İLAN-I AŞK

14 2 0
                                    

Yine bir o yana bir bu yana yürümeye başladım. Hızlı adımlarla... Böyle düşünüyordum yapacak bir şey yok. Ceren daha fazla dayanamayıp beni yerime oturttu. Hala bulamamıştım. Birine nasıl aşkını itiraf edersin ki?

Bütün ders boyunca kağıda resimler çizmiştim. Ceren ile ayrı sınıflarda olmamız çok kötü gerçekten. Temiz bir kağıt çıkarttım ve yazmaya başladım. "İtiraf etmeliyim, itiraf etmeliyim..." bu şekilde bütün kağıdı doldurmuştum. Kafamı cama çevirip bahçeye baktığımda yine kalbimi boğazımda hissettim. Emre oradaydı ve basketbol oynuyordu. Bir başka kağıda o anki duygularımı yazmaya başladım. "Bu yazdıklarımı bilmiyorsun ama yine de yazıyorum. Şu anda basket oynuyorsun bahçede o kadar büyüleyicisin ki... aaa yapma ama giy o hırkanı terleyip hasta olacaksın bebeğim. Hem ben sana çorba da yapamam. Ama umarım bir gün yaparım. Çok güzel olur eğer yaparsam." Birden durdum. Evet bulmuştum, aşkımı nasıl itiraf edeceğimi bulmuştum.

Ceren'in bana deliymiş gibi baktığını görsem de önemsemedim. Biliyorum ilk bakışta çok saçma geliyor ama planımı duyunca bence mantıklı bulacak. Anlatmaya başladım. "Ona aşkımı kağıtla itiraf edeceğim. Aynen şöyle olacak: ben 9-G deyim o ise 12-D de. Yani bahçede sıra olduğumuzda ikimizin sınıfının arasında çok sıra oluyor bu yüzden onun iki yan sırasında yani 12-B de sıraya gireceğiz. Cuma günü olacak evet cuma günü. İstiklal Marşı nı okuduktan sonra kalabalıktan faydalanıp notu çantasına atacağız. Kol çantası takıyor ve fermuarı her zaman arkaya geliyor. Kalabalıkla birlikte fermuarı açıp notu koyacağız ve hemen sınıfa geri döneceğiz. " Evet Ceren de kabul etmişti fikrimi.  Ama asıl önemli olan ne yazacağımızdı. Bu plan yapmaktan daha zordu.

Kaçıncı kağıt bilmiyorum ama en iyisi olmalı. Kısa ama öz. Sanırım içlerinden en iyisini bulmuştum. Cerene verdim okuması için. "Senden hiçbir şey beklemiyorum. Gökberk Kerim Furkan Alican hiçbiri umurumda değil. Ben seni seviyorum ve senden hiçbir şey beklemiyorum. Not: eğer kim olduğumu öğrenmek istiyorsan etrafına bakman yeterli. -NeVa."  Okuduktan sonra Ceren yüzüme baktı. -"Sence başarabilecek miyiz?"  - "Şüphen mi var?" Gülüştük.

İstiklal Marşı. Evet sonunda beklediğim an geldi. Planladığımız gibi 12-B de sıraya girdik. Bulunduğum yerden Emre yi rahatlıkla görüyordum. İstiklal Marşı okundu. Elimde katlı olarak tuttuğum kağıdı sıkıca kavrıyordum. Herkes bir anda kapıya yönelince bizde hemen Emre nin arkasına geçtik. Ama hayat işte. Hiçbir zaman planlarımız doğru gitmiyor. Kalabalıkta Emre yi kaybetmiştik. Ceren in beni itmesiyle bir anda kendimi dışarıda buldum.

Emre yi takip ediyorduk. Buna inanamıyorum. Ceren beni durdurmaya çalıştı ama bir kere kafama koymuştum. Arkasından seslendim "Pardonn"  onların sınıfındaki Enes döndü baktı sanki ona neyse! Emre sadece kenara çekilmişti. Bakma zahmetine bile girmeyip yoluna devam etmişti. Ceren hala kolumdan çekiştiriyordu beni vazgeçirmek için. Bütün cesaretimi topladım ve tekrar seslendim. "Emre!"

İmkansızlığın FısıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin