Urfa'nın sıcağında ev yerleştirmekle uğraşıyordum. Çoğu bitmişti azı kalmıştı. Tek başıma yaşayacak olsam bile bir ton şey almam gerekmişti. Bu tür işlerden hiç hoşlanmazdım üşenirdim ama el mecbur yapmam lazımdı. Birkaç gün sonra göreve başlıyordum ve eksikleri hızlıca halletmem gerekiyordu.
Pmyo mezuniyetimden sonra sonunda göreve başlama zamanım gelmişti. İdealime ulaşmış, polis olmuştum. Küçük yaştan beri hayalini kurduğum mesleğin sahibi olmanın verdiği mutluluğu açıklayamıyorum. Yolda gördüğüm herkesi durdurup 'Hey ben polis oldum!' diyesim geliyordu.
Son eksikleri unutmamak için not ettim ve çarşıya gitmek için hazırlandım. Otobüsü beklemeye başladım. Geldiğinde bindim ve en arkaya geçip oturdum. Telefonumdan gideceğin dükkânların nerede olduklarına bakmaya başladım. Buralara hala yabancıyım ve uzun bir süre google maps kullanack gibiyim.
Aslında şöyle bir Şanlıurfa turu yapmak isterdim ama evle tek başıma uğraştığım için zamanım olmamıştı. Ne olsa uzun süre buradayım gezerim bir ara diye içimden geçirdim.
Telefonumu cebime koyup geçtiğimiz yolu incelemeye başladım. Bu sırada önümdeki ters koltukta oturan genci gördüm. Elleri titriyordu. Gözleri kıpkırmızıydı. Etrafında ise mor halkalar vardı. Çocuğun uyuşturucu kullanmış olabileceği geldi aklıma. Henüz 18 yaşlarındaydı.
Yanına oturmak için hamle yapacaktım ki elini cebine atıp küçük bir kumanda çıkardı. O an kafamda şimşekler çaktı. Canlı bomba? Daha tamamen polis bile olamadan başıma gelen şeye bakar mısınız? Hemen telefonumu çıkardım ve polisi aradım. Tamam ben de bir polis olabilirim hatta bu canlı bombayı kendim de halledebilirim ama araçtaki insanların canını tehlikeye atamam.
Telefon açılınca sessizce konuşarak durumu izah ettim. Hemen bir ekip yönlendirilecekti ve ben de ekip gelene kadar çocuğun yanlış bir şey yapmasını engelleyecektim. Telefonu kapar kapamaz çocuğun yanına oturdum. Otururken hızlıca ve sert şekilde oturdum elini kumandadan çeksin diye. Kumanda cebine doğru kaydı ve bana kısa bir bakış attı.
"Merhaba ben buralarda yeniyim de şu adrese nasıl gidebilirim?" diye soruyormuş gibi yaptım telefonumdan rastgele bir yeri göstererek. Çocuk telefona baktığı sırada otobüs durmuştu. Şimdi otobüs durdu diye patlatmaya yeltenebilir. Keşke şu çocuğu paketleyip öyle ihbar etseydim. İlk görevin günahı olmazmış diyelim de bir çaresini bulmaya çalışalım.
Çocuk otobüsün durduğunu anlamıştı ve bakışlarını, gözüne sokmak istercesine uzattığım telefonumdan çekip elimi itti. Eli cebine doğru giderken "Otobüsü boşaltın hemen!" diye bağırdım. Dışardan da benzer sesler geldiğine göre polis gelmişti.
Çocuğun kolunu tuttum ve çevirip sırtına sabitledim. Ardından yere yatırdım yüz üstü. Bağırmaya başladı. İçeriye iki asker girdi ve yerde yatan sıkıca kollarını tuttuğum çocuğu ikisi birden tuttuğu gibi otobüsten dışarıya çıkarttı. Ben de yere düşen kumandayı aldım ve aşağı indim. İner inmez anlıma soğuk bir namlu dayandı. Karşımdaki askere baktım. Neden polis değil de asker gelmişti? Neyse şu anlık konu bu değildi, kim vurduya gidiyor olmamdı!
"Ne yapıyorsun be!" diye bağırdım karşımdaki askere.
"Elindekini hemen bırak!" diye bir karşılık aldım. Beni de canlı bomba sanıyor? Sakin olalım önce. Tamam bomba gibi bir kız olabilirim ama. Çağ dışı espriler yapmayı bırakıp adama cevap ver bence Hilal.
"Lan adamı ben yakaladım size teslim ettim bombayı mı patlatacağım?" diye bağırdım. Sakin değilmişim arkadaşlar yanlış bilgi.
"Çok konuşma. Ver elindekini bana." dedi bu defa bağırmadan. Demek ki bağırmadan da konuşabiliyormuş. Kumandayı ona uzattım sinirle. Silahını da indirdi sonunda!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS HANIM
ActionKitaptaki olaylar ve kişiler tamamen kurgudur. ⚠️ÖNEMLİ⚠️ Polis veya asker değilim bu yüzden hikayede yanlışlarım olabilir. Eğer bu sizi rahatsız edecekse lütfen kitabı okumayın. 25.04.2021 #mizah #1🥳 05.02.2021 #asker #2 13.01.2021 #polis #2 14.0...