Anımsar mısınız bilmem ama, Harry Potter'da bir karakter vardır: Quirinus Quirrell. Başında mor bir sarık sarılıdır hani. Bu karakter karanlık sanatlara karşı savunma öğretmenidir. Oldukça zeki ve kitaplar konusunda neredeyse uzman denilecek derecede olan bu öğretmenimizin başındaki sarığı çıkardığı anda kafasının arkasında Lord Voldemort'la karşılaşırız. Size bunları neden mi anlatıyorum? Minicik bir teşekkür için.
Hayatımda girdiği andan beri desteklerini esirgemeyen bir kız var, hikayemin adını aldığı kız. Beni Lord Voldemort olarak sayarsak eğer, bu kız benim için Quirinus Quirrell olur. Neden mi? Benim bakış açımda olmayanları, göremediklerimi gördüğü için. Bu kız yorumlarıyla ne kadar sinirimi bozarsa bozsun artık hayatımın bir parçası olmuş halde. Ve bu güne kadar benimle geldiği için ona nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim.
Uzun bir süre düşündüm, iletişim problemleri olan bir insan olduğumdan ve kuru bir teşekkürle geçiştiremeyeceğim kadar önemli olduğundan işim gerçekten zordu. Sonra tesadüfen "Adını bilen son kişi öldüğünde hiç doğmamış olacaksın." diye bir cümle ile karşılaştım. O noktadan sonra ne yapacağım belliydi işte.
Yapabildiğim en iyi şeyi yapacaktım; Yazmak.
"E teşekkür etmek istiyorum madem," dedim kendi kendime "Neden onu satırlarımda ölümsüzleştirmeyeyim ki?" Sonuç olarak ortaya bu hikaye çıkmış oldu. Onu hiç bir satırda unutmamanız dileğiyle, tüm satırlar İrem Sare Uzunal'a ithafen...
Ha, birde; Günlük okuyucuları varsa burda eğer bölümler tahmin edilenden daha iyi durumda. Sizi unuttuğumu sanmayın ve geri dönüşümün bol Efesel olacağını unutmayın lütfen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sare
Teen FictionSare... Sen benim yastığımın altında sakladığım kitabımsın. Kokun bile sana özel, hiç okunmamış bir kitap gibi... Bakışların, sözlerin... Sana özgü olan her şey bir kitap sayfası kadar keskin. Keşfettiğim her satırında, sana özel anlamlar gizli. Say...