Bölüm 3 "Gitmek istiyoruz...İkimiz"

37 5 2
                                    

Ona bakıyordum bana öyle bir bakıyordu ki pişmanlık duyuyordu beni orda o bırakmıştı.
"Peki sabah neden öyle sinirliydin?"
Sorumu ona yönelttiğim sırada hayla bana yemek yediriyordu.
"Sabah evde durmak istemedim çok sıkılmış ve bunalmıştım hem şu cinayet olayını da çözmek istiyordum.O ağaç ev benim çocukluğumda saklanma yerim olan bir yer,küçükken babam beni döverdi her gün oraya gider saklanırdım. Bugün oraya gittim ama çok yorgundum uyuya kalmışım.Seni orda görünce şok oldum mills.Gerçekten orman çok tehlikeli ormanda bir katil var ve sen evden çıkmış beni arıyordun sinirlendim ve gittim gerçekten özür dilerim..."
Ona baktım.Gözlerinin içi kızarmıştı ve o güzel saçları dağılmış öylece karşımdaydı.
"Finn... Evet senin dediğin gibi ormanda bir katil var.Ve sende dışarıdaydın sana da birşey olabilirdi."
"Olacaksa olsun umrunda olurmu ki?"
Sinirli sinirli baktım o gözlerine.
"Finn umrumda olmasa ormana peşinden gelmezdim."
"Hiç sanmıyorum mills."
"Bak Finn! Beni orda bırakıp gi- AHH!"
Başıma birden ağrı girdiğinde elimle sargı bezini tuttum.
"MİLLİE İYİMİSİN? NOLDU?"
"Başım d- AHH!"
Başım Zonklamaya başladığında o acıyı bir daha hissetim vücudum titriyordu gözüm kararıyordu elimi başımdan çektiğimde zar zor elime baktım.Başım yine kanıyordu.
"MİLLİE NOLDU?"
Puftan yere doğru yığılmıştım hiçbiryerimi oynatamıyordum , gözüm kapanıyordu en son finnin bana doğru koştuğunu gördüm gözümü bir daha açamadım sadece dediklerini duyabildim.
"MİLLİE!"
"GÜZELİM HADİ AÇ GÖZÜNÜ!"
"MİLLİE NOLUYOR!"
"HASSİKTİR DİKİŞTE PATLAMIŞ!"
Sonra kendimi onun kollarında hissetim yerde onun bacaklarında uzanıyordum gözlerimi açamıyordum.
"MİLLİE AÇ GÖZLERİNİ!"
"NOLUYOR AMK!"
"Finn noluyor bu sesler n- MİLLİE!"
Sadienin sesini duyduktan sonra hiçbirşey duymamaya görmemeye başladım.Noluyordu bana birden ne olmuştu.
Saat kaçtı hiçbir fikrim yok sadece bir yatağın üstünde olduğumu hissedebiliyorum.Gözlerimi açtığımda güneşi gördüm.Beni dışarıya mı atmışlardı.Gözlerimi daha çok açtığımda bir pencereden gelen güneşi gördüğümü fark ettim.Yutkundum ve dün gece ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. İyice kendime geldiğimde boynuma doğru gelen bir rüzgar,bir nefes hissettim.Kaşlarımı çattığımda sola doğru dönmeye başladım. Kafamı çevirdiğim gibi o yüzü gördüm.Finnin yüzünü.Bana o kadar çok yakındı ki neredeyse dudaklarımız birbirimize deyecekti. Onun nefesini suratımda hissediyordum elimde olmadan nefesim onun yüzüne gidiyordu. Resmen yanıma büzülmüştü dudakları kıpkırmızı aynı bir kiraz gibiydi. Sonra gözlerim saçlarına kaydı saçları dağılmıştı.Kirpikleri kupkuruydu. Gözlerim yavaş yavaş boynuna gitti.Yutkunduğunu gördüm ve gözlerim direk onun gözlerine kaydı.Uyanıyordu direk gözlerimi kapattım neden bunu yaptığımı bilmiyorum ama uyuyormuş gibi yapmak istedim.Kısık ve güzel sesiyle ismimi söyledi.
"Millie..."
Bekledim.
"Uyuyor musun?"
Cevap vermedim ve yine bekledim.Sanki bana doğru yaklaşıyordu. Dudaklarımız birbirimize deymek üzereydi.Burunlarımız çoktan birleşmişti.Kalbim hızla atarken beklemediğim bir şekilde elini yanağıma getirdi.Ve yanağımı okşamaya başladı.
"Biliyor musun? Kendimi bana tuhaf hissettiriyorsun. Sen beni hatırlamıyorsun bunu biliyorum. 3 yıl önce seninle bir gezide karşılaşmıştık.Ve heryer kardı o gün sadie ile çok eğleniyordun. Bende oraya okulumla gelmiştim. Sen karlarla oynarken ben Seni izliyordum diğer kızların hepsi kenarda durmuş üşüyorlardı ama sen üşümene rağmen karın üstünde kaymıştın. Sonra sadie ile gezerken sadie size sıcak çikolata almaya gitmişti ve sen o sırada çok derin bir kar kütlesine basmıştın.Resmen karnına kadar o çukura saplanmıştın.Yanına ben gelip çıkarmıştım seni ordan sadie geldiği gibi gitmiştim arkamdan bağırmıştın ama ben bakmamıştım.Sonra diğer günler.Sadie ile bir cafedeyken üstüne kahve dökmüştün. Kütüphanedeyken yanlışlıkla gaz çıkarmıştın. Bir makyaj mağazasında 150 liralik ruju kırmıştın Ve ödeyememiştin.Diğer her yerde mills ben oradaydım yanındaydım ama sen beni hiçbir zaman görmedin..."
Aman tanrım! O çocuğu ben yıllardır aradım ama bulamamıştım finn oydu.EVET YA! Evet oydu bende diyorum finni kime benzetiyorum diye.Keşke kütüphane olayında görmeseydi beni. Hayla şok içinde uyuyormuş numarası yapıyordum. Finn kafasını kaldırdı Ve bana doğru yaklaşıp yanağıma bir öpücük kondurdu.AMAN TANRIM BENİ ÖPTÜ! FİNN WOLFHARD BENİ ÖPTÜ!!Dudaktan olmasada idare eder.Finn yanımdan kalkıp odadan çıktı.Hayla şok içindeyim.Yataktan yavaş yavaş kalkmaya çalıştım başım hayla ağrıyordu.Kapıyı yavaşça açtım Ve salona sadienin yanına gittim.
"Millie!"
Koşarak bana sarıldı.
"Kızım dün çok korkuttun bizi şimdi iyi misin?"
"İyiyim, sadece biraz başım ağrıyor..."
"Günaydın mills."
"Günaydın Noah."
Noah'a gülümsedikten sonra arkamdaki koltuğa oturdum Ve gözlerimle finni aradım.
"Finn nerde?"
"Ha o mu.Daha tebin çıktı odun kesecekmiş şöminenin odunu azalmışta."
"Hm tamam."
Sadie yanıma oturup telefonuyla oynamaya başladı.Bende sıkılıp etrafı izliyordum.
"Selam."
İçeri finn girdiğinde ona doğru gülümsedim ve cevap verdim.
"Selam..."
"Üşümüsünüzdür şömineyi yakayım hemen."
Başımı sallayıp onu izlemeye başladım.Finn şömineyi yakıyor,sadie telefonundan oyun oynuyor , jack ve noahta sohbet ediyordu...Bende oturup finne bakıyordum.
"Acıktım ben yaa!"
Sadie şikayet etmeye başlamıştı yine.
"Aşkım acıkmış mı benim oyyş."
Hepimiz gülerken finn in bana baktığını fark ettim.Göz göze geldiğimiz an kafasını çevirip işine döndü.
"Ya abi şu konuyu açmayayım açmayayım diyorum ama şu işi napıcaz."
Noah konuşmaya başladığında finnin iç çektiğini gördüm.
"Noah biz onu sonra konuşalım kardeşim kızlar ile hiçbirşey yapamayız."
"Allah allah!"
Finne sinirli sinirli bakıyordum.
"Neden bizle birşey yapamazsınız?"
"Siz bu işe karışmıyorsunuz."
"Finn saçmalama bizimde işlerimiz var buraya boş bir sebepten ötürü de gelmedik!"
Finn kaşlarını çatıp çöktüğü yerden geri kalktı Ve karşımda dikildi.
"Ne işi için geldiyseniz hiçbirşey umrumda değil millie! Siz karışmıyorsunuz."
Finne o kadar sinirlenmiştim ki sinirli sinirli bakarak odama gittim ve kapıyı sertçe kapattım.Yatağa oturup nefes alıp vermeye başladım.
"Mills."
Sadie kafasını kapıdan uzatmış bana bakıyordu.
"Efendim?"
