GEÇMİSİN İZLERİ

9 2 2
                                    

-_NEYİN VAR?

-HİÇ BİR ŞEYİM YOK?

- HANGİ ANLAMDA?

-HER ANLAMDA....!

(Multi-medya=Raael bilsen ne qeder)

Karanlık odada yatağında oturmuş çocukluğuma bakıyordum. Elindeki bebeğe sımsıkı sarılmış yerinde salanıp duruyordu. Yine aynı şeyler oluyordu, yine geçmişteydim. Yanına gidip sarılıp korkmamasını söylemek istiyordum ama adım atıkca aramızdaki mesafe büyüyordu.

Gelen bağırış sesleriyle kapıya baktım. Yine tartışıyorlardı. Sekiz yaşındaki halim bağırış sesleriyle daha şidetli olduğu yerde bir ileri bir geri sallanmaya başladı. O zamanlar uzun olan kızıl saçları yüzüne doğru akmış yüzünü kapatığı için yüzünü net göremiyordum ama vücudundan yayılan korkuyu iliklerime kadar hissediyordum.

Dış kapı gürültüyle kapanınca ikimizde korkuyla yerimizden sıçradık. Gözlerim dolmaya başlamıştı çünkü yaşacağımız şeyleri biliyordum. Yerinden salanmayı bırakmış kapıya bakıyordu. Babam gitmiş olmalıydı.

Yataktan küçük ayaklarını sarkınca bir panik bedenimi ele geçirdi. "Gitme !" Diye bağırdım ona.

Giderse görecekleri onu bu karanlığa hapsedecekti.

Ona doğru tekrar adım atmaya başladım ama nafileydi bir türlü ulaşamıyordum ona. Başını çevirip bana baktı. "Gitme lütfen" diye boşa bir çabayla onu ikna etmeye çalışıyordum.

Karanlıktan seçemiyordum yüzündeki ifadeleri. Gözlerini benden çekip tekrar kapıya döndü. Yataktan kalkıp kapıya yöneldiğinde bağırdım "gitme! Ne olur gitme!" Desemde bir işe yaramadı kapıyı aralayıp kapıdan çıkınca bende peşinden gitim.

Ahşap verdivenleri tek tek inmeye başladı. Evde hiç bir ses yoktu sanki ev bomboştu.

Salonun kapısında durup içeriye bakınca gözlerimi yumdum. Ona gitme dedim ama dinlemedi. Tekrar tekrar görecekleri ona ve bana çok ağır gelecekti.

"Anne?" Cılız sesi evin içinde yankılanırken ben biraz daha gözlerimi yumdum.

Sandalyenin pat sesi evde bomba etkisi yaratmış gibi ikimizde aynı anda bağırdık.

"Anne !" Sandalyeyi itmişti ayaklarının altından. Ucuna bağladığı hayatımızla birlikte intihar etmişti.

Hızla merdivenlerden inip onun yanında durup salona baktım. Ordaydı karanlık odayı aydınlatan sokak ışıklarıyla rahatlıkla onu görebiliyorduk.

"Anne ?" Diye hıçkırıp salona doğru adım atı çocukluğum. Korkuyordu çünkü; şu an karşısında ölümle cebelleşen bir beden ipte salanıp hırıltılı sesler çıkartıyordu. Küçük yaşlı gözleri bana döndü.

"Kurtar onu !" Diye bana bağırdığında gözlerimden yaşlar aktı.

"Yardim et ona, kurtar annemizi !" Çığlıkları kulağımda uğuldamaya başlamıştı.

Öne adım atmak için hareket edeceken bir anda dizlerimin üstüne çöktüm. Kalkmak için ne kadar uğraşsamda fayda etmedi. Bana acı acı bakan çocukluğuma bakıp kafamı olumsuz anlamda saladım göz yaşlarımla.

Evin içinde onun kısık sesleri ve benim acı dolu haykırışlarım almıştı. Annem ordaydı iki üç adım ötemdeydi ama ona ulaşıp yardım edemiyordum.

"Berfu " ismim tanıdık bir sesle yankılandı kulaklarımda.

"Gitme, korkuyorum beni yanlız bırakma!" diye hıçkırarak bir bana bir tavana bağlı ipte can çekişen anneme bakıyordu.

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin