Kapı zilinin sesine gözlerini açmaya çalışırken ne kadar yorgun olduğunu düşündü. Önceki gün sabahın erken saatlerinde gelen Mavi gittikten 2 saat sonra müşteri sayısı, Noel'in de etkisiyle, normal günlerden 3'e katlanmıştı. Öyle ki kendi alanı olmamasına rağmen zencefilli kurabiyelerin yapımına yardım etmesi gerekmişti. Yorucuydu.
Deri eldivenlerini çıkarıp yüzünü yıkamaya gitti. Kapıyı umursamamıştı çünkü Noel'de onun kapısına gelecek tek kişi ya dilenciler ya da anketörlerdi. Ayrıca eğer çok önemli olsaydı birden fazla kez çalarlardı. Uyuşukça küçük salonuna adımladı. Bu zamana kadar hiç kutlama yapmamıştı. Zaten yalnız kutlamanın da anlamı yoktu, onun yerine Noel filmleri izleyip tatilin tadını çıkarmak daha çekiciydi.
Mutfağa gidip filtre kahve makinesine malzemeleri koymaya hazırlanırken kahvenin bittiğini gördü. Nasıl unutmuştu? İçinden kendine söylenerek üstünü değiştirmek için odasına girdi. Çoraplarını yerden aldığı an tanıdık soğuklukla parmak uçları hissizleşti, irkilerek yere attı. Sakince yerde sararmaya devam eden çoraba baktı ve derin bir iç çekti. Yatağın üstünde kalan eldivenleri alıp geçirdi. Dalgın gibiydi ve olmamalıydı. Ya kapıyı açmaya gitseydi ve zavallı insana çıplak eliyle dokunsaydı ne olacaktı? Herkesin hayatını tehlikeye atıyordu.
Apartman boşluğunda, Harold'un dairesinin bir üst katının merdivenlerinde bekleyen Lou nefesini sıkkınca dışarı verip soğuk yerden kalktı. Belli ki hala uyuyordu. Bir basamak indiği anda kapı açıldı, çıkmaya hazır olan Harold dışarı adımını atıp kapıyı kilitleyecekti ki paspasın kenarında duran şişkin paket dikkatini çekti. Duraksadı. Muhtemelen yanlış gelmişti. Eğilip eline aldı. Neden kurye teslim etmek için beklemedi ki, diye düşündü. Aslında kime gelmesi gerektiğini öğrenmek için etiket aradı ama beklemediği bir şekilde ucuz tükenmez kalemle yazılmış "Harry'ye" yazısını gördü. Harry... Ona böyle seslenmiş tek kişi vardı ama o olmasının imkanı yoktu. Neden mahalle fırınınızda çalışan birine durup dururken -tahminen- Noel hediyesi veresiniz ki? Peki evini nasıl bulabilirdi? Birini takip etmek o kadar da kolay olmasa gerekti. Bunları düşünürken yukarıdan onu izleyen ve tepkisinin anlamını çözmeye çalışan Mavi'den habersizdi. Kahveyi boşverip elindeki pakete gözünü dikerek içeri geri girdi.
Lou'nun beklediği asıl tepki paketle dışarı çıkıp yanından geçerken çöp kutusuna sallamasıydı. Ne hissettiğinin çözemiyordu ama gerildiği her halinden belliydi. Her şeyin farkında olarak hazırlamıştı zaten hala neyin gerginliğini yaşıyor anlamıyordu. Saman kağıdı kullanması, kalemin renginin mavi olması, adını "Harry" olarak yazması... Hepsi planlıydı ve her şeyi göze almıştı, artık hazırdı. Yere bakıp düşünürken yüzündeki salak sırıtışı fark etti. Umarım sevgisi karşılık bulurdu. Tekrar kalkıp bu sefer hızlı adımlarla çıkışa ulaştı. Apartmanın içinde karşılaşmak istemezdi.
Harold mutfaktan küçük bir bıçakla birlikte portmantonun altına bıraktığı paketi alıp koltuğu oturdu. Dürüst olması gerekirse, korkuyordu. Bugüne kadar kimseye belli etmemiş olması şimdi birinin sırrını bir şekilde öğrenip ona şantaj yapmayacağı anlamına gelmiyordu.
Aklına onu kelimenin tam anlamıyla altın yumurtlayan tavuk olarak kullanan ailesi geldi. 17 yıl boyunca o kafesten kaçmaya çalışmıştı. Ve şimdi tekrar girmekten çok korkuyordu. Hem bu sefer onu koruyacak biri de yoktu. Altından kalkamazdı.
Bıçağı ve paketi koltuğa bırakıp sakinleşmeye çalıştı. Elleri titriyordu. Sesli, derin nefeslerini içine çekerken bıçağı tuttu. Sapı olması gerekenden çok daha fazla sıkıyordu ama en azından paketi kesmeyi başarmıştı.
Bıçağı hala tutarken başını elleri arasına aldı. Sanki bu halde çok özgürmüş gibi tekrar tutsak olmak istemiyordu.
Bir anda kendini toparladı. Elinin titremesi bile durmuştu. Yüzüne ciddi ifadesini takındı ve dikkatle paketi açtı.
Gördüğü şeyle hissettiği rahatlama o kadar büyüktü ki neredeyse düşüp bayılabilirdi. Tehdit mektubu yada altın renkli hiçbir şey yoktu. Paketin içinden çıkan şey...
Bir çift örgü eldivendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOLDEN | l.s. ✔
FanfictionLouis Harry'nin en değerlisi, Harry de Louis'nin değerini en güzel bilendi. - Bir 28 Eylül günü, Larry bd geçirirken yazılmaya karar verilen bir hikayedir. - Neredeyse hiç pronoun kullanılmamıştır. 30.12.20 1.11 a.m