Şuan canlı yayındaydık ve ben bambam'i bir konuda test etmek istiyordum. Acaba beni kıskanacak mı diye merak ettim ve Jackson'a biraz fazla yaklaştım. O an modunun düştüğünü gördüm.
Gülerek bir şey anlatırken çaktırmadan bize bakmıştı ve gülüşü anında solup çene kasları ortaya çıkmıştı, kızdığı belliydi. İstemsizce sırıttım ve kızmasın yine yavaşça kafamı omzuna yatırdım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tadı kaçmıştı çocuğun. Dahada gülümsedim oda bana baktı. Yanıma oturup bana yaklaştı ve "yayın bitsin sen o zaman göreceksin." Diye fısıldadı çatık kaşlarıyla.
Ben hala gülümsüyordum çünkü beni kıskanmıştı, kıskanacağını düşünmüyordum ama çok hoşuma gitmişti.
Yayını erkenden kapattırdı ve "hyunglar, kulaklık takmanızı tavsiye ediyorum." Deyip götürdü beni odasına. Kapıyı kilitleyince ona dönüp "ba-" Diyeceğim an öptü beni.
Onunla çıkmaya çok yeni başlamıştık bu yüzden aniden öpünce falan utanıyordum istemsizce. Karşılık verdim oda üzerime gelerek yatağa düşürdü ikimizi de.
Dudaklarımız ayrılınca o hızlıca tişörtünü çıkarttı. Alt dudağımı ısırdım ve kemerini çözmeye çalıştım.
Başardığımda beni bir daha öpmüştü, çok güzel öpüşüyordu. Ellerim onun vücudunda geziniyordu. Göğsünden karın kaslarına, oradan sırtına derken heryerini turluyordum.
Ayrıldık ve tişörtümü çıkarttım hemen. O sırıtıp morluk oluşturmamaya özen göstererek işaretledi belirli bölgelerimi.
"Niye ona yaklaştın o kadar?" Dedi kaşlarını çatıp kemerimi çözerken.
"Kıskanıp kıskanmadığını test ettim bam~"
"Kıskandım, çok kıskandım ve canım kedim, kusura bakma ama bu davranışını cezalandırmam gerekecek."
"Cezalandır bam~ ben yaramaz bir kediyim~" Dedim kısıkça inleyerek oda tahrik olmuş bir şekilde bana baktı.
Pantolonlarımızı ve son kumaş parçamızı yerle buluşturunca biraz utandığımı hissettim.
"Kayganlaştırıcı?"
"Çekmecede."
Gidip aldı ve geldi. "Arkanı dön kedi." Deyince itaat ettim. Deliğimden birkaç şerit yaladığında çığlık attım ve yüzümü yastığa gömüp "Bam, lütfen dalga geçme. Zorlanıyorum.." Dedim.
"Peki." Dedi beni kırmayarak. Parmaklarına nazik miktarda kayganlaştırıcı döküp deliğime sürdü ve makaslayarak genişletmeye başladı.
Üçüncü parmağını ekleyince ağzımdan inlemeler dökülmeye başladı.
"B-bam uhm."
O hızlandı acıyı hafifletmeyi umarak. "Sen bu k-kadar büyük müydün ya?" Dememle kıkırdadı ve "hmhm." Dedi.
Aletine döktü biraz kayganlaştırıcı ve hizaladı. Yavaşça hareket edince inledim ve "uhm s-sen çok büyüksün." Dedim. Ağzımdan kaçmıştı.
Yavaşça hareket ederek alıştırdı beni ve hızlanmaya başladı.
"Miyavlasana sen~" Dedi sevimlice bende "cidden şuan olacak şey mi o?" Dedim altında kıvranırken.
"Lütfen~"
"Of, meow~"
O an zevk noktama baskı yapmıştı ve ağzımdan istemsizce bir daha kaçmıştı miyavlama. O gülmüştü ve şirin olduğumu söylemişti.
Zevk noktama baskı yapmaya devam ederken geleceğimi hissediyordum.
"Y-yakınım ben." Dedim kısıkça inlemelerim arasından. O dahada hızlanınca çok beklemeden bırakmıştım kendimi oda birkaç saniye sonra içime boşalmıştı.
Nefes nefese kalmıştım. O "hadi duşa girelim." Dedi bende "yorgunum." Dedim dudak büzerek. Dudaklarıma öpücük bıraktı ve beni kucağına alıp jakuziye götürdü.
Sıcağa ayarladı ve ısınmasını bekledi. Su ısınırken bizde öpüşerek oyalanıyorduk. Duşta sanırım birkaç tut daha yapacaktık, öyle görünüyordu.
