o n e

201 42 56
                                    

Çocukluğum ve gençliğim tamamen ders çalışmaya, çalışmaya zorlanmaya adanmışken benim bu karanlık, boğuk dünyama ışık tutan arkadaşlarım.

Sizi özledim.

Altı yıl oldu. Zaman bir ilaç değil, en azından benim için. Her anımızı, birbirimize söylediğimiz her sözü, yüzünüzde oluşan en ufak bir tebessümü, size dair her şeyi hala daha zihnimde saklıyorum büyük bir titizlikle.

Babam sizi unutup yalnızca derslerime odaklanmamı söyleyip durdu bana. Aksi takdirde tıp kazanamazmışım, hayatımdan geçip giden bir avuç arkadaşın hayatımı kaydırmasına izin veremezmişim.

Ama babamın dikkatinden kaçırdığı veya yanlış değerlendirdiği bir nokta var. Siz benim için motivasyon kaybı değilsiniz ki, asla öyle olmadınız. Bugün burada, hayatta olma sebebimsiniz siz. Son altı yılda hayata tutunmam için beni teşvik edenler sizlerdiniz.

Size verdiğim sözü hatırlıyorsunuz değil mi? O sözü tutmadan ölemezdim ki. Veyahut unutup hayatıma devam da edemezdim. O söz benim için bir mühürdü adeta.

Eğer o sözü tutmak istiyorsam önce çalışmam gerektiğini söyledi babam. Çalışıp tıp kazanacaktım, okuyacaktım, bitirecektim ve nihayet size verdiğim sözü tutabilecektim.

Kabul etmek istemedim ilk başta. Bağırıp çağırdım, duvarları yumrukladım, ağladım ve en sonunda ayaklarına kapandım. Yalvardım ona. Yalnızca bir kez, son bir kez o lunaparka gidebilmek için yalvardım sözümü yerine getirebilmek adına.

Fakat babam öyle bir adamdır ki genelde hayatı bana zindan ederken gözünü kırpmaz bilirsiniz, biraz bile yumuşamadı. Zavallı oğluna acımadı, fikri değişmedi. Yalnızca tıp fakültesini bitirdikten sonra gidebileceğim konusunda diretti.

Sizinle buluşabilmek için her daim yaptığım gibi yine evden kaçmaya çalıştım ama başarısız oldum. İlk defa başarısız oldum. Halbuki başarıyı en çok hak eden seferdi o. Hayat gerçekten tuhaf, değil mi..?

Babam bana bir gram acımadığı gibi, beni sizden daha da uzaklaştırmak ve olası bir kaçışımı engellemek için başka bir şehre taşınmaya karar verdi kısa süre sonra. Yalnızca iki hafta almıştı üstelik bu.

Çok parası olduğu için her zaman bana özendiğiniz babam, o lanet olası parasını kullanarak işte bunu yaptı.

Bir başkentli olmaya, başkentli olan çocuklara her zaman özendiniz, özendik fakat o başkent beni hiç olmadığım kadar yalnız yaptı. Sizden uzak olmam kaçınılmaz bir gerçekti fakat sizin ruhlarınızdan bile uzaktım artık.

Altı yıl boyunca tek bir düşünceyle, tek bir umutla yaşadım. Yalnızca üniversiteyi bitirip sözümü tutmaya geleceğim o günün hayalini kurdum. Gecemi gündüzüme katıp çalıştım. Geceleri uyumadım belki, çoğu zaman önümdeki beyaz sayfalar kırmızı kan lekesiyle boyandı hatta.

Yorulduğum, pes etmek istediğim zamanlarda sizi anımsadım. Jongin-ah, siz gittikten sonra okul çantanda bulduğum ayıcıklı anahtarlığa bakıp bakıp durdum böyle zamanlarda. Komik gelebilir sana belki ama ben ondan güç aldım.

Chanyeol-ah, bir keresinde yağmurun altında koşarken sırf ben üşümeyeyim diye üşümeyi göze alarak çıkarıp benim sırtıma attığın adidas hırkan var ya, üşümüyor olsam da onu giyindim neredeyse her gün. Ondan güç aldım.

Junmyeon hyung, benim için yalnızca bir haftalık olarak hazırladığın çalışma planını ben altı yıl boyunca kullandım. Biliyor musun?

Bedenleriniz yanımda olmasa da sizden kalanlar hep benimleydi.

Başardım, sizin sayenizde başardım.

Ve şimdi sözümü tutmaya geliyorum. Orada mısınız hala, bekliyor musunuz beni?

Atlıkarıncanın önünde buluşmak için anlaşmıştık. Babamın izin vermeyeceğini bile bile mutlaka gel, gerekirse kaç demiştiniz. Söz vermiştim size. Belki o an için basit bir olaydı ama ben gereğinden fazla aldım onu.

Babam izin vermeyip beni odama kilitlediğinde sırf sözümü tutamadığım için üç yaşında bir çocuk gibi duvar köşesine büzülüp ağladım.

O anda bile o sözü bu kadar önemseyen biri olarak, daha sonrasında da benim için ne kadar büyük bir anlam taşıyacağını tahmin edebiliyorsunuz değil mi?

Bir saniye bile çıkmadı aklımdan. Sırf o sözü tutabileceğim günün hayalini kurarak ilk defa babamın zorlamasının dışında, kendi isteğimle ders çalıştım. Altı yıl boyunca... Yalnızca çalıştım.

Başardım da.

Ve şimdi geliyorum, size geliyorum.

Sizi göremeyeceğim, ancak orada olduğunuza inanacağım. Ben sizi bırakmadım, biliyorum ki siz de beni bırakmadınız.

promise, [exo.ot12] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin