Miso, "Feelings and Facts" 19:00
Dışarıda ki, sağanak yağmur eşliğinde Soo Bin'in sesi vardı evde. Herşey açığa kavuşmuş, ben suçluluk duygusu ile ölüp bitiyordum. Çünkü, Felix suçsuz ben suçluydum bu sefer. Bahgchan, o ise hâlâ şoktaydı. Bağırıp çağımış sonra ise Felix'in darbelerine maruz kalmıştı. Gökgürlemişti yine, yağan yağmur sesine karışıp. Felix tek kelime etmemişti bana, değil tek bir söz tek bakışı bile çok görüyordu bana bu gece. Şu anda hiç kimse ne yapacağını bilmiyordu. Göğsüme çöken bu acı hissi söküp atamıyordum bir türlü.
"Eee açıkla! Yalandan senin diye uydurduğum bebeğin kendimin olduğunu bilmiyordum de! Aşağılık!"
"Felix…"
İsmini fısıldadığım zaman gözlerime bakmıştı. Kalbim olduğundan hızlı atmaya başlayınca devam ettim.
"Konuşalım,"
Lütfen diye fısıldayan bakışlarım, gözlerinde belirdiği zaman kapıdan çıkıp onu takip etmemi bekledi. Peşinden adımladım. Birşeyleri düzeltmek adına konuşacaktım.
Önünde durduğumuz zaman rüzgarla cama savrulan damlalar girmişti görüş alanıma. Kahverengi tutamlarım gözlerime düşüyordu. Elimle geriye itip dolu gözlerimi gözlerine kenetledim. İlk ben konuşacaktım. Bunu ona bıraksam, hiç konuşmayacak bir edası vardı gözlerinde.
"Özür dilerim,"
Evet, bu kırılan güvenini belki de kalbini tamir etmeye yetmezdi ama beklediği özrü sunmuştum ona.
"Ben… sen hiç bir şey söylemeden o-ortadan kaybolunca,-"
"Ne? Ben ortadan kaybolunca birini hamile mi bıraktım?! Aldattım mı seni?!"
Gözümden bir damla yaş akmıştı.
"Ben… şüphelendim, öyle düşündüm istemsizce,"
"Ortadan kaybolmam, benden süphlenemen için sebep miydi? Eğer telefonu açmış olsaydın, mesajlarıma bakmış olsaydın anlayacaktım sana! Ama yapmadın, çünkü sen Bangchan ve onun pis oyunları ile meşguldun!"
Onun canını yakmıştı bu.
"Bangchan ile iş bildiği tutacağına gelip sorsaydın, anlatsaydım sana! Çok mu hoş oldu seven kalbi kırmak?…"
"Felix-"
"Kusura bakma… bu bana fazla! Ben de bir insanım…"
•••
"Gözlerime bak!"
Soo Bin başını eğdiği yerden kaldırıp gözlerini odağından ayırmıştı. Sinir ve aşkla bakmıştı. Dilinde ki tüm kilit çözülmüştü, çünkü konuşmak istediği adam oydu.
"Ben sana aşıktım, sadece kullandığını bildiğim hâlde seninle birliktelik oldum! Çünkü sana bir kere dokunmak bile benim için değerli kılınan! Sen nasıl bir adamsın!? Neden ben çareyi ilk sende bulamıyorum?! Neden başım sıkışınca yanı başımda olan bir sevgili olmayı denemedin?! Çok mu zordu?…" Yanında olmadığı her saniye göğsünde biriktirdiği tüm duyguları sözlere aktararak, sanki tüm öfkesini kinini, aşkını, ve sinirini akıtmak istermiş gibi konuştu. Onun yanındayken kelimeler can buluyordu sanki en güzel masalın satırlarına yatırılmış gibi.
Bangchan umursamaz bakışlarını sabit tutuyordu. Bundan nefret etse bile zihni bir bebeğinin olduğunu kavramıştı. Bu denli gerçek bir olaya inanırken içi kıpır kıpır olmuştu. O, bebeği kabullenemek istemiyordu, ama varolan bir şeyi inkar etmek neye yarardı ki?
Soo Bin'i sinir edecek şekilde, tek nefeste ikan olması için söylenen sözleri yok sayarak konuşmuştu.
"Sana korumanı söyledim! Neden hap almadın?!"
Soo Bin üstüne örttüğü bacaklarını saran battaniyeyi yumrukları arasında sıkıştırıp, alt dudağını dişleri arasına almıştı.
"Ben seni seviyorum! …sen tek bir dokunuşun bile benim için ne kadar değerli olduğunu bilemezsin! O, gün senin için tek gece benim içinse bir ömüre eşitdi…"
Bangchan afalladı. Beklemiyordu bu tepkiyi. Kasılan çenesi şu anda ne kadar gergin olduğunu gösteriyordu. Nefes alıyor, aldığı nefesi vermekte zorluk çekiyordu.
Göğsünde biriktirdiği derin nefesler eşliğinde ayağa kalktı ve hiç bekletmeden, en kararlı şekilde konuştu. Ve acımasızca.
"Aldıracaksın o, çocuğu!"
Merhabalar canlarım, yb geldi. Umarım beğenirsiniz. Lütfen hikâyenin gidişatı hakkında fikirlerinizi bildirin. Sizleri seviyorum…♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Desamor; Lee Felix ✓
Fanfiction"Adını 'Desamor' olarak değiştirdiğim gün vazgeçmeliydim aslında Miso'm. Ama vazgeçilmezim oluşun bunu imkansız kılandı..." "İyi ki, de vazgeçmemişsin Felix," ♪ Texting