5.BÖLÜM: BİZİM SINIFTA.. OLAMAZ!

14 1 0
                                    

Bugün okula gitmeyi hiç istemiyorum.. Sanırım hasta olacağım.. Asya’ya hayrandım. Her zaman ne olurda olsun okula gitmeyi aklına koyuyordu. Off! Neyse zar zor yataktan kalktıktan sonra elimi yüzümü yıkadım. Kardeşim çoktan üstünü giyinmişti bile.. Ela’da kahvaltı sofrası hazırlıyordu. Vay be evin en tembeli benmişim meğer.. Hızla üstümü giyindim. Saçlarımı salık bıraktım kabarıklardı ama göze hoş görünüyorlardı.. Altıma siyah bir pantolon ve üstüme şık yeşil bir gömlek giyidim. Ela kırmızı gömlek ve siyah pantolon.. Asya ise siyah gömlek ve vücuduna oturan siyah bir etek giymişti. Bugün hepimiz şıktık doğrusu.. Kahvaltı masasında birleştik en sonunda ve zil sesiyle irkildik.. Kapıyı kalktım ve açtım.. Kapıda Mert..Uykuluydu, sinirli gözüküyordu. Sanki gece hiç uyumamış gibiydi. Ne kadar yakışıklı göründüğünü biliyor muydu .. bu haliyle bile..
 Ne istiyor bu yüzsüzler yine ya..
Sadece suratına bakmakla yetindim .. Hiçbir kelime söylemeden ifadesiz görünmeye çalışıyordum.
‘Bir günaydın yok mu!?’ dedi sertçe ve içeri girdi..  Çok kibarsın ya sana da günaydın .. salak!
‘Ne diye geldin ya sen!?’ dedim, bağırarak sonra Asya ve Ela hızla yanıma geldiler.
Asya :‘Bas git, senin ne işin var burada yine çay isteyeceksen bizde de yok dedi sertçe…
Sırıtarak ‘Sizi okulunuza bırakabiliriz bayanlar.. Dünkü konuyu çoktan unuttuk öyle değil mi !?’ dedi ve yüzü ciddileşti.
‘Defol git evimizden’ dedim ve kapıyı gözümle gösterdim. ‘Biz kendimiz gideriz. Dünkü konu kapandı evet ama bizi rahatsız etmeye devam ederseniz belki geri açılabilir.’ ..
‘Siz bilirsiniz.. Zarar görmek istiyorsanız diyecek bir şey yok. ’ diyerek sertçe vurdu kapıyı ukala şey!
‘Hadi kızlar sofraya!’ ..
‘Hiç iştah bırakmıyorlar adamda’ dedim Ela’ya dönerek..
Asya ‘O zaman yürüyünde geç kalmayalım bari..’ .. Asya bunlardan birini yakınımızda gördüğü an çılgına dönüyordu ya.. Hepimizden daha fazla tepki veriyordu bence. En sonunda evden çıkmıştık. Otobüs durağına yöneldik. Gelen ilk arabaya binip okul yolunu tuttuk. İçeride kimse tek laf etmiyordu. Bu bir gerginlik yarattı içeride. Sessizlik.. Hiç hoşlanmam diye içimden geçirip.. Kulaklığımı taktım ve müzik listemde küçük bir gezintiye başladım. İyi ki almışım ya yanıma! Off!
En sonunda okulun önündeydik.Bahçede bizim sınıftan birkaç kişi duruyorlardı. Daha dersin başlamasına vardı. Bahçeye doğru ilerlerken Asya kendi sınıfının olduğu tarafa yöneldi ve bizden ayrıldı. Biz kendi sıramızdaydık artık ..
 Ali yine Ela’ya yakınlaşmaya çalışacak sanırım. Esra da var yanında.. Ama Ali bey aldırmıyor hiç . Esra’da çatlıyor ya… Bunu görebiliyorum.
Gözlerilme Esra’ya baktım hani konuşacaktın dermiş gibi baktım gözlerine... O bana baktı ve dudaklarını hareket ettirdiğinde ‘Bugün’ lafını okuyunca Ali’ye döndüm ve acaba nasıl bir tepki verecekti merak ediyordum doğrusu.. Yüzümde bir ufak gülümseme ve Esra’da salak salak gülüyordu anca.. Umarım hayal kırıklığına uğramaz .. Sonra Elif geldi yanımıza.. Yüzü bembeyazdı. ‘Ne oldu?’ dedim. Beni bir kenara çekti ve ‘Dün Emre’ye ne hissediyorsam söyledim yüzüne karşı’ kızarmıştı.. ‘Eeee? Sonuç, kızım çatlatma adamı  söylesene!’ dedim.
Suratında kocaman bir gülümseme oluşunca ‘Hadi canım’ dedim.. ‘İnanamıyorum, çok mutluyum senin adına tatlım’ dedim. Boynuna atladım resmen.. ‘Bende inanamadım.. Bana kendisininde bana karşı boş olmadığını söyledi.’…
‘E bu geçen sene nerdeymiş be!’ dedim.
‘Ben sana açılmayı çok düşündüm, ama bir türlü yapamadım dedi ’ bana ‘inanabiliyor musun Açelya!’ ..
Aman Allah’ım umarım Esra ve Ali’de mutlu olur. Sonuçta Ela’nın ondan hoşlanmadığını biliyoruz.. Sonra aklıma Emre’nin şu çeteye nasıl bulaştığı geldi aklıma. Sahi neden onlarlaydı o gün. Resmen onlara yardım ediyordu ya! Nasıl bulaşmıştı. Bilmiyorum ama şimdilik Elif’i üzmemek için ona bu konudan bahsetmeyecektim. Sınıfa doğru yol aldık. Ela artık arka tarafımızda Ali’yle oturuyor, Esra’da Şeyma ile oturuyordu. Ama yine de umudunu kaybetmediğini görebiliyorum. Esra güçlü kızdır ..
Sınıfa girdiğimizde bir şok geçirmiştik.. Benim sıramda ve Elif’in sırasında  kırmızı güller… Elif’in ki Emre’dendi. Belli. Hemen ‘Ay canım yaa! İlk günden ne almış!’ .. ‘Açelya senin ki ne iş?’ diye sorduğunda donup kalmıştım. Hm.. Gizli bir hayran mı var yoksa? Diye içimden geçirdim ve gül demetinin üzerinde ki notu okuyunca donmuştum.
‘Güzel tanışmadık, ama beni zamanla tanıyacaksın güzelim.. –Mert’
Oha ya! Ukalaya bak sen bir de gül alıyor .. Emre’yi anlıyorum da ona ne oluyor ki böyle..
Hemen notu elime aldım ve Asya’nın yanına gittim. Beni görünce ters giden bir şeyler olduğunu anlamıştı. Yanıma geldi. ‘Neler oluyor?’
‘Mert salağı şu bugün kapımıza dayanan ukala bana kırmızı güller almış ve bu notu yazmış’ dedim. Artık ağlıyordum. Çünkü çok sinirlenmiştim.
‘Bunu konuşacağız, sen sınıfına git az sonra ders başlar.. Şunlara iyi bir ders vermenin zamanı geldi doğrusu’ dedi. Ve ben çoktan gitmiştim. Sınıfa girdiğimde birçok kişinin bakışları bendeydi. Ben ise yere bakarak yürüyordum. Kıpkırmızı kesilmiştim. Sonra biden sınıfımızın kapısı açıldı içeride Mert ve arkadaşı Mehmet vardı.Olamaz .. Sınıfımızda!  Ela’yla bakışırken ikimizin de ağzı açık kalmıştı, sonra yanlarına gittik birlikte. ‘Sizin burada ne işiniz var!?’
‘Sınıfınıza yeni gelen kişilere hep böyle misinizdir?’ dedi Mert.
İnanamıyorum ya bunların amacı ne böyle iyice dibimize girdiler.
Sonra boş olan arka sıraya doğru ilerlediler. Bütün kızların yoğun bakışlarını onların üstünde hissedebiliyorum. Ne o şimdi de kıskanmaya mı başladım ya! Neyse ne banane!..
Ela koluma hafifçe vurdu arkamı döndüm. ‘Konuşmamız gereken şeyler var’ dedi. Ve Ali’ye dönerek ‘ben bugünlük Açelya’nın yanına geçsem??’ dedi. Elif suratını assa da Ali izin verince mecbur yer değiştirdi. Buradan hissedebiliyorum Esra’nın gülümsemesini.. ‘Bunların amacı ne Açelya! Korkuyorum!’
‘korkma sakın ya da en azından belli etme.. Ne yapıyorlar bende bilmiyorum.. Daha önce bu okulda değillerdi orası kesin şimdi ne biye geldiler se geri giderler inşallah’! dedim. Sınıfın kapısı açıldı ve içeri iki yabancı daha girdi. Biri kız diğeri erkek. Çocuk yakışıklıydı doğrusu..Siyah  saçları kısa, mavi gözlü.. zayıf, buğday tenli.. uzun boylu ve kaslıydı. Kızda güzeldi canım .. Nasıl da güzel yakışıyorlar öyle ya.. Buğday tenli, saçları omuzlarına kadar uzanan, yeşil gölü, zayıf, uzun boylu, saçları bakırımsı bir tondaydı ve üzerine giydiği beyaz şortuyla çok sevimli gözüküyordu.
Derin ve Özer.. El ele geldiler sınıfımıza.. Özer sınıfta boş yer olmadığını görünce bizim koridora yığılmış olan sırlardan bir tane getirdi. Ve arkalara bir yerlere koydu.. Bunu yaparken hiç zorlanmamıştı belli..  Tek eliyle aldı koca sırayı. Sınıfta ki dikkatler Mert’in üzerinden çekildi ve Derin- Özer çiftine kaydı bir anda..Off bu çift tam anlamıyla birbirlerine çok yakışıyorlardı..
 Öğretmenimiz kapının girişindeydi. Ve birileriyle konuşuyordu. Sonunda sınıfa girdi. Yeni öğrencilerimize göz attı ve gözü bizim masanın üstünde ki güllere takıldı. ‘Burada neler oluyor, biri açıklamada bulunursa sevinirim’ dedi.
Mert el kaldırdı ve ayağa kalktı. ‘Özel konular hocam, sizi ilgilendirmez’ dedi sırıtarak. Öğretmenimiz sinirlenmişti. ‘Sen benimle nasıl konuşuyorsun, densiz!’..
‘sıkıntı yapma, hoca.. meseleyi büyütme’ dedi.
‘Yeni geldiniz herhalde, ama yavaş yavaş birbirimizi tanıyacağız çocuklar..Sen kalk ve kendini tanıt bakalım’ dedi. Mert ve Mehmet’in sırasına yönelerek.
Mert ayağa kalktı ve  ukala bir tiple ..‘Ben Mert. Bu kadar yetmez mi hocam’ dedi.
Öğretmenimiz : ‘Sen bu kadar gerek görüyorsan yeter evladım!..’ dedi. Ve yerine otutturdu.. Ela ise benim sıramda ki gülleri kokluyordu. Ve Mehmet’in onu gözlediğini gördüm.’Bu çocuk resmen vuruldu ya sana’ dedim sesim çok kısık çıkmıştı.  Ela’ saçmalama be ne diyorsun’ dedi. Ama onunda ona nasıl baktığını görüyordum.. Ela elinde ki gülleri göstererek ‘ ya senin ki’ dedi ve kıkırdadı..
Elif ise Emre’yi düşünüyordu kesin... Öğretmen ilk dersini henüz kitapları almadığımız için işlemedi. Ve sonunda teneffüs çaldı..
Dışarı çıktığımda Asya kapının önündeydi çok sinirliydi. ‘Neler oluyor ya böyle şu çete çocuklarının benim sınıfımda ne işi var..’
‘Bizim sınıfta da varlar.. Mehmet ve :Mert salağı..Emre’yi de unutmadım daha’.. dedim.
Asya’da ‘Kerem ve Okan salağı’ dedi.. Ve aynı anda gülmeye başladık…
O sırada Derin-Özer çifti yanımıza geldi. Bizle tanışma faslını bitirdikten sonra yanımızdan sarmaş dolaş gittiler. ‘Bunlar kim’ dedi Asya gözüyle işaret ederek.
‘Sınıfımızın yeni ama gözde çifti…’ dedim iç geçirerek.
O sırada sıramdaki gülleri Asya’ya gösterdim ve Mert’ten bana almış.. Ukala mal!’ ve çöpe bastım. Asya ve Ela’nın gözleri fal taşı gibi açılmış bana bakıyorlardı. Ne oluyor demeden bileğimde bir acı hissettim. Arkamda Mert’ Sen ne yapıyorsun lan!’ dedi. Ela ve Asya’yı diğer koluyla duvara doğru ittirdi.. Acıyla sızlandıklarını duybailiyorum.
‘Kolum acıyor bıraksana psikopat mısın Ne yaptım ben sana be!’ desemde faydası yok , sürüklüyor beni koridorun bir ucuna doğru..
‘Ben sana gül alayım sen çöpe at,!? Boşa mı aldım ben onları, söylesene .’
‘evet boşa almışsın.. dedim . duygusuz görünmeye çalışıyordum ama başaramıyordum..  ‘Tamam sen böyle olsun istiyorsan, dünya senin etrafında mı dönüyor kızım’ diye bağırdı.
‘Git başkasına sar! Seni çekecek halim yok.. Ne diye geldiniz bizim okula yerleştiniz! Amacınız ne sizin?!’
Beni iyice kendine doğru çekti ve kulağıma fısıldayarak ‘Benim amacım sendin..ama.. … Artık bir önemi yok’ dedi. Ve öylece donup kaldık. Kalbim ağzımdaydı ve yüzüme ıslak yaşlarım süzülmeye başladı. Hala aynı durumdaydık. Onunda yüzünde hüzün ifadesi vardı.
Beni tehdit et sonra gel iki çift güzel laf söyle bide bunu güllerle süsle.. Ben şimdi ona nasıl güvenebilirdim ki …
O da susuyordu.. ‘Ben ..’ ellerim göğsündeydi ve konuşamıyordum..
O sırada zil çaldı. Ve yanımdan bir anda kaybolmayı başarmıştı. Asyaların koşarak yanıma geldiğini gördüm.. Kalbim sızlıyordu. Bu ne akdar aceleci bir davranış insanın inanası gelmiyor. Ahh salak kafam işte sende ondan hoşlanıyorsun ne diye geri çeviriyorsun. Ne diye kalbine zincirler vuruyorsun.. Ela tek kelime etmiyordu.. Ders boyunca yanımda oturdu. ‘Konuşmak istersen ben buradayım, canım arkadaşım’..
‘Gerçekten karmaşık’ dedim. Ve başımın üstüne ellerimi koydum.. Mert ve Mehmet arka sırada oturmaya devam ediyorlardı. Ama o tarafa bakmaya cesaretim olmadığından bakamıyordum.. Ders içinde nöbetçi öğrencinin teki içeri geldi ve ‘Kitaplar hocam aşağıda, alınmaya başlandı’ dedi ve çıktı. Tüm sınıf ayaklandı kitaplarını almak için.. En alt katta soğuk bir depoda tüm kitaplar dağıtılıyordu. Çok ağırlardı doğrusu.. biz en arka kısma geçtik ve bizim arkamızda ise Mert ve Mehmet..
Ela’nın telefonu çalıyordu.. Arayan annesiydi. Sessiz bir köşeye geçti. O sırada Mehmet’inde arkasından gittiğini görünce peşlerine bende takıldım. Ela hıçkırıklarla ağlıyordu. Sinir krizi gibi bir şey geçiriyordu sanırım.’Babaaa !’
‘Hayır, olamaz.. o bizi bırakmaz!’ .. Kahretsin ya! Babasının durumu daha dün iyiydi ya da annesi üzülmesin diye mi öyle söylüyordu bilemiyorum.. Ne diyeceğimi şaşırdım.. Birden Ela yere yığıldı çoktan tüm sınıf başımıza toplanmıştı. Ela’nın başına oturdum ve yanaklarına dokunmaya başladım sertçe.. ‘Canım, iyi misin?. Ela cevap ver!’ ..
Mehmet hemen kızı kucağına aldığı gibi bize yakın olan hocanın yanına götürdü. Onun da yüzü bembeyazdı.. Öğretmenimiz ‘Hemen revire götür evladım’ dedi Mehmet’e’
Mehmet yolu bilmiyordu o yüzden ben eşlik ettim, ona zaten böyle bir durumda ben asla onu bırakıp da derse giremezdim ya.. Mehmet koşturuyordu adeta.. En sonunda revire gelmiştik. Hemen boş olan yatağın üzerine yatırdı Ela’yı.. Arada ‘baba, ne olur beni bırakma’ diye fısıltı ve inlemeler geliyordu.. Mehmet Ela’nın alnına elini koymuş ‘Ateşi var! Hastaneye gidelim hocam!’ dedi.
‘Saçmalama evladım, şimdi düzelir tamam .. kolay bir şey değil bu atlattığı ama okul sınırlarından çıkamaz şuan’
Bir tarafın Mehmet’i çok fena destekliyordu, çünkü Ela kızarmaya başladı, gerçekten yanıyordu cayır cayır..
Mehmet hiç dinlemedi.. Ela’yı kucakladığı gibi kaldırdı. ‘Siz götürmezseniz ben götürürüm’ dedi.
Helal olsun .. diye içimden geçirirken Mert atladı olaya ‘Evet .. Haklı hocam .. Bende gidiyorum’ dedi.
‘Bende gidiyorum o zaman .. o benim yakın arkadaşlarımdan biri sonuçta’..
‘Hayır dedim size disipline gitmek istemiyorsanız okulda kalacaksınız .. Anladınız mı beni?!’ dedi bağırarak.
Mehmet hiç dinlemiyordu adeta gözü dönmüştü ‘olmaz hocam ne yaparsanız yapın ben onu götürüyorum’ dedi ve yukarı giriş kata doğru çıktı. Bizde Mert’le arkasından geliyorduk. Bir taksi çevirdi ve ‘Lütfen en yakın hastaneye.. Acele!’ dedi. 15 dakika sonra bir devlet hastanesinin önündeydik. Acile girdik. Mehmet var gücüyle kesilen soluğuna rağmen koşturuyordu . Hemen Serum taktılar ve bir ilaç daha verdiler. Bizi dışarı çıkardılar. Sinirlerim bozulmuştu artık bende ağlıyordum..  Oturduğum yerde önüme çömelen Mert parmaklarıyla göz yaşlarımı siliyordu ‘Merak etme o iyi olacak’ dedi. Ve yanıma oturdu. Başımı omzuna yaslamıştım.. Ve gitgide daha yüksek bir şekilde ağlıyordum.  En sonunda içeriden bir hemşire çıktığında ‘Henüz girmeyin, hastamız biraz dinlensin’ dedi. Başımı onaylayan bir biçimde salladım ve bu defa Mert başımı omzuna zorla bastırdı. ‘Uyu, istersen’ dedi. Ve gözlerimi yavaşça kapadım. .
------------------(Ela’dan)
Mehmet miydi o!. Benim yanımdaydı. benim yattığım yatağın üstüne oturmuş seyrediyordu. Yavaşça gözlerim aralanırken .. ‘Baba’ diye fısıldadım Mehmet bana yaklaştı ve göğsüne bastırdı.. Yine bir ağlama krizine girmiştim ..
‘şşştt , daha fazla ağlama .. biliyorum yaşadığın hiç kolay değil, seni en iyi ben anlarım inan bana bende babamı geçen sene trafik kazasında kaybetmiştim, ve arabada bende vardım. O kadar çok yalvardım ki onun değil benim canımı al diye ama olmadı, bazen kaybettiklerimiz bizi çok daha güçlü kılar, güzelim’ dedi. Ve alnıma bir öpücük koyduğunda ben kıpkırmızı kesilmiştim.
‘Üzgünüm, bu çok kötü olmalı..’ dedim.
 Ondan camı açmasını istedim. Biraz temiz hava iyi olurdu ‘Teşekkür ederim’ diye fısıldadım.
Bana göz kırptı ve ‘Hadi dinlen..’ diyerek odadan çıktı.
----------------
Mehmet yanımıza geldiğinde ben uyanmıştım. ‘Kendine geldi’ dedi. Ve oturduğumuz yerden kalkarak onun odasına yöneldik.
‘Canım beni çok korkuttun, Baban .. Ben çok üzgünüm.. derken sesim boğuk çıkıyordu. Göz yaşlarımı zor tutuyordum ya..
o da ağlıyordu.Tamam daha fazla bu konuyu açıp yarasına tuz basmak istemiyordum..
 Sonunda hastaneden çıkarken Mehmet ve Ela birbirlerine sarılmışlardı. Ela kulağına ‘Teşekkür ederim’ diye fısıldarken Mehmet ‘ben .. seni korumayı bundan sonra görev edindim, güzelim’ dedi ve onu yanağından öptü. Mert’le göz göze gelmek istemiyordum ama o karşıma geçmiş bana bakıyordu. ‘Teşekkürler’ diye fısıldarken.. o bana sadece gülümsemekle yetindi. Biraz alınganlık seziyorum.. Aman ! Neyse ne! Telefonuma baktığımda artık taksideydik. Ve Asya’dan tam 20 cevapsız arama vardı.. Hemen eve gittik. Asya evdeydi. Kızgın bir ifadeyle hesap sorsa da Ela içeri uzanmaya giderken ona tüm olan bitenleri anlattım. Ela’nın odasına gidecekti ama sessizce kapıyı açtığımızda o çoktan uyumuştu. Rahatsız etmemek için yavaşça kapadık kapıyı …


BANA AİTWhere stories live. Discover now