Medya, Korhan. ❤
*
"Sakin ol Görkem, sakin ol." İçinden sürekli bu sözleri tekrar ediyordu.
Oturduğu bankta dikleşirken ellerini hırsla saçlarından geçirerek kısık sesli bir küfür savurdu. Sağ gözü hissettiği yoğun öfke ile seğirmeye başlarken ağzının içinde homurdanmaya devam etti. Karşısında ki manzara sinirlerini hoplatırken tek bir kelime edemiyordu Görkem.
"Canım kızardın sanki, ne oldu?" Yanında konuşan sevgilisini umursamadan bakışlarını Korhan'ın bedeninden çekmedi. Daha doğrusu, Korhan'ın omzuna kolunu atmış ve onu sıkı sıkıya kavramış olan Oğuz'un kolundan çekemiyordu gözlerini. İçinde biriken öfke tekrardan açığa çıkıyordu.
"Ben bir beş dakikaya gelirim, Korhan'la bir şey konuşacağım." Sevgilisinin ağzını açmasına izin vermeden kızaran yüzü ve sinirli adımlarıyla arkadaşlarının gülüşerek sohbet ettiği masaya doğru ilerledi. Masanın önüne geldiğinde sesler kesilip tüm gözler ona dönünca yapmacık bir şekilde gülümsedi ve Oğuz'un koluna elini attı.
"Korhan, kardeşim bir gelebilir misin acaba? Bir şey konuşacağım." Dedi ses tonunu ayarlamaya çalışırken. Korhan ona bir kaç saniye anlamsız bakışlar atsada ardından Görkem'e aynı şekilde gülümsedi ve Oğuz'a biraz daha yanaştı. "Ne oldu oğlum, söyle işte burada yabancı var sanki." Alaylı bir ses tonuyla konuştuğunda masadakilerde onu onaylayan mırıltılar çıkarmıştı.
"Önemli diyorum Korhan, hadi kalk şunun yanından." Dedi sert olduğunu düşündüğü sesiyle. Ama ses tonu ufak öfkeli bir çocuğun sesine benziyordu. Korhan'ın gözlerinin önüne Görkem'in çocukluğu gelirken gözleri parıldadı. İçten gelen buruk gülümsemesini bastırmaya çalışarak derin bir nefes aldı ve ayaklandı.
"Aşkım! Geç kalma sakın özlerim bak." Oğuz'un alayla karışık şakacı sesiyle Korhan kıkırdarken kolunu sıkan kemikli el ile gülüşü anında solarken acıyla yüzünü buruşturdu. "Hasta mısın lan!? Sıkma orospu." Dedi elini itmeye çalışırken. Görkem onu umursamadan kolundan zorla tutup sürüklemeye başlayınca Korhan gözlerini devirdi.
"Bırak kolumu, canımı acıtıyorsun!" Dedi yalandan yapmacık bir şekilde konuşup dudaklarını büzüştürürken. Görkem 'ya sabır' çekerek ilerlemeye devam edince Korhan içinden sinsice gülümsedi. Onu kudurtmaya bayılıyordu.
"Ay inanamıyorum! Resmen beni tenhalara çekiyorsun." Dedi sesini inceltip kolunu çekiştirmeye devam ederken. Görkem ona arkasını dönüp öyle bir bakış attı ki boğazını temizleyerek ciddi ifadesine büründü Korhan. Dana'yı sinirlendirmemesi gerekiyordu.
Okul'un arkasına geçip kimsenin olmadığı tenha ve kuytu bir köşeye gittiklerinde Görkem, Korhan'ın kolunu bırakmıştı sonunda. Korhan yüzüne çapkın bir gülümseme yerleştirip ellerini pantolonunun ön cebine koyarken Görkem bakışlarını gözlerine sabitlemişti.
"Ne diye getirdin beni buraya?" Evet, şimdi sesi oldukça ciddi ve keskin çıkıyordu. Görkem ilk afallasada ardından hissettiği öfkeyle kaşlarını çattı ve Korhan'ın yüzüne doğru eğildi. Korhan tek kaşını havalandırıp muzip bir şekilde alt dudağını yalarken Görkem'in gözleri bir anlık oraya kaysada ardından kendini toparladı.
"Oğuz'la baya yakınlaşmışsın, götü başı ayrı oynuyor zaten bu aralar sikeceğim belasını." Dedi dişlerinin arasından konuşup burnundan solurken. Korhan gözlerini devirdi ve soğuk havaya ağzında ki nefesi bıraktı. "Eee, yani?" Dedi, ses tonu bıkkındı.
"Yanisi, o yavşak neden sürekli elini kolunu senin üzerine atıyor? Beni delirtmeye falan mı çalışıyorsunuz lan siz?" İşte şimdi ses tonu oldukça keskin ve sertti. Gözlerinden çıkan öfkeli parıltılar Korhan'ın pürüssüz yüzünde gezinip duruyordu. Korhan dudaklarını yalayarak ona doğru bir adım yaklaşarak aralarında ki mesafeyi kapattı.
"Seni ilgilendiren bir kısım göremiyorum burda?"
Görkem sinirle gülüp dilini dişlemeye başlarken kafasını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Canımı sıkma Korhan, söyle ona dokunmasın bir daha sana." Dedi kaşlarını biraz daha çatıp ellerini iki yanda yumruk yaparken. Şuan şekeri elinden alınmış ufak bir çocuk gibi davranıyordu.
"Neden öyle bir şey söyleyeyim ki? Ben gayet memnunum bu durumdan." Evet, Görkem'i biraz delirtmek istiyordu. Bu sözlerinden sonra Görkem'in gözleri kocaman açılırken ellerini korkuyla Korhan'ın kolunun üstüne koymuştu.
"Ona âşık mı oldun yoksa!? Korhan olmadım de ne olur." Dedi dehşet içinde bir ses tonuyla. Korhan içten içe onun bu haline kahkahalarla gülsede dışından yalnızca boş bir şekilde bakıyordu gözlerinin içine. "Bilemiyorum yani şimdi, yakışıklı çocuk Oğuz." Tek elini çenesine atıp işaret parmağıyla düşünüyormuş gibi yapıp kaşımaya başlarken. Görkem korkuyla yutkundu ve hızla Korhan'ın beline kollarını sardı.
"Korhan lütfen ona âşık olma!" Dedi burnunu çekerken. Korhan kollarını onun bedenine sarıp deli gibi mıncırmak istesede yalnızca dudaklarını dişledi. Ne kadar ona kıyamasada bir sabrı vardı ve Görkem bazen bu sabrı aşıyordu. Burnunun biraz sürtmesi lazımdı.
"Ben sana ne dedim Görkem? Bir süre hayatımda istemiyorum seni. Bırak beni hadi." Dedi yumuşak bir ses tonuyla. Ne olursa olsun ona sert olamıyordu işte. Görkem mızmızlanarak omuz silkti ve kafasını omzuna yan bir şekilde yasladı. Büzüşen ıslak dudakları ve sıcak nefesleri boynuna çarpıyordu. Korhan yutkunarak yanağını belli etmeden yumuşak saçlara yavaşça yasladı ve gözlerini kapattı.
"Bir süre geçti çoktan, iki gündür uzaksın zaten. Yeter bu kadar." Dedi huysuzca konuşup omuz silkerken. Korhan saçlarının arasına burnunu hafifçe daldırıp kokusunu derince soludu ve yamuk bir şekilde gülümsedi. Dayanamıyordu ona işte, çok seviyordu onu. İçi içine sığmıyordu onu gördüğünde.
"Hani benimle konuşmamak canına minnetti senin?" Kırılgan çıkmıştı sesi. Görkem yumuşak yanaklarını omzuna sürtüp boynundan öptüğünde Korhan'ın içi titredi. "Yalan söyledim ben, uzak durma artık benden ve başka birine âşık olma. Kan çıkar yoksa." Dedi hırsla konuşup ona biraz daha sıkı sarılırken. Korhan sinsice sırıttı ve bir anda bedenini ondan uzaklaştırarak kollarını belinden ayırdı.
Görkem'in kolları boşluğa düşerken afallamıştı. Hafif buğulu gözlerini Korhan'a çevirdiğinde donuk bakışlarla karşılaşınca yutkundu. Korhan ona hep sıcacık ve derin bir sevgiyle bakardı ancak şimdi öyle bakmıyordu. Bu durum canını çok fazla yakıyordu.
"Sana pişman olacaksın demiştim Görkem." Piç bir şekilde sırıtıp arkasını dönüp gitmeden önce Görkem'e göz kırptı ve sonrasında acelesiz adımlarla uzaklaşmaya başlamıştı.
Arkasından oldukça sinirli ve gözleri dolu dolu olmuş bir Görkem bırakarak, keyifle ilerlemişti.
*
Kıskanç Görkem'i nasıl buldunuz?
Görkem'i sevin, o bir bebek 🐰💖
Keyifli okumalar. 💜🌈