1. Bölüm - Yoldaki yabancı

16 0 0
                                    


Ben Gece 21 yaşındayım, çalıştığım hastaneden eve dönüyordum her şey o zaman başlamıştı.
Yağmur yağarken sessiz yollarda sadece arabanın teker sesleri duyuluyordu. Hava soğuk ya da yağmurlu olduğunda bu yollar hep boşalırdı. Yol sadece benimmiş gibi hissederdim. Bu güzel düşüncelerle giderken aniden frene bastım, kapıyı açıp arabanın önüne kadar söylenerek geldim;
"Kardeşim niye yola atıyorsun kendini biraz dikkat et".
O sırada arabanın önünde birinin yattığını gördüm. Acaba ben mi çarpmıştım, ölmüş müydü?
Hemen koşup nabzını kontrol ettim. Neyse ki yaşıyordu ama kan kaybetmişti. Bilinci yerinde mi diye bakmak için yerde yatan adama seslendim
"Beyefendi, Beyefendi"
Adam yavaşça bana döndü, sessizce baktı.
Bilinci yerindeydi, hâlâ kalbi atıyordu ama kanaması vardı.
"Tamam beyefendi şimdi kan kaybetmenizi engellemeye çalışacağım"
Etrafa bakındım bir bez parçası arıyordum. Bulamayınca gömleğimden yırtıp adamın bacağına sıkıca bağladım. Artık kan yavaşlamıştı.
"Sizi burada bırakamam evim yakında ancak hastane buraya çok uzak. Bacağınıza dikiş atacağım kan kaybediyorsunuz"
Adam hafifçe başını salladı. Gülümsedim
"iyi olacaksınız".
Adamı fazla hareket ettirmeden arabaya bindirdim. Kendime sürücü koltuğuna oturdum ve eve doğru arabayı sürmeye başladım.
Adamın nasıl bu hale geldiğini çok merak ediyordum ama henüz soramazdım. Sadece adını sormakla yetindim.
"Adınız ne?"
"Adım Rüzgar"
Dedi adam sessizce.
"Benim adım da Gece ben bir doktorum ve size yardım edeceğim, bana güvenin "
Adam yolu izlemeye devam etti.
"teşekkür ederim"
Gülümsedim ve fısıldarca "Rica ederim"
eve yaklaşmıştık ama kilomun Rüzgar'ı taşıyabileceğini sanmıyordum bu yüzden arkadaşlarımı aradım ve yardım istedim kabul ettiler ve hızlıca eve doğru sürdüm. Bahçenin önüne geldiğimiz zaman evin ışıklarının yandığını gördüm bizimkiler olmalıydı arabadan inip Rüzgar'a biraz beklemesi gerektiğini söyledim ve eve gittim kapıyı açıp içeri girdim "Hadi gelin" hepsi birden ayağa kalktılar ve dışarı çıktık Batu, Rüzgar'ı kucakladı ve içeri götürdü ama Rüzgar'ın bakışları beni çok korkutuyordu. Çünkü mahçup gibi bakıyordu bize ama içten içe ona yardım etmemiz için yalvarıyordu. İçeri girdik ve ben odamdan dikiş eşyalarımı alıp bizimkilerin yanına geldim.
"Leyla sen bizim için birşeyler sipariş edebilirmisin? Cidden çok açım" Leyla gülümsedi ve telefonunu çıkardı.
"O iş bende hadi sen git hastana bak. Batu gel buraya" o sırada Batu söylene söylene kalktı "Benim suçum günahım ne? Ne güzel Gece'yi izleyecektim beleşe ameliyat yapacak" Leyla kaşlarını çattı ve ellerini beline koydu. Batu'da kocaman bir "Of" çekerek ayaklandı, ben gülerek önüme döndüm ve Rüzgar'ın gözlerinin içine baktım konuşmadan onu anlayabiliyordum sanki bugün değilde yıllar önce tanışmışız gibi hissediyordum.
"Evet Rüzgar şimdi bacağına pansuman yapacağım ve sonra dikiş atacağım tamam mı?" kafasını salladı pansuman aletlerini ayarladım ve pansumanı yapmaya başladım canı yanmasın diye hafif dokunuşlar ile yapıyordum. Batu ve Leyla'nın mutfaktan gülüşme sesleri geliyordu onları aldırmadan dikişe geçtim ve yavaş yavaş onu da yapıp bitirdim. Daha iyi olmuştu, dikişler sağlam kalsın diye sargı bezi almaya gittim. Sakince ecza dolabına doğru giderken Batu, aniden kafasını mutfaktan çıkardı.
"Ya Gece biz pizza seçemiyoruz, ben ince hamur olsun diyorum bu Kalın hamur olsun diyo bi yardım et"
Kapıdan kafasını uzatmış gülüyordu. Tam o anda Leyla'da kapıya geldi. Kollarını göğsünde birleştirdi, gülümsüyordu.
"İnce hamurla nasıl doyacağız Allah aşkına, hem sen çok aç değil miydin Gece?"
Bunu kızar gibi söylemişti ama şaka yaptığı belliydi. Ben de gülerek cevap verdim.
"İlahi Leyla ve Batu kafanıza göre takılın işlerim var benim hadi hadi hızlı olun sargı bezi falan yiyeceğim şimdi"
İkisi birden gülmeye başladı. Önlerinden gülerek geçip dolaptaki sargı bezini aldım ve Rüzgar'ın yanına gittim tekrar yere oturdum ve bacağına sargı bezini sarmaya başladım.
"Acıyor mu?" kafasını eğdi
"Hayır acımıyor, ama ben size her şey için teşekkür ederim." Gözlerimi iyice açtım ve gözlerinin içine baktım
"Seni o halde orada bırakamazdım, vicdandanım el vermezdi. Karnın aç mı?" Masum bebekler gibi bakmaya devam ederken; "Biraz"
Masum bakışları yerini mahcup bakışlar almıştı. Uzun zamandır aç olduğu anlaşılıyordu.
Ellerimi çırpıştırdım ve elimdeki tozların temizlenmesini sağladım.
"Tamamdır bitti, Leyla! Batu! yemekler nerede kaldı?" pansuman aletlerini ve sargı bezini alıp tekrar yerine koymak için giderken mutfağın önünden geçecektim tam mutfağın önüne geldiğimde şok içinde içeri bakakaldım.
"BURANIN HÂLİ NE?" Mutfaktaki aşırı dağınıklık ve havada uçuşan unlar yüzünden sinirle onlara bağırmıştım Batu mutfaktan hızlı bir şekilde çıktı ve arkama saklandı
"Gece, vallahi Leyla'nın fikriydi ben bişey yapmadım." Gözlerimi kapattım ve ellerimi yumruk yaptım
"Sizin amacınız bana iş çıkarmak değil mi? Leyla neden burası bu halde açıkla bana." Leyla mahçup bir şekilde sandalyeye oturdu
"Gece pizzalar gelemiyormuş bu saatten sonra dağıtım kapalıymış, bizde kendimiz pizza yapalım dedik olanlar oldu işte" oflayarak mutfak kapısının önünden geçtim ve elimdekiler yan odada ki dolaba koydum ve tekrar mutfağa geldim.
"Tamam, Leyla git sucukları kes. Batu sende Kaşarları rendele. Leyla onu bitirdikten sonra zeytinleri kes ve biraz da sosis lazım." Batu gözlerini açmış şaşkınca bakıyordu
"Sen neden doktor oldun aşçı falan olsana" Kahkaha patlattım ve neredeyse gözümden yaş gelesiye kadar güldüm
"Malzemeleri sende bilebilirdin Batu. Allah aşkına güldürmeyin beni de şunu yapıp bitirelim" Batu gülerek dolaptan malzemeleri çıkardı o sırada bende hamuru yoğurmaya başlamıştım.

Rüzgârlı GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin