Lisa uyandığında kendi odasındaydı. İş yeri aklına gelince yataktan kalkması ve yere düşmesi bir olmuştu. Biraz sızlandıktan sonra hemen hazırlanmaya başladı.
Masasının üstünü kontrol etti, belki Jennie bir şeyler yazmıştır diye ümit ediyordu ama Jennie hiçbir şey yazmamıştı. Evinden koşar adımlarla çıktı. Kafeyi gördüğü zaman içindeki tedirginlik artmıştı. Hızlıca içeriye girdi. Girer girmez Irene onu karşılamıştı bile.
-"Yine gelmedin dün?"yüzünde meraklı bir ifade vardı.
-"Hasta olmuşum sanırım o yüzden gelemedim."dedi, Lisa.
Chaeyoung Lisa'nın kolundan tuttu.
-"Benimle gelir misin? İki dakikacık bir şey konuşmamız lazım."dedi.
Kimsenin olmadığı boş bir alana doğru ilerlediler.
-"Noldu?" Lisa merak etmişti. Normal zamanlarda Chaeyoung hep güler yüzlü olurken bugün çok endişeli duruyordu.
-"Dün seni gördüm."dedi Chaeyoung.
Lisa şok olmuştu.
-"Az önce neden Irene'e yalan söyledin?"dedi. Chaeyoung'un sinirli olduğunu gören Lisa iyice panik olmuştu.
-"Nerede gördün beni?"diyebildi sadece. Bir sürü şeyler sormak istiyordu, içi içini yiyordu.
-"Evinin orada gördüm, sabah birlikte gidelim diye seni almaya geliyordum. Geldiğimde zaten dışarıdaydın." Chaeyoung bakışlarını Lisa'dan kaçırdı.
-"Eğer bir şeyler varsa bana söyleyebilirsin."diyebilmişti sadece.
Lisa geçiştirir bir şekilde teşekkür edip işinin başına geçmişti. Kafasında tek bir düşünce vardı, Jennie neden dışarıya çıkmıştı ki?
Zaman hızlıca geçmiş yine eve gitme zamanı gelmişti Lisa için. Tam gidecekken kendisine seslenen ses onu durdurdu. Seslenen Chaeyoung'du.
-"Lisa sana söylemediğim bir şey daha vardı."dedi nefes nefese. Chaeyoung'un koştuğu her halinden belliydi.
-"Biraz soluklan."dedi Lisa. Daha sonra Lisa Chaeyoung'un koluna girdi:
-"Evde konuşmaya devam edelim." Chaeyoung ise sadece kafa sallamıştı.
Eve girdiklerinde Chaeyoung koltuğa oturmuş Lisa ise ceketlerini asıyordu.
-"Kahve mi çay mı?"dedi Lisa.
-"Kahve." Lisa hemen mutfağa giderek kahveyi hazırlamaya başladı. Birkaç dakika sonra Lisa ellerinde kahveyle kapıda göründü. Kızın ellerine kahveyi tutuşturdu ve bekledi, sabah ki anlatmadığı şeyi çok merak ediyordu Lisa.
Chaeyoung Lisa'nın meraklı bakışlarına daha fazla dayanamadı:
-"Seninle konuştum ama beni tanımıyordun."dedi. Lisa hiçbir tepki vermedi. Chaeyoung devam etti:
-"Bana hayatımda ilk defa duyduğum bir yerin adresini sordun, orası neresi Lisa?"dedi. Lisa omuzlarını kaldırdı ve indirdi. Başka ne tepki vereceğini bilmiyordu. Daha fazla uzatmadan her şeyi açıklaması gerektiğini düşünüyordu.
-"O gün konuştuğun kişi ben değildim."diyebildi sadece fısıldayarak. Lisa, arkadaşının yüzüne bakıyordu bir şeyler yakalamak için ama hiçbir şey yoktu. Chaeyoung fazla ifadesizdi.
-"Evet Lisa bekliyorum. Ne söyleyeceksin?"
-"Az önce dediklerimi duymadın mı?"dedi, gözlerini kocaman açarak.
-"Hayır, suratıma bakıp durdun sadace." Lisa anlamıştı, bu başına gelen olayı kimseye anlatamayacağını. Yine de denemek istiyordu, hızlıca oturduğu yerden kalkarak odasına doğru koştu. Geldiğinde elinde o gazete parçası vardı.
-"Peki bunu görebiliyor musun?"dedi hızlıca.
-"Lisa neyi görmem gerekiyor bu boş kağıtta?" Chaeyoung'un cevabı tam da Lisa'nın beklediği şeydi. Lisa daha fazla uzatmak istemedi:
-"Her neyse boşver."
-"Ben sana nerenin adresini sormuştum?" Chaeyoung biraz düşünür gibi durdu ve sonra hatırladığını belli eden bir kaç el hareketi yaptı.
-"Burger Queen tapınağı!"
Lisa sadece Jennie'nin orada ne işi olduğunu merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Be Me~JenLisa
Teen FictionBir sabah uyandığında kendi bedeninde olmamak mı? -Your Name animesini JenLisaya uyarlamak istedim-