5

158 20 13
                                    

Lisa, sabaha kadar 'Burger Queen' tapınağıyla ilgili bilgi bulmaya çalışmıştı. Ancak hiçbir şey yoktu. Chaeyoung gibi Lisa da ilk defa duyuyordu böyle bir tapınak.
Güneşin çoktan doğduğunu fark eden Lisa üstünü bile değiştirmeden evden çıktı.
-1 hafta sonra-
Lisa uyandığında yine Jennie'nin odasındaydı. Jisoo'nun her zamanki gibi onu uyandırmasını bekliyordu ama bugün bir farklılık vardı. Jisoo gelmemişti. Lisa bu sefer de ben uyandırmalıyım, her zaman o mu uyandıracak diye düşündü. Jisoo'nun odasına ilerlerken bazı sesler işitmişti. Bu sesler mutfaktan geliyordu. Adımlarını mutfağa doğru çevirdi, sessiz olmaya özen gösteriyordu. Konuşan kişilerden biri erkekti diğeri ise Jisoo'ydu.
-"Neden buradasın? Burada olmaman gerekiyordu Hyunjin!"dedi Jisoo, sinirli olduğu her halinden belli oluyordu.
-"Sana mı soracakmışım. İstediğim zaman istediğim yerde olurum, karışamazsın."dedi Hyunjin.
Lisa'nın kafası karışmıştı. Kimdi bu çocuk?
Hyunjin Lisa'yı görmüştü:
-"Jennie, günaaydıın!"yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Lisa ne diyeceğini bilemez halde bir Jisoo'ya bir de karşısında duran pembe saçlı çocuğa bakıyordu.
-"Günaydın."dedi. Bilerek konuşmak istemediğini belli eden bir ses tonu kullanmıştı.
-"Aaa hayatım böyle olmadı hiç."
-"Biraz daha sevgi sözcükleri kullanalım, lütfen."bir elini kızın omzuna koyarak söylemişti. Lisa dona kalmıştı. Jennie'nin sevgilisi mi vardı?
-"Hadi sen git artık Hyunjin." Jisoo Hyunjin'i ittirerek evden göndermişti.
Jisoo çoktan Lisa'nın yanına gelmişti, hatta elini kızın önünde sallıyordu.
-"Merhabalar, dünyadan Jennie'ye."
Lisa korkarak birkaç adım gerilemişti.
-"Noldu, ne düşünüyorsun?"dedi Jisoo, yüzünde kocaman bir gülümsemeyle.
Lisa şimdilik Jennie ve sevgilisini düşünmemeliydi, daha önemli şeyler vardı.
-"Burger Queen tapınağını düşünüyorum."dedi fark etmeden. Sonra söylediği şeyle şok olmuş olacak ki gözleri kocaman açıldı.
-"En son ne zaman oraya gittik? Uzun zaman olmuş olmalı, unutmuşum bile."dedi Jisoo.
-"NE?"Lisa bağırmasını bastıramamıştı.
-"Jisoo lütfen oraya gitmemiz gerekiyor."diyebildi sadece, nefes almayı unutarak.
-"Tamam, gideriz." Lisa çok heyecanlanmıştı.
-"O zaman ben hazırlanıyorum hemen."yüzünde kocaman gülücükler oluşmuştu bile, kocaman bir bebeğe benziyordu.
-"Bugün mü gidicez?" Jisoo'nun sesi çok yorgun duruyordu. Ancak Lisa umursamadı.
-"Evet, hazırlanmaya başlasan iyi edersin." İki kız da odalarına giderek hazırlanmaya başladılar. Ancak bir sorun vardı. Lisa ilk defa giyinicekti ve Jennie'yi kısmen de olsa çıplak görecekti. Lisa elleriyle yüzünü kapatmış odanın içinde koşuşturuyordu. Daha fazla uzatmaması gerektiğini düşündü. Aynadan kısa bir bakış attıktan sonra hazırlanmaya başladı.
Gayet sıradan bir tapınak gibi görünüyordu. Lisa burasının neden özel olduğunu bir türlü anlayamadı. Dolaşmaya devam ettiler ancak bir süre sonra Lisa, Jisoo'yu kaybetti. Her yere bakındı ama Jisoo'yu bulamadı. Etrafına baktığında havanın çoktan kararmış olduğunu görünce daha da panik olan Lisa, tapınağın tam ortasında duran pembe ağaca doğru koşar adımlarla ilerledi. Ağacın altına geldiğinde ise Jisoo'nun nerede olabileceğini düşünüyordu. Sonrasında bir ses duydu.
-"Merhaba, sana nasıl yardımcı olabilirim?"yabancı sese doğru döndüğünde şok olmuştu.
Ağacın dallarında pembe saçlı bir adam oturuyordu.
-"Sen de kimsin?"dedi merakla.
-"Ben, Hisoka."ağaçtan atlayıp Lisa'nın yanına gelmişti.
-"İstediğin şey nedir, Lisa?"
Lisa şaşkınca Hisoka'ya bakarken Hisoka ise sadece gülümsüyordu.

Never Be Me~JenLisa Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin