affetmek

6 0 0
                                    

     Her ne kadar yol kat edersem edeyim farkettim ki başa sarıyordum.  Hayat beni bir şekilde yine aynı döngüye sokuyor, yine aynı yerden hançeri sırtımda hissediyordum. Nedenini çok sorguladım. Günler, yıllar... Kendimi suçladım başta. Tabiatım dedim, inadımdan dedim, hata bende dedim hep. İçimde aradım durdum nedenini. Nasıl oluyordu bu? Nasıl her güvendiğim dağ başıma devriliyordu? Kalbimde derya olup akan hislerim nasıl oluyordu da sel olup beni boğuyordu hep? Sorunum neydi? Dedim ya, düşündüm... Kendimle onca kavga verdiğim, her defasında da kendimi alt ettiğimi düşündüğüm tüm bu yıllar sonunda gurur duyarken kendimle, ve inanmışken kendi yalanıma; bir tokat gibi yüzüme çarptı gerçeği bir bahar yeli. Bahar yeli derim ona çünkü ruhumu uzun zamandır güvende hissettiren tek şeydi. Biliyordu bunu, tıpkı bildiği gibi gerçeği. Bildiği gerçeklerin hepsini unuttu bir gece. Unutmak özgürleşmektir. Özgürleşti. Herkesin bildiği, gördüğü, ama onun görmezden geldiği gerçeğin getirisiydi bu; kaçılması, özgürleşilmesi gereken bir yüktüm ben. Biliyordu, görmek istedi aniden. Gördüğüyle vurdu acıma. Nefes almak için kesti nefesimi. Ve ben o gün anladım hayatın cilvesini....

      Bunca savaş, bunca çaba, bunca acı, öfke... Nasıl başarmıştım böyle kör olmayı? Hayat bana daha en başından, bu döngüye beni her sokuşunda aynı şeyi fısıldamıyor muydu kulağıma? Bırak herkese deva olmayı, bırak savaşlarını, kavgalarını. İnanlar böyledir, öğren. Bırak ve yaşa, bazen yaşamak bırakmaktır. Bırakmak için affetmek gerekir. Özgürleşip kaçan tüm kuşlar affetmez mi kafesini? Affet dedi. Öğrendim... Affediyorum bahar yeli. Öğreniyorum. Kaçmıyorum artık, kaçışlarımız nasıl da koşar adımmış? Kaçmıyorum. Yaşamak için bırakmak lazımsa bırakıyorum her şeyi. Nefesim kesilene dek hissedip yaşamalıyım artık. Affediyorum.



EVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin