Akşam olmak üzereydi, kara bulutlar gökyüzünü kaplamıştı. Silahşörler o zamanın geldiğini biliyordu, yaklaşan savaş havanın sıcaklığından hissediliyordu. Herkesin üstünde bir gerginlik vardı, bir şey geliyordu herkes bunu hissediyordu. Kralda huzursuzdu, bu havadan hoşlanmamıştı. Askerler tetikte bekliyordu yaver ise sevgilisini arıyordu.Silahşörler onlara ayrılan büyük odada toplanmışlardı ve hazırlıklarını yapıyorlardı. Jennie'nin midesi bulanıyordu, gergindi kendini iyi hissetmiyordu. Taehyung onu anlayabiliyordu, onun yerinde olmayı düşünmek bile acıtıyordu. Kral'ı öldürmek zorundaydı. Chanyeol ise onu izliyordu sadece sessizce, üstünde ki yükün ağırlığını ve kalbinin acıyışını hissetmesi zor değildi. Kimse Jennie'yi anlayamazdı, hayatında ilk defa öldürmekten pişman olacaktı.
Jongin elini gülerek onun omzuna koyarken konuştu. "Gergin gözüküyorsun kaptan? Kralı öldürmek büyük bir onur" Jennie'nin ona attığı ters bakış ile Jongin gerilerken herkesin gözü kaptanın üzerindeydi. Kyungsoo yerinden kalkarken cama doğru ilerledi ve gözleri iyice kararan gökyüzünü buldu. "Bugün her şey bitiyor, hayatımıza kavuşuyoruz" Jennie yerinden kalkarken kapıya doğru ilerledi, bedeni bile zar zor hareket edebiliyordu ve bu diğerlerinin gözünden kaçmıyordu.
"Ne oldu ona? Hasta mı?" Soyeon'un sorusuna karşın Chanyeol yerinden kalkarken gülümsedi. "En büyük işi o yapacak Soyeon, gergin olması normal değil mi?" Chanyeol onlara arkasıni döndüğünde yüzünde ki gülümseme silinirken hızla kapıya doğru gitti. Odadan çıktığında sag tarafında Jennie'yi yerde otururken gördü. Dudaklarını yalarken acıyan bakışları ile ona baktı. Önüne eğilirken parmaklarını onun çenesine yerleştirdi.
Jennie dolu gözleri ile ona baktı. "Yapmak istemiyorum" Chanyeol dudaklarını birbirine bastırdı, ne söylemeliydi bilmiyordu. Onun acısını hafifletecek hiçbir tavsiye yoktu. "İçeri dönüp planlamayı bir kere daha gözden geçirmen lazım, onlara bir şey hissettirmemelisin"
Jennie gözlerini kapatırken ayağa kalktı ve ellerinin tersi ile gözyaşlarını sildi. Saçlarını geriye doğru atarken Chanyeol ellerini onun omuzlarına yerleştirdi ve alnını onun alnına dayadı. "Ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemem ama bundan sonra ki hayatını düşün, özgürce yaşayacağız birilerine bağlı kalmayacağız"
Jennie onu başı ile onayladı, özgürlük sadece buradan çıkmak mıydı onun için? Bundan emin değildi, kendini kralın yanında özgür hissediyordu bundan emindi. Ama artık onuda içine gömmek zorundaydı. Derin bir nefes aldı ve yüzüne inandırıcı bir gülümseme yerleştirip kapıdan içeri girdi.
"Hadi planı yeniden elden geçirelim, herhangi bir hata olmaması gerekiyor"
Jennie'nin enerjikliğine karşın takımda şenlenirken gerçeği bilen sadece iki kişi vardı. Jennie orta masaya doğru ilerledi ve ellerinde ki plana baktı. "Savaşın başlamasına yarım saat var, ortalık karışmadan önce sizler askerlerin yanına gideceksiniz ve bir süre savaş başladığında bile onlar ile dövüşeceksiniz...ardından bir boşluk ile kaçacaksınız...Lotis'i, Lisa alacak önünüze çıkacak her kimse öldürmeyin etkisiz hâle getirin...Chanyeol, Soyeon ve Chaeyoung mutfaktan alabildiğiniz kadar yemek alın ve en sonunda hepimiz şatonun arkasında buluşucağız"
Jennie avuçlarını masaya dayarken gözlerini onlara çevirdi, hepsinin gözünde heyecan vardı. Jennie ise onlara sadece ayak uydurmalıydı. Rośe sandalyeye otururken merakla ona baktı. "Sen nasıl öldüreceksin?" Jennie yutkunurken mimiklerini sabit tutmaya çalıştı. Hayatında ilk defa birini öldürmekten şüphe duyuyordu. "O bende kalsın" Jongin gülerken kolunu Lisa'nın omuzuna attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
king and musketeer'²
Fanfiction@alex11russo kitabın ilk bölümleri bu hesaptadır eğer kitabı ilk defa gördüyseniz profilimde de etiketli olan hesabıma girip bakabilirsiniz "İhanet senin elinden hiç bu kadar güzel olmamıştı Silahşör'ün kızı" Jennie kelimeler altında ezilirken dolan...