5🍊

91 16 0
                                    

Tamir olan hatlardan sonra yeniden çalışmaya başlayan telefon etrafında dolanıp duran yazarı huzursuz huzursuz söyletiyordu.

"Nevaleyi nereye koydum? Yahu şimdi elimdeydi! Bu telefon niye buradaki? Salona mı koysam bunu?"

Jongin elinde birer tabak kek ile balkona çıkarken "sen bilirsin yazarım.." dedi.

KyungSoo ondan yani birkaç öfke oku fırlattı çatık kaşlarından ve Jongin birden kaşınmaya başlayan sırtı yüzünden huysuzlandı.

"Ferit Bey mi şu gelen?"

Demliği sehpaya bırakıp koştu bahçe kapısına KyungSoo.

Jongin oturduğu minderden gözlerini kısarak ikiliyi izledi. Postacı olduğunu görünce bir parça rahatladı. Fakat KyungSoo onun kadar rahat görünmüyordu.

Mektubu önünde sallayarak "sana geldi." dedi.

Demliğin kapağını açıp durdu çöktü mü diye kontrol için.

"Yayınevindenmiş.." dedi Jongin ondan yana bir bakış atarak.

"Ya öyle mi? Sonunda seni çağırmak akıllarına geldi herhalde."

"Gitmemi istiyorduysan söyleseydin!"

"Gidesin olsaydı söylerdim!"

Bir an buluşan gözlerde ilk kaçan KyungSoo oldu. Jongin buna gülerek mektubu cebine attı.

"Açmayacak mısın?"

"Sonra bakarım."

"İyi.. bak sonra.. odanda.."

Demliğin kapağını tekrar açtı, hâlâ demlenmemiş olduğunu görünce bu kez sallamaya başladı.

"Demini almayacak öyle." dedi Jongin.

KyungSoo kapağını sertçe bıraktı demliğe.

Kalktı yerinden, bahçeye indi. Ördeklerin yanına gitti. Onlardan yüz bulamayınca tavuklara.. sonra da kuzulara gidip biraz onlarla oynadı. Şu birkaç gündür bahçeye iniyor oluşu Jongin'e biraz daha umut ve cesaret olmuştu. Doğru yolda ilerlediğine inancı pekişiyordu.

Birer bardak çayı alıp diğerinin yanına gitti.

"Ellerini yıka da çayımızı içelim." dedi bardakları göstererek.

KyungSoo sarıldığı kuzuyu bıraktı. Bahçe çitini dolanan arklarda elini yıkadı, Jongin itiraz etse de tişörtünde kuruladı.

"Nasılsa üşümüyorsun!" diye de sataştı.

"Üşüyen sensin!" diye karşılık verdi Jongin de..

KyungSoo uzatılan bardağı alırken "doğru.." diye mırıldandı, "üşüyen benim.."

Jongin söylediğine oracıkta pişman oldu. Yazarın bakışları yine o yangın günlerinde kaybolmuştu.

"Sanki cehennemin ortasında kalmıştım. O kadar sıcaktı ki.. bir daha hiç ısınmak istemedim.."

Jongin çayından başka yudum alamadı.

Bahçede biraz daha dolaşıp eve döndüler.

Akşam ağır ağır karanlık örtüsünü göğe çekerken Jongin de bir battaniyeyi salonda uyuklayan KyungSoo'nun üzerine çekti. Cebinden mektubu çıkarıp okudu. Buraya geleli iki ayı bulmuştu. Her hafta durumu bildiren mektup gönderse de merkezdekiler artık onu Emek'te görmek istiyordu.

KyungSoo'nun ona ihtiyacı olduğunu bildiren itiraz mektubu yazmayı hatta aramayı düşündü. Ama ne için.. daha ne kadar burada kalabilirdi ki?

Bir Yangın Dolusu Aşk Verdi BanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin