11

682 50 8
                                    

"hey, takılmak ister misin?" dedi minho.

"hayır, bu çok ezikçeydi." aynada kendisine bakarak sızlandı.

"siktir et. korkmadan sadece yapacağım.*"

"hey, uhm... bir ara takılmak ister misin?" diye sordu jisung minho'ya. bu büyük olanı şaşırtmıştı çünkü ilk soranın kendisi olması gerekiyordu. ama işte olmuştu bir kere.

"ben- uhm... evet... tabii." minho kekelemeyi başardı.

jisung, onun kalbini eritecek bir şekilde gülümsedi. yine de kendi güzel gülümsemesiyle karşılık verdi ve genç olanın kızarmasına sebep oldu.

"pekala, şimdi gitmeliyim... sonra görüşürüz." dedi jisung minho'ya el sallayarak. güçsüz bir şekilde karşılık verdi minho, yüzünde hala aptal bir gülümseme vardı.

rüya mı görüyordu yoksa aylardır hoşlandığı jisung ona çıkma teklifi mi etmişti?

belli ki rüya değildi.

"yani ona çıkma teklifi mi ettin?" diye sordu felix en yakın arkadaşına, bir eli onun omzundaydı.

"evet" jisung yüzünde parlak bir gülümsemeyle yanıtladı.

"görünüşe göre birileri iyi gününde." chan onlara sınıflarına doğru eşlik ederken konuştu. jisung felix'in gerildiğini hissetti ve bu onun sessizce gülmesine sebep oldu.

"selam çocuklar, minho öğle yemeği için bize katılabilir mi?" chan jisung'a bakıp kaşlarını oynatırken konuştu. jisung'un kızarmasına sebep olmuştu. minho, onun kızardığını görünce farketmeden gülümsedi.

"tabii ki. değil mi jisung?" dedi hyunjin genç olana dönerek. jisung kızardığını saklamaya çalışarak hızlıca kafasıyla onayladı.

* "i'm just gonna wing it before i chicken out" yazıyordu burada tam karşılığını bulamadığım için içeriğe göre, bu şekilde çevirdim... çok anlamsız olmuş olabilir takılmayın tşkler...

lame | minsung (TÜRKÇE ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin