Emek Yayınevinden içeriye el ele girdiklerinden beri gözler üzerindeydi. Minseok sabırsızca elleri göğsünde bekliyordu onu ama diğerini değil. Yazarını da beraberinde getirdiğini görünce kollarını çözdü göğsünden.
Çaylak salonunun kapısındaki meraklı gözler, onlar baş editörün kapısından içeriye girene kadar hayretten şaşı olmuştu.
"Vay Jongin Vay!" dedi biri dayanamayarak.
"Yazar Do KyungSoo bu mu? Ee bu çok genç! Hani ihtiyar diyordu ya Minseok editörüm!"
"Yahu çok da güzel mi denir sevimli mi!"
"Keşke o göreve ben gitseydim!"
"Bence sen gitsen böyle olmazdı. Yazar şimdiye kadar bir kez bile uğramamıştı buraya. Yazılarını hep posta ile yollardı ya da Minseok editörüm ziyaretine giderdi. İlk defa yayınevine kendisi geldi. O da Kim Jongin'le hem de el ele."
"Şimdi bize diyecekler ki bu ilişkiyi gizli tutun."
"Ama yazar beyimiz bizim sakladığımız aşkı cilt cilt yazacak. Millete okutturacak."
"Yazar bey bu yayınevinin en büyük ekmeklerinden biri arkadaşlar. Sakla derlerse saklayacağız. Şu zamanda kendi işimizi yapabileceğimiz daha iyi bir yer bulabilecek miyiz sanki!"
Mithat Efendi kapısını aralayarak "aynen öyle çaylak!" dedi ve kapısını kapattı. Onunla birlikte çaylaklar da telaşla salona döndüler.
Minseok bastırmakta güçlük yaşadığı öfkesini içinde tutmaktan başı ağrımaya başlamıştı. Şakaklarını ovarken KyungSoo çantasından bir kavanoz kurutulmuş bitki çıkardı.
"Çayı çok güzel oluyor Kıymetli Editör Beyim Minseok. Sakinleştirici etkisi var. Uyumadan önce içerseniz uykunuz rahat geçer."
Editör Minseok'un gözleri dolu dolu oldu.
"Yazarım KyungSoo'm, gelin vazgeçin bu sevdadan."
KyungSoo hayretle açılan gözlerinden bir red çaktı sızlanan adama.
"O nasıl söz Editör Beyim Minseok! Jongin benim ilk aşkım, hem şifam hem huzurum. Nelerden vazgeçmemi söylüyorsunuz farkında mısınız?"
Minseok yaşlı gözlerini silerken "o kadar ilerlediniz mi ya?!" diye sızlandı.
Jongin, avucunda tuttuğu eli öperek "daha ilerleyeceğimiz koca bir hayat var efendim. Lütfen bize mâni olmayın." dedi.
"Yahu mâni olsam ne yapabilirim ki?! En fazla seni işten atarım, yazarımın da yazılarını kabul etmem. Yayınevini kapatsam daha az zarar ederim."
"Yani evet biraz.." dedi Jongin de..
"Ne yapmayı düşünüyorsunuz? Evlenecek misiniz?"
"Evliyiz zaten.." dedi KyungSoo.
"Resmi olarak da mı?"
Jongin yüzüklerini gösterdi tutuştukları ellerinden.
Minseok elini alnına vurunca şap diye bir ses çıktı.
"Buraya niye geldiniz o zaman?"
KyungSoo çantasından bir dosya çıkarıp aralarındaki sehpaya bıraktı.
"Söz verdiğim romanın taslağı. Ve gelecek romanın ön taslağı."
Minseok duyduklarına inanamayarak nemli gözlerini sildi. Dosyadaki kalın taslağa hızlıca göz attı. Bölümlerden birkaç cümle okumakla bile büyülenmişti.
"Bu-Bu enfes olmuş!"
KyungSoo gururla Jongin'e yaslandı, Jongin şımaran sevdiğinin yanağına bir öpücük bıraktı.
Minseok diğer taslağa da göz atınca "ikna oldum KyungSoo yazarım. Aşk sana yaramış. Düzeltmelik pek bir yer de yok gibi." dedi.
"Hiç yer yok!" dedi Jongin kendinden emin.
"Gerekli düzeltmelerin hepsini yaptım. Yayın öncesi bir de sizin kontrolünüzden geçse güzel olur."
Minseok ikiliden duyduğu her sözde yeni bir şaşkınlığa düşerken "size inanamıyorum, Sakinsu köyüne Emek şubesi mi kurdunuz naptınız?!" diye söylendi.
"Evimize bekleriz tabi Kıymetli Editör Beyim Minseok."
"Odamda kalabilecek miyimki?" diye göz devirdi Minseok, Jongin'den yana.
"Misafir odasını alt kata aldık, gayet tabi kalabilirsin Editörüm."
"Zahmet olmuş Jongin, verandada da yatardım ben."
Jongin ve Minseok'un ne gözlerdeki atışması bitti ne sözlerdeki sataşması. Fakat Jongin'in haftada bir gün Emek'e uğrayıp rapor bildirmek koşuluyla diğer editör işlerini köydeki evinden yürütmesi talebini kabul etti. KyungSoo yazarın editörlüğü de artık ondaydı.
İkilinin evliliği sır olmasa da dillere de düşmedi.
Jongin'in köydeki bahçelere sağladığı tedbir ve sulama imkanlarına duydukları hürmetten ve KyungSoo yazara olan gururlarından köy halkı da evliliklerine söz ettirmedi.
Dönüş yolunda sahile inen yol ayrımında indiler. Taş yol boyunca inerken kabaran denizin çiçek çiçek olmuş dalgalarına karşı bir koşu tutturdular.
KyungSoo ellerini dudaklarına perdeleyerek "Seni seviyoruuuuum!" diye haykırdı.
Büyücek bir dalga bu haykırışı aldı götürdü denize, ötelere.
Jongin elini kalbine yaslayarak kendini kumlara attı.
KyungSoo buna kahkahalarla güldü fakat diğeri hareket etmeyince telâşlandı. Koşup kulağını kalbine yasladı. Jongin kollarını ona sıkıca sardı.
"Seni seviyorum KyungSoo.."
🍊
Bir seneye daha KaiSoo Beylerle başlamış olduk. Aşiyanlarında her zaman mutlu mesut olmalarını diliyorum. Sizlere ve dünyaya 2020den daha iyi bir sene diliyorum çocuklarım. Portakal aromalı başka hikâyelerde yeniden görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın, esen kalın..
🏷 16 Ocak 2021*5
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yangın Dolusu Aşk Verdi Bana
FanfictionPek Kıymetli Editör Beyim Minseok, Sana sözünü verdiğim romanı bir türlü tamamlayamıyorum. Belki bahane diyeceksin ama Allah düşmanımın dahi başına vermesin ki mandalina bahçem yandı. Yazamıyorum tek kelimeye tek hece bile.. Diyeceğim şu ki bir s...