f i v e [✔]

136 38 56
                                    

Son altı yılımın tamamını kapsayan lunapark.

Gece uyumadan önce, sabah gözlerimi açtığımda, ders çalışırken, yemek yerken hatta yalnızca nefes alırken bile aklımın bir köşesinden bana seslenen.

Çoğu zaman yorulduğumda, bir şeylerden bıkıp yılma eşiğine geldiğimde yitirirdim umudumu. Ömür boyu buraya asla gelemeyeceğimi, boşa hayal kurmamın lüzumsuz olduğunu söylerdim kendi kendimi. Kendimi buna inandırırdım. O kadar uzak gelirdi ki burada olma fikri, kendimi çok fazla güçsüz hissettirirdi bu duygu.

Kimi zaman bu düşüncelerle birlikte iki büklüm halde yatardım yatağımda, gözyaşlarım akardı sessizce. Kendi kendime mırıldanmaya başlardım, defalarca özür dilerdim arkadaşlarımın her birinden. Affedin beni, derdim. Suçluluk hissi tüm bedenimi ele geçirirdi.

O kadar ümitsizlik zamanlarından sonra bugün burada olabilmek, yalnızca birkaç adım ötemdeki atlıkarıncaya bakıyor olabilmek gerçekçi hissettirmiyordu. Sanki rüyadaydım, her gece gördüğüm o rüyaların aynısı gibiydi. Gerçek miydi?

Gerçekti.

Atlıkarıncanın etrafını çevrleyen güvenlik amaçlı demirliklere sırtımı yaslayıp yavaşça yere çöktüğümde emin oldum buna.

Gözlerimi kapattım. Böylece insanların burada ne yaptığıma dair tuhaf bakışlarıyla karşılaşmak durumunda kalmayacaktım artık. Umrumda da değildi zaten. Zihnimde arkadaşlarımdan başka bir düşünce yoktu.

Acaba o gün onlara vermiş olduğum o söz, onlar için de bu kadar büyük önem taşımış mıydı? Uzun dakikalar boyunca gelmemi beklemişler miydi burada? Belki de fazla önemsemeyip, başka bir zaman da zaten gelebileceğimi düşünüp hemen ayrılmışlardı.

Korku tüneline ne tarz düşüncelerle birlikte girdiklerini merak ediyordum. Akıllarının bir köşesinde ben var mıydım acaba? Verdiğim sözü tutmadığım için büyük hayal kırıklıklarıyla mı gitmişlerdi bu dünyadan?

Beni en çok yakan düşünce buydu belki de. Geri dönmem için en çok körükleyen. Kendimce abartıyor da olabilirdim fakat bir şekilde onların da hala beni beklediğini düşünüp durmuştum.

Şimdi burada olabilirler miydi?

Bir köşeden izliyorlar mıydı beni?

Sebepsizce ürperirken kapattığım gözlerimi daha da fazla sıktım istemsizce, birkaç damla gözyaşı süzülüverdi yanaklarımdan.

Saatler geçti. İnsanlar aktı durdu önümden, kimileri gitti kimileri geldi. Güneş battı, hava karardı. İnsan topluluğu ve gürültüleri yavaş yavaş azalırken de, tamamen sona erip kaybolurken de yerimden kımıldamadım.

Artık burada tek başımaydım... Daha doğrusu, benim görebildiğim kadarıyla öyleydi.

Saatlerce ağladığım ilk seferim değildi. Son altı yıl boyunca en fazla yaptığım şey olabilirdi bu, alışık olduğum bir aktiviteydi. Bir hobi haline gelmişti benim için belki de, ya da bir rahatlama seansı.

Ancak bu seferki farklıydı, farklı hissettiriyordu. Nedeni apaçık değil mi zaten? Önceleri şu an yaptığım şeyi gercekleştirebilmek için ağlardım, o seferler şimdikinin bir fragmanı gibiydi adeta.

Boynum, tişörtüm sırılsıklam olana dek, gözlerim ağırıp yanaklarım sızlayana dek ağladım. İçim dışıma varana dek ağladım. Yeterli değildi, asla yeterli olamazdı. Ama hani göz pınarları kurumak diye bir deyim vardır ya, o raddeye gelmiştim ben sonunda muhtemelen.

Belki de saatler sonra ilk kez gözlerimi açmak istediğimde, şişkin gözlerimi bunu yapabilmek için zorlamam gerekmişti.

Açmayı başardığımda, yalnızlığa terk edilmiş bir karanlık geceden fazlasını gördüm. Arkadaşlarım geçiverdi gözümün önünden birer birer. Neşeli koşuşları, ağızları yırtılacak noktaya gelene kadar içten gülüşleri, bağırışları, kahkaları, havada uçuşan tatlı atışmaları...

promise, [exo.ot12] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin