözüküyordum. Son olarak topuklu ayakkabılarımı altı kirli olduğu için kapının önüne götürdüm. O sırada telefonuma gelen mesajla irkildim. Gelen mesaj Emre’dendi. ‘Sizin kapının önündeyim’ diyordu. Bizim kapı mı? Niye dışarıda beklemedi ki? Off.. Sakın ol kızım ve git aç kapıyı.. Ayakkabılarımı giyindim. Çantama evin anahtarını ve telefonumu koyduktan sonra kapıya yöneldim. Yavaşça açtım. Emre tam karşımda elinde kırmızı güllerle karşımdaydı. Biri beni dürtsün. Bu bir rüya değil yani gerçek değil mi?
‘Senin için ‘ dedi ve gül demetlerini bana doğru uzattı. Kokularını içime doğru çektim. ‘Teşekkür ederim’ gerçekten çok güzel kokuyorlar.. ‘Ben bunları şimdilik içeri bırakayım’ dedim. Ayakkabılarımı çıkardım. Gülleri aldım ve odama doğru yöneldim. Onları tabii ki kurutmayı ve saklamayı düşünüyorum.. Emre’den bana gelen ilk çiçekler… Neyse fazla oyalanmadan odamı terk ettim. Ayakkabılarımı giyinirken Emre’den bir ıslık sesi yükseldi. ‘Büyüleyici olmuşsun’ dedi.
Anında kızaran yanaklarıma bela okudum.
Gülerek  ‘Sende hiç fena gözükmüyorsun..’ dedim.
Emre altında lacivert dar paça bir pantolon vardı. İçindeki açık mavi gömleğini içine almış ve onun üstüne Kahve tonlarında bir ceket geçirmişti. Çok yakışıklı gözüküyordu. Gerçi o benim gözüme her zaman yakışıklıydı.. Saçları fönlenmiş gibi duruyordu.
Evin kapısını kilitledim.  sonra beni kendine doğru çekti ve elimi tuttu. Merdivenlerden tam üç katı el ele inmiştik..  Aşağıda bizi bir taksi bekliyordu. Kapımı kibarca açtı ve içeri oturmamı bekledi. Ben içeri yerleştikten sonra, diğer taraftan dolanarak yanıma oturdu..  Ve şoföre talimat verdikten sonra artık araba ilerlemeye başladı. Emre bana doğru döndü.. ‘Sana bir sürprizim daha var. Kapat gözlerini’ dedi.
Heyecanla dediklerini yaptım.. Aradan bakayım dedim ama ‘Kapa şu gözlerini’ dedi.
Nefesimi dışarıya üfleyerek ‘tamam, hadi bekliyorum’ dedim.
‘Açabilirsin’
Yavaş yavaş gözlerimi araladım. Emre ceketini çıkarmış gömleğinin düğmelerini açmış iki yana bırakmıştı.. Gövdesi bütün güzelliğiyle önümde duruyordu.. Yanaklarım tekrar kızarırken..
‘Sürpriz?’ dedim..
Sonra iki eliyle gömleğini daha çok araladı. Tam sol tarafında.. kalbinin üstünde.. Benim ismim yazıyordu.. Yavaş yavaş gözlerim doluyor sanırım..
‘Bu dövme… çok güzel olmuş’
‘Beğenmene sevindim, sevindim güzelim. Senin için. Biliyor musun? Sana bir itirafta bulunacağım..’.    ‘Bu dövme geçen seneden kalma’
‘Nasıl yani’ …çok sinirlendim ve tam oraya bir yumruk geçirdim. Bir an acıdan inlese de hiç acımadım.. ‘Sen benimle dalga mı geçiyorsun?.. Başka bir kız vardı değil mi daha önceden? Kesin onun ismi de Elif’ti.. Sonrada gelmiş bana mı göstertiyorsun..Bir de senin için diyorsun..’ Bir hışımla çantama sarıldım.. Şoföre ‘Durdur arabayı, ineceğim’ dedim. Artık ağlıyordum.. Ama bir araba bir türlü durmuyordu.
Kolumu öyle bir sıkı kavradı ki kelepçe olsa bu kadar acıtmaz.. Acıdan inledim..
‘Saçmalama otur şuraya!’
‘Oturmak istemiyorum!’
‘Oturacaksın ve beni dinleyeceksin.!’
‘Sen öyle san!’
O sırada kapıyı açıp dışarı çıkmaya çalıştım.. Ama tekrar kolumdan tuttu ve beni kendine doğru öyle bir çekti ki… Bir anda dudaklarımız birleşmişti.. Beni çok sıkı bir şekilde öpmeye başladı.. Bir an şaşkınlıktan beni öpmesine izin versem de.. Hemen kendimi geri çektim. Ve o suratıma öylece bakakalırken yüzüne bir tokat indirdim. O sırada taksici hala arabayı son hız kullanıyordu. Elini yanağında tutuyor şaşkınca bana bakıyordu..
‘Bak kızım .. sabrımı zorlama bi dinle artık beni!… Ben bu dövmeyi geçen sene yaptırdım.. Ama senin içindi.Sevgililer gününde gösterecektim.. Sen başka biriyle çıkıyordun o sıralarda.. Gösteremedim.. Sonra sana sinirimden Damla’ya çıkma teklifi etmiştim. O da zaten onu sevmediğimi biliyordu..Fazla yürümedi yani’
Allah’ım bu itirafları keşke başka zamanda başka şekilde duysaydım.. Ben tamamen ondan hoşlanırken. . O bana bakmazken sadece onu unutmaya çalışarak geçirdim geçen senemi .. Sırf o yüzden o çocukla çıkmıştım sevgililer gününde ..  Aam duygularımız karşılıklıymış meğer..
‘Ben … ben özür dilerim’ dedim ve hıçkırarak ağlamaya başladım..
‘Ağlama, ben artık seni üzgün görmek istemiyorum.’ Dedi ve beni kendine doğru çekti. Arabanın aynasından kendimi gördüğümde halim berbattı. İğrenç gözüküyordum. Saçımda dağılmıştı. Şoföre döndü ve ‘Benim evime sür’ dedi.
Neler olduğunu anlamaya çalıştım ancak onu gergin olduğunu görebiliyordum..
‘Bir sorun mu var? Neden senin evine gidiyoruz?’
‘Bizi takip eden misafirlerimiz var .... Seni tehlikeye atamam..Beraber görünmemeliyiz.  Çok özür dilerim..
‘Ama… .. Neler oluyor?’
‘Sonra her şeyi anlatacağım… yemin ederim’
Arkaya dönüp baktığımda iki siyah araba bizi takip ediyordu. Kısa bir sürede Emre’nin evine varmıştık.. Hızla taksiciye parsını ödedi ve kapıyı açtı..
Beni hızlıca kolumdan tutarak çekti ve koşar adımlarla onu takip ettim.
Apartmana girdik.. evi ikinci kattaydı.. Koşar adımlarla çıkıyordu ancak bu topuklularla çıkamıyordum.. Zaten normal halde yolda bile zor yürürdüm topuklularla.. Arakasına döndü ve beni hızlı bir manevrayla kucağına aldı.Kalçalarımdan tutuyordu. Başım arka tarafta sırtına doğru sallanıyordu. O sırada ağzımdan ufak bir çığlık çıkıverdi. ‘Şşştt.. Sessiz ol’ dedi. ‘Tamam’ diyerek kulağına fısıldadım..
Hızlı adımlarla merdivenleri çıktıktan sonra beni yere indirdi ve kapıyı açtı.. Adamlar apartmana giriş yaptı sanırım.. Merdiven sesleri bunu gösteriyor..
İçeri girdik. Ama ışıkları yakmamam için beni uyardı.. Çok karanlıktı içerisi.. Telefonumun ışığıyla bir kanepe buldum ve oraya oturdum. Emre ise biranda ortadan kayboldu.. Zaten çok karanlık.. Sessizce beklemeye başladım. Ama bende çok gerilmiştim. Daha sonra Emre’yi yanımda görünce rahatladım. Telefonumu onun olduğu yere kapıya tuttum. Elinde silah vardı. Gözlerim kocaman açılırken .. O mermiyi yuvasına koydu..ve kapının deliğinden sürekli dışarıya bakıyordu.. 
Bana doğru baktı sessiz bir şekilde ‘sakın ses çıkarma’ dedi.
Kafamı onaylayan bir biçimde salladım.. Adamlar bir süre sonra kapıyı yumruklamaya başladılar..
‘Aç lan kapıyı Emre iti içeride oluğunu biliyoruz’
Allah’ım biri bunun kabus olduğunu söylesin ne olur… Emre yanıma geldi ve beni küçük bir odaya koydu.. ‘Özür dilerim.. Burada kalman gerekiyor şimdilik. Onları yollayınca sana haber vereceğim..’ dedi ve dudaklarıma hızla bir öpücük kondurup kapıyı üzerime kapattı. Ona bir şey olmasın diye dua ediyordum..
-----Emre’den
Siktiğimin evlatları.. bula bula bu geceyi mi buldunuz lan!
Off.. Derin bir nefes alıp kapıyı açmaya gittim.. Bunlar Son silah mühimmatlarını karşı tarafa eksik verdiğimiz için peşimize düşmüşlerdi.iki haftadır takiptelerdi zaten..  O silahlardan birkaç tane kendime aldım. Mert ve Mehmet’te almayı unutmadılar tabi.. Mert zaten bu işin başını çekiyordu.. Silahların arasından uyuşturucu çıkınca tabi işler değişti ve farklı bir boyuta geçti..
Kapıyı açtım. Dışarıda sadece üç kişi gözüküyordu. Birine hızlıca silahın arkasıyla geçirdim. O an yüzü kanlar içindeydi.. Öbür ikisi beni kollarımdan tutmaya çalışırken birini topuğundan vurdum.. Diğeri ise yüzüme sert bir yumruk geçirdi. Tam kalkacaktım ki .. kafamın arkasına sert bir darbe daha indi. O an aklıma sadece Elif geldi.. ----------
İçeride ki seslere daha fazla dayanamayarak dışarı çıktım.. Aman Allah’ım oda ne! Emre kanlar içerisinde.. Onu iki kişi tutuyordu.. Biri kafasını tutuyordu.. Belli oraya bir darbe aldığı.. Diğeri ayağa kalkamıyordu. Emre’ye ise hiç acımadan ardı ardına vuruyorlardı. İyice kendinden geçmişti.. Aman allah’ım.. Hemen bir köşeye saklandım
Emre nereden silah almıştı hemen öğrenmem lazım.. Onu bu halde bırakamam..
‘Söyle o Mert’e bu iş henüz bitmedi..   kilo uyuşturucuyu ne yaptınız lan!’
… Bunlar ne diyor ya böyle!  .. Emre’nin yüzünü tanınmayacak hale getirene kadar vurdular. Bir ara kapıya yakın bir silah gördüm. Kendimi öne atıp silahı elime aldım. Ellerim titriyordu. İlk defa silah tutuyordum..
‘OOo bak burada kimler varmış’
‘Bırakın Emre’yi.. Yeter artık’ diye bağırdım..
Onlar ise karşımda gülmekten başka bir şey yapmadılar.. Ayağından vurulmuş adama silahı doğrulttum ‘Gidin buradan’ dedim.
‘Sinirlendin mi küçük!? Ne yapacaksın vuracak mısın?’
O sırada ellerim titreye titreye mermiyi yuvasına koydum.. ‘Vu-ru-rum- acımam.. Bırakın Emre’yi’
O sırada Emre kendine gelmeye çalışarak ‘Defolun gidin, kıza ellemeyin lan’ dedi. Ama kıyamam sesi ne kadar da alçak çıkmıştı.
Bir anda karşı komşumuz kapıyı açınca adamlar gözden kayboldular ve Emre’nin baygın bedenini yere bıraktılar.. Emre’yi ibraz içeriye sürükledim.. Kendinde değildi.
Hemen onu kendine getirmem lazım.. ‘Emree.. Emre.. Bana bak’
Yavaşça gözlerini araladı. ‘Ben iyiyim’ diye fısıldadı.
Kendimi tutamayarak ağladım… Hemen pansuman yapmamız gerekiyor. Bütün lambaları açtım. Evi kolaçan ettim. En sonunda banyodan pansuman aletlerinin olduğu bir sepet buldum. Hemen Emre’nin yanına götürdüm. Onu kaldırmaya çalıştım. Ama ne yazık ki.. Başarısız oluyordum.. Hemen kafasının altına bir yastık koydum.. Üstünü battaniyeyle örttüm. Sıcak suya ihtiyacım vardı.. Bu kan lekelerini temizlemem gerek diye düşündüm. Banyoya yöneldim. Mutfaktan bir tas aldım ve Allah’tan sıcak su akıyordu.. Hemen kapı doldurdum ve Emre’nin yanına çömeldim. Evi gerçekten çok soğuktu. Bende çok üşüyordum ama şuan hiçbir şey umurumda değildi. Gazlı bezi sıcak suya daldırdım ve yüzünü silmeye başladım. Bebek gibi bi yüzü vardı..  Yüzündeki bütün kan izlerini temizledim.. Açık yaralarına pansuman yaptım ve kapattım. Yarım saat ona öylece bakakaldım. Kendine gelir diye bekliyordum. Sonunda ‘Elif’ dedi…
‘Kendini yorma..’  dedim.
‘Hayır ben iyiyim..’
‘Hadi kanepeye kalk .. Seni kaldıramadım.. orası daha sıcaktır.’
‘Tamam’ dedi. Ve elimden destek alarak kalktı. Sonrasını desteksiz halletmişti. Sadece suratına çok darbe yemişti…
Elimden tuttu.. Sonra battaniyeyi ona götürmek için arkamı döndüm..
‘Sen üstünü değiştir.. Bu halde üşürsün.. Şu içeride ki oda benim oradan kendine bir şeyler bak’ dedi.
Onaylayan bir şekilde başımı salladım.Odasına girdim. Lambayı açtım.. Odası baştan aşağıya mavi ve siyah ile uyumlu renkler içerisindeydi. Yatağı iki kişilikti.. Dolabı odanın bir kenarını boydan boya kaplıyordu.. Ne kadar çok kıyafeti var diye düşündüm..  Gittim dolabı açtım. Kalın kazaklardan bir tane üstüme geçirdim. Gerçekten fazla kıyafeti vardı.. Kazakları üst üste sıralıydı.  Dolabın kapağını kapatıp salona onun yanına doğru yöneldim. Uzanıyordu..
‘Gel, yanıma’ dedi. Yanına gittim. Tek kişilik kanepeydi. Ama o biraz daha kenara çekildi ve ‘gel yanımda yat.. Hem ısınırsın’ dedi. Bu fikir bile beni ne kadar çok heyecanlandırdı.. Hemen arkamı dönerek uzanacaktım ki… ‘Bana doğru dön’ dedi.. Yine kızaran yanaklarıma lanet okudum..
Ona doğru döndüm ve kafam göğgüse denk geliyordu..
Gözlerimin içine çok etkileyici bakıyordu..
‘Onlar kimdi… Neler oluyor?’
‘Yemin ederim anlatacağım.. şimdi sadece uyusak olmaz mı?’
‘Aaa .. annem beni merak eder. Ona haber vermeliyim’ Dedim. Doğruldum. Hızla telefonumu elime aldım. Anneme Arkadaşımda kalacağım diye bir mesaj çektim.. Ve tekrar onun yanına uzandım..
Yavaşça aramızda ki mesafeyi kapadı.. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Öpmeye başladı. Ben ise donmuş kalmıştım.. Artık onun sarılmasına gerek yoktu zaten her yerim cayır cayır yanıyordu… Onun da sıcaklığını hissedebiliyorum..

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 28, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BANA AİTWhere stories live. Discover now