-6. Bölüm-

184 17 27
                                    

"Sınıfta boş bir sıraya oturmak için izin alacak değilim." Adını bilmediğim sarışın çocuğa yapmacık bir gülümseme göndererek önüme döndüm. Sanki çok meraklıydım onunla oturmaya.

"Görünmez olduğumu bilmiyordum." Yüzünü görmesem de bana ters ters baktığını hissedebiliyordum. Sesinde bile huysuzluk vardı. Yine de onu umursamadım ve derse giren hocayı dinlemeye başladım.

Öğlene kadar temel derslerimiz normal bir şekilde devam etti. Bir daha sarışın çocuğu görmedim. Sanırım tek ortak dersimiz edebiyattı. Yemek için yemekhaneye indiğimde nedense iştahım çok açık değildi. Zaten yediğim yemekler midemi bulandırıyordu. Biraz bir şey atıştırdım ve yeni arkadaşlarımla sohbete başladım.

Ulaş her zaman ki gibi soğuk ifadesinde takılırken Demir, Erin ve Esin neşeli bir şekilde konuşarak beni de olaya dahil ediyorlardı. Bir ara yabancı olduğum bir konuda konuşmaya başladılar.

"Temel dersler bu hafta da bitti ya rahatız bir kaç gün."

Erin yüzünü buruşturarak "Aynen ya çok sıktı artık. Vampir olmaya mı geldik doktor mühendis falan mı belli değil." dedi.

"Bir ay sonra falan bizim için olan temel dersler bitecekmiş."

"Bir dakika ben hiç bir şey anlamadım. Burada yeni biri var biraz açıklayıcı olur musunuz?" diyerek araya girdiğimde üçü de sustu. "Evet dinliyorum" dediğimde Demir konuşmaya başladı.

"Bak buraya yeni gelenler iki aylık bir süre içinde temel dersleri alırlar. Ardından vampirleri anlatan dersleri almaya başlarlar." Demir sustu ve Esin konuşmaya devam etti.

"Bu derslerin içinde Yunan mitolojisi de dahil. Öğrendiğime göre gerçekten de eğlenceli derslermiş." Bu gerçekten de iyiydi. Fizik hangi vampirin işine yarar ki? Anladığımı belirten bir şekilde başımı sallayarak dinlemeye devam ettim.

"Ama istisnalar var." Ulaş masaya oturmamızdan bu yana resmen ilk defa konuşmuştu. "Belki sana da direk vampirlerle ilgili olan dersleri verirler Leda." Bakışlarımı ona çevirip kaşlarımı çattığımda beni umursamadı ve önündeki tabağa bakmaya devam etti.

"Nasıl yani?" Soruma kimse cevap vermedi. Ulaşın dediklerinden sonra masaya bir kaç dakika süren bir sessizlik hakim olmuştu. Tam konuşmaya başlayacakken Esin sözcükleri ağzıma tıkadı.

"Sen farklısın Leda," konuşmasına izin vermeden huysuz bir şekilde itiraz ettim. "Bunu söylemekten vazgeçseniz artık kendimi ucube gibi hissetmekten sıkıldım." Esin özür dileyerek konuşmasına devam etti.

"Şey, o zaman şöyle anlatayım. Farklı bir gücün var, şuan bizim düşüncelerimizi falan okuyabiliyorsun. Bu da seni özel yapar ve özellerin yeri ayrıdır. Yücelerimiz de seni sıradan temel derslerle yetiştirmek yerine direk vampirlerle ilgili olan derslere alabilir. Yani hazırlıklı ol."

Esin sustuğunda derin bir nefes aldım. Ben farklı olmak istemiyordum ki. Vampirlerin içinde bile farklı olmak neyin kafası?!

Keşke kaderimi değiştirebilme hakkım olsa. Keşke...

*

Öğle arası bittiğinde sıradan vampir olma yolunda ilerleyen sıradan bir öğrenci gibi, sıradan olan satranç sınıfına gittim. Ama bir sorun var ki ben sıradan değildim. Yine de bunu umursamamaya çalıştım. Belki de geçirdiğim son normal gün bugündür diyerek boş olan bir sıraya oturdum.

Bir süre sonra kapıda sarışın bir çocuk gördüm. İçimden yine mi sen derken dışımdan umursamaz bir şekilde etrafıma bakınmaya devam ettim. Tabiki de onu umursadığımı anlamamalıydı.

LEDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin