''jaebeomie, odama gelir misin? jinyoung ve ben seninle bir şey konuşmak istiyoruz.''
''geliyorum jack.''
telefonumu kapatıp odasına gittim. jinyoung ile yan yana oturuyorlardı ve bana bakıyorlardı. karşılarına oturdum ve ''dinliyorum.'' dedim. jinyoung oradan kalktı ve yanıma oturdu. ona döndüğüm an dudaklarımda bir baskı hissettim. gözlerimi büyüttüm çünkü jinyoung beni öpmüştü..nE?
kendime gelince ittirdim onu ve ''n-ne yaptığını sanıyorsun!?'' dedim kızgınca. jackson'a baktığımda kapıyı kilitlediğini görüp yutkundum.
jinyoung bana yeniden yaklaştı ve nazikçe yanağımı okşadı. ''karşı koyma.'' dedi. beni tekrar öpünce bir şey yapamadım, neden itaat etmiştim?
elleri sabit durmayıp bedenimi turlayınca ayrıldım ondan. ''y-yapma..'' dedim sadece. jackson öbür yanıma oturdu ve bir anda beni kucağına çekti. şaşkınlıkla ona baktığım an dudaklarını dudaklarıma bastırdığını hissettim. itmeye çalıştım ama yerinden kımıldamadı, o kasları boşuna yapmamıştı tabii.
göğsüne vuruyordum beni bırakması için ama bırakmıyordu. o an arkamda jinyoung'un varlığını hissettim. kollarını karnıma sarıp boynuma öpücüklerini konduruyordu. jackson'dan sonunda ayrılınca kalkmaya çalıştım kucağından ama bırakmadı.
''siz kafayı mı yediniz! ne yaptığınızı sanıyorsunuz!''
''sana aşık olduğumuzu anlamaman bizi şaşırttı şahsen.''
''ne aşkından bahsediyorsun jackson? benden uzak durun!''
jackson belimdeki ellerini serbest bırakınca hemen kucağından kalktım ama bu sefer jinyoung kucağına aldı beni. ofladım o an jackson'ın kaslarını açtığını gördüm.
''bana bundan etkilenmediğini söyleme bebeğim.''
''b-bebeğim mi?''
''hmhm.''
''çocuklar, bu yanl-mmf.''
jinyoung'un beni öpmesiyle lafım kesildi. kısa sürede ayrıldı ve ''karşılık ver, güven bana sende zevk alacaksın, bana olan güvenini ne zaman boşa çıkardım?'' dedi. haklıydı.
beni bir daha öpünce etkisine dayanamayıp ağzımı araladım, bu sayede şaşırmış ama hemen toparlamıştı. nazikçe alt dudağımı dudaklarının arasına alınca kalbimin hızlandığını hissettim. ellerimi göğsüne koyup karşılık verdim, sikeyim neden bu kadar güzel öpüşüyor?
jackson'ın boynumu emdiğini hissedince jinyoung ile kısa süreliğine dudaklarımızı ayırdım.
''jac-''
''jae, akışına bırak.''
derin bir nefes almamla devam ettiler. çok garip hissetsem de istiyordum işte. karnımda kıpraşmalar hissediyordum ve bu his benim için çok yeniydi. jinyoung'un öpücüğünün etkisinde kalmıştım. nefessiz kalınca ayrılıp göz göze gelmiştik. yanağımı okşadı ve ''sevdin değil mi? bana güvenmeni söylemiştim.'' dedi. boynumdaki sıcaklığın gittiğini hissedince mızmızlanarak jackson'a baktım.
gülümseyerek kucağına almıştı beni. jinyoung'a baktığımda üstünü çıkarttığını görüp gözlerimi büyüttüm, onun karın kasları mı vardı? omg. jackson'a döndüğümde onunda tişörtünü çıkarttığını gördüm.
''güven bize, iyi hissedeceksin.''
''...güveniyorum..''
benim üstümü de çıkarttılar ve bedenimi süzdüler. beni kucaklayıp yatağa götürdüler. pantolonlarını da çıkarttıklarında utandığımı hissettim. benimkini de çıkarttılar.
''önce hangimiz girecek?''
''ben.''
''hayır ben.''
''aynı şeyi mi düşünüyoruz?''
''evet...taş kağıt makas!''
''taş kağıt makas!''
''ben kazandım ehehe.'' dedi jinyoung sırıtarak ve bana baktı. 'are you serious?' bakışlarımı görüp güldü ve karnımdan boynuma kadar diliyle ıslak bir yol çizdi. beklemediğim için kısıkça inlediğimde amacına ulaşmış bir şekilde sırıtıp kendini bana bastırmıştı. ağzımdan yine kısıkça inleme kaçmıştı.
jackson kafamı kendine çevirince aletiyle göz göze gelip ona baktım. saçlarımı okşamaya başlamıştı. dudaklarımı ıslatıp ucunu yaladım. inlemişti bende gülümseyip dudaklarımın arasına almıştım aletini. o anda deliğimde parmaklar hissedip inlemiştim. çok zevk alıyordum almamam gerekirken.
birkaç alıştırma sonrası jinyoung'un aletini deliğimde hissettim. gözlerimi büyütüp ona baktım oda bacaklarımı okşayıp ''akışına bırak, korkma. kendini kasarsan canına acır.'' dedi. karnım çok kasılıyordu. yavaşça hareket edince ''d-dur, yavaş davran..'' dedim oda yavaş olmaya özen gösterdi..