"Gelebilir miyim?" Gülümsedim.
"Tabiki...Gel."Sadie içeri girip yanıma oturdu.
"Millie..."Nefes aldı ve sözüne devam etti.
"Bak biliyorsun eğer bu görevdede başarısız olursak Umut Piçi bizi öldürür. O gün ne söylediğini sende bende çok iyi hatırlıyoruz."
İç çektim. Evet çok iyi hatırlıyorum.
Bir olay vardı.İki ara sokak arasında aynı şekilde öldürülmüş iki tane insan. Umut bey bizim patronumuz olur ama biz Sadie ile ona Umut Piçi diye hitap ederiz.O olayda biz görevlendirilmiştik çoğu görevimizde başarısız oluyorduk çünkü bizden cinayet araştırması değil insanları öldürmemizi de istiyordu.Haftalar önce bizi ofisine çağırmıştı Ve bir sonraki görevde başarısız olursak bizi öldüreceğini söylemişti.
"Hatırlıyorum..."
"Bu görevi başarmamız lazım mills yoksa...yoksa..."Durdu ve bekledi.
"Yoksa ölürüz."
Tamamlayamadığı cümlesine ben devam ettim.Sadie birden bana sarıldı Ve ardından ağlamaya başladı.
"Mills! Ölmek istemiyorum."
"Şşt ağlama Sadie bak sana söz veriyorum bize birşey olmayacak tamam mı bundan finnlere bahsetmek yok.Umut Piçini tanımayacaklar."
Burnunu çekti ve benden uzaklaştı.
"İyiki varsın Mills."Gülümsedim.
"Sende iyiki varsın.Hadi kalk gitmemiz lazım olayı araştırmamız lazım."Sadienin elindeki tutup yürümeye başladım gitmek istemiyordum finnden uzaklaşmak istemiyordum.Nedenini bilmiyorum birşey birşey...Onu bana bağlıyor...
Odaya girdiğimiz gibi herkes bize baktı.
"Size birşey söylemek istiyoruz."İstemiyorum...Gitmek istemiyorum.İstemiyorum,istemiyorum istemiyorum, onu bırakmak istemiyorum...
"Söyleyin."
Finnin gözlerine baktım iç çekip konuşmaya başladım.
"Gitmek istiyoruz..." dedim "ikimiz..."
Kaşları indi birden ve yüzü de yere çöktü. Lütfen izin verme finn bizde gelicez de...
"Sadie! Şakamı?"
Noah ayağı kalkıp gözlerini sadieye çevirdi.
"E-" Sustu devam edemedi."Evet." Dedi titreyen sesiyle.
"Neden? Neden Sadie?!"
"Bak Noah bilmediğiniz şeyler var!"
"Ney ya bilmediğimiz şeyler ney???!"
Noah ve Sadie bağırışırken finn birden kolumdan tutup odaya götürdü beni.
"Neden?" Dedi. "Neden Mills?"
Gözlerimi aşağı doğru eydim.
"Öyle gerekiyor." Kafamı kaldırıp gözlerimin içine baktı."Ney gerekiyor?" Sesi o kadar alçak geliyordu ki bir an ağlayacak bile sanmıştım.
"Finn..." dedim titreyen sesimle."Bilmediğin şeyler var bizim gitmemiz lazım burda duramayız." Ellerimi tuttu.
"Bilmediğim şey ne? Söyle banada seni bırakmak istemiyorum! Gitmeni istemiyorum!"
Gözlerinin içine baktım.Derin derin.Bir dakka gözleri mi dolmuştu onun.
"Anlatamam..."
"Mills..." Dedi titreyen sesiyle. "Anlat."
Gözlerine baktım derin bir iç çekip konuşmaya başladım.
"Bizim bir patronumuz var Adı Umut psikopat bir tip, Sadie ile bu cinayeti araştırmamızı istedi ve sende izin vermiyorsun cinayet işine girmemizi. Ama Umut bizim bu son şansımız olduğunu söyledi.Eğer başarısız olursak bulamazsak bizi öldürücek..."
Gözlerime baktı uzun uzun. Başını öne eğip elleriyle gözlerini ovaladı. Başını kaldırıp etrafımda dolanmaya başladı. Sonra hemen önüme geçip konuşmaya başladı.
"Sizi göndermiyorum... Kusura bakma küçük hanım bu olaylar için aşırı küçüksünüz.Size hiçbir şey olmayacak...Asla!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 21, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ajan aşk /Fillie/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin