Doğu insanlarının bastırılmış cinsel açlıkları.
Evet, beraber yolculuk yaptığım bu genç çocuk tam olarak böyleydi. Muhtemelen küçükken kendisinin farkına varmıştı, bu tavırlarına da yansımıştı muhtemelen. Karşı bir cinsi görünce üzerine atlamak istermiş gibi bakıyor, hatta beni izliyordu. Bundan rahatsızlık duyuyordum. Ama onu izlemektende kendimi alamıyordum. Kıyafetleri onu köylü gösteriyordu, ama içindeki cevher Ankara'nın ünlü pavyonlarında ismini tüm şehire duyurmuş olan kadınlardan daha fazlaydı. Çarpık bir gülümseme, cüretkar bakışlar ile görünüşünün tam olarak zıttıydı."Burası çok soğuk sanki." onun sesini duyduğumda kafamı laptoptan kaldırıp solgun yüzüne baktım. Yine dudakları hafifçe öne doğru çıkmıştı. Ellerini bacaklarının arasına almış ısınmaya çalıyordu.
"Kar yağmış, bu yüzden biraz soğuk. Ama ısıtıcı tarzı bir şey ayarlarlar her yere." sakince cevapladığımda ruhsuz bakışları yüzümde dolandı. Ona kafamı eğdim ve bilgisayarın ekranına baktım. Dergi yazıma başlamıştım.
O, çok tehlikeli duruyordu. Ben sadece onu izliyordum, o da çekici bakışları ile beni ayartmaya çalışıyordu.|
Uzun ve ince satır çizgisi bir görünüp bir kaybolurken, biraz onunla ilgilenmek için yazımı kaydedip laptopun kapağını kapattım.
Bakışlarımı yine ona çevirdiğimde ürkek bir kuşu andıran duruşu ile pencereden dışarı bakıyordu. Biraz da üşüyor gibiydi.
"Montumu verebilirim istersen." dediğimde çekici ama bir o kadar da masum gözlerini bana çevirdi.
"Yok, teşekkür ederim." ısrar etmedim.
Sigaramı yanda duran montumun cebinden çıkarıp dudaklarımda sabitledim. Koltuğun üzerinde duran çakmağı alıp sigaranın ucunu tutuştururken bana baktığını hissediyordum.
"Sigara içmesen olur mu?" sesi o kadar narindi ki, kırılacak gibiydi. Ucu yanmaya başlayan sigaram ile ona birkaç saniye baktım.
"Yani burada içmesen.." diye ekledi benim bakışlarımı görünce. Titriyordu kuş gibi titiyordu. Gülümseyip sigarayı dudaklarımdan çekip yandaki demir çöpe bastırıp söndürdüm.
"Tabi ki." dedim ve ayağa kalktım. Trenin kapısına ilerleyip etrafa baktım ve kapısını kapatıp perdeyi çektim.
Ona döndüğümde ne yaptığımı anlamıştı, ama korkmuyordu. Öylece duruyordu. Gözlerimi ondan ayırmadan yanına gittim.
"Gel bakalım biraz." dedim yanına oturup onu kucağına çekerken. Onu tamamen kucağıma oturtup ensesinden ve belinden tuttum. Bir bebek gibi gibiydi.
Boynuna dudaklarımı bastırıp soğuk, beyaz teninden öptüm. Ama öpmenin yeterli olmadığını anlayınca yalamaya başladım. Sesini çıkarmıyordu.
"Bugün akşam biraz ileri gideceğim." dedim dudaklarımı çekip. Elimde olsa onu varacağımız yere kadar aralıksız sikerdim.
"Tamam." dedi sadece. Gülümsedim.
"İlkin mi?" soruma karşı sadece yüzüme bakmaya devam etti. İfadesiz bakışlarını görünce ona soru sormayacağımı hatırlamıştım. Kafamı salladım gülümseyerek.
Dudaklarına yapışıp sertçe öperken, akşamı düşünüyordum. İlki bile olsa artık umrumda değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/249568038-288-k907313.jpg)