💮TUTKULU ESARET 💮21

23.2K 756 202
                                    

21. Sen artık benim tutsağımsın...


AKRA


Ben hala olayın şokundan çıkamazken Atilla yürümeye ve benide kendisiyle birlikte yürütmeye başlamıştı bile bir kaç kişi daha soru sorarken Atilla cevap veriyordu hatta video çekenler bile vardı. Ama lanet olsun ben hiç bişey yapmıyordum. Benim gibi şaşkın olan Taner  ne olduğunu anlamaya çalışır gibiydi ama Savaş sadece sırıtarak bize bakıyordu kendime kızmadan edemedim bunun bir tuzak olmasından şüphelenmedim değil!  Bir kaç kişi daha yolumuza çıksada Atilla hepsini geçirmiş bizi uzun bir koridordan sonra bir odaya sokunca hala kendime gelememiştim.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Delirdin mi sen! Bu yaptığın saçmalık kafayı yedin iyice!" ben öfkeyle konuşurken Atilla sanki hiç birşey olmamış gibi üstündekileri rahat bir şekilde çıkarıyordu sırtı bana dönük olduğu için yüz ifadesini göremiyordum.

"Senin benim olduğunu herkese gösteriyorum. Hem zaten annenle çoktandır bu konu hakkında konuştum." ben daha bu günkü olayı hamzedemezken bide üstüne duyduklarım beni afallatırken Atilla bana döndüğü gibi yanıma gelmeye başladı. Ben kaskatı kesilmiştim ama onun vücüdünda ki ter taneciklerini ve yürürken kaslarının ahankle sallanması bu adama duyduğum arzuya engel olamıyordu.  Neden böyle hisediyorum!

"Bunu nasıl yaparsın. Annem buna asla izin vermez! Hemen az önce söylediğin  saçmalığı düzeltiyorsun!" sesimi bulduğum için bir şükür namazı kılmayı aklımın köşesinde not ederken Atilla tam önümde dürmüştü anlına düşmüş saçlarıyla ve dudağında ki hafif kıvrılmayla çok yakışıklı duruyordu.

"Evet izin verdi zaten  ortaklığımızın daha da güçlendirmek onun içinde iyi olacağını biliyor." öfkeyle ona bakarken iki adım geri atıp konuştum.

"Sevmediğim biriyle evlenmeme asla izin vermez!" sesim yüksek çıkmıştı ama onun umrunda değildi  aksine  yüzünde ki  sırıtışını bozmadan konuştu.

"Bende biraz eklemeyle kendisini ikna ettiğimi söyleye bilirim." sesinde ki umursamazlık beni daha da kızdırırken konuştum.

"Yalan mı  söyledin!" ah! Atilla'dan beklenecek bir hareket olduğu için gözlerimi devirdim.

"Ben öyle demezdim ama seni  öyle düşünüyorsan benim için sorun yok." alaycı sesi ve umursamazlığı beni daha da sinirlendirirken ona tokat atmamak için ellerimi yumruk yaptım. "Bu asla olmayacak zaten eve gittiğim gibi ona herşeyi anlatıcam." sesim kararlı ve sert çıkmıştı Atilla bana yaklaşınca yine konuştu.

"Yoksa Erdem'lemi evleneceksin!" sesinde ki sertlik  beni kızdırsada konuşmadım . Hem düşündüğü gibi değildi ben Erdem'le evlenecek değildim bu en son olasılık bile  olamazdı. Evet onunla nişanlanmıştım ama çoğu kez nişanı atmış ve tekrar barışmıştık bir diğer şeyse anladım ki  onun beni sevmeyişiydi ve bana asla güvenmiyordu zaten buda herşeyin bitmesi için baya yeterli ama daha kötü  olan ise beni   daha iyi defalarca aldatmıştı ve ona geri dönmek veya bir şans vermek gibi bir niyetim yoktu olmayacaktıda. Ama bildiğim bişey varsa o gün eğer o yüzüğü atmasaydı Atilla'yla asla tanışamazdım bir insan aldatıldığı için ne kadar hayal kırıklığı yaşaya bilirse ben bin katı daha yaşıyordum çünkü şuan karşımda sırıtan adam sinirlerimi bozuyordu. Ama bildiğim bişey varsa  o gün ayrıldığımız için hiç pişman değilim.

"Sana bir soru sordum Akra yoksa... !" sesinde ki sertlik ve öfkeyi gördüğüm için hemen konuştum. "Hayır! Ben kimseyle evlenmeyi düşünmüyorum!" dediğim gibi bakışlarımı gözlerine diktim. Onun yüzünde ki ifade değişirken bana doğru gelince kımıldamadım bu sefer konuşan o olmuştu "Başka birimi var, şu Taner denilen itmi yoksa?" diğer tahminine yüzüme buruşturdum ve gözlerimi devirdim. Ah bu adam nasıl böyle düşünürdü ki  saçmalıyordu benim evlenmek gibi artık bir niyetim yoktu. Erdem'le olan birlikteliğimiz zaten büyük bir hursanla bitmişken şimdi bide bunu düşünemezdim.

TUTKULU ESARET +18  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin