"Tam oturdu!"

2.5K 136 230
                                    


Tüm vücudum her eklemime kadar rahatlamış ve gevşemiş, sonunda kendime sonsuz uykuyu tattırıcağım anı sabırsızlıkla bekliyordu. Sonunda içimde asla dolmayan o boşluk, huzurlu ve tatlı bir ölümle doldurulucaktı, sonunda bu sefil, anlamsız ve bi okadar da amaçsız lanet hayattan kafam rahat ayrılıcaktım.
.
.
.

Bir gökdelenin çatısındaydık. Chuuya, yozlaşmayı kullanmış tam karşımda büyük bir nefret ve öfkeyle duruyordu. Ayakta bile zor duruyordu. Ağzından akan kana aldırmadan ona yaklaştım. Tam bana vurmak için hazırlanırken nazikçe öptüm o narin dudaklarını, yeteneğimi onu öperken kullandığım için yozlaşma mühürlenmişti ve geri geri yürüyüp kendimi aşağı, sonsuz, huzurlu uykunun kollarına bıraktım...
.
.
.
X ay önce

"DAZAİ KALDIR KIÇINI VE BELGELERİ DOLDUR!"

Agh ciddi misin, kolumu kıpırdatmaya yeticek enerjim yokken bir de belgelerle mi uğraşıcaktım.

Büyük bir nefesle yaslandığım koltuktan dikeldim ve sırıtarak sandalyemle Atsushi'ye döndüm.

"Atsushi benim yerime bu belgeleri doldurman gerekiyor. Hadi yaklaş buraya"

"İyi de Kunikida-san bunu senin doldurman gerektiğini söyledi...?"

"Yapmam gereken önemli işler var, yeni intihar girişiminde bulunmadan önce bir kadın bulmam gerek, işim zor.. Benimle birlikte ölmeye razı bir kadın bulmak yani. Herneyse, hoşçakal.~"

Atsushi tuhaf yüz ifadesiyle bana bakarken bürodan sırıtarak ayrıldım.
Kunikida'nın bana içinden lanetler yağdırdığına yemin edebilirdim.

Ellerim cebimde yavaş yavaş ve hayattan bıkmış ruh halimi de peşimde götürerek eskiden Ango ve Odasakuyla beraber içmeye gittiğimiz Lupin e uğradım. Orayı sık ziyaret etmezdim öylesine içimden gelmişti, belki de bi sebebi vardı huh...

Kapıyı nazikçe ittim ve karşımda sandalyede oturmuş Chuuyayı görene kadar.

Yanındaki sandalyeyi çekip kaymaklı bira söylemeye karar verdim. İçimde alkol yoktu ve bu geceyi baş ağrısız güzel geçirebilirdim. Chuuya ise masaya başını koymuş, sızmıştı herhalde...?

"Seni burda görmeyi beklemiyordum.~"

İlk tepkisiz kaldı, sesimi seçtiğini ve ben olduğumu anladığında yavaşça sulu gözlerle bana döndü.

"Hmhh.? Ne arıyorsun burda. Siktır git seninle uğraşamam..."

"Ah ne kabasın, üstelik çok sarhoş olmuşsun. Evine nasıl dönmeyi planlıyorsun?~"

Yüzüme yine her zamanki o alaycı ve sinir bozucu ifadeyi takındım.

"Tab-iki motor-umla. "

"Bu sarhoş halinle mi...?"

"Sarhoş de-ğilim"

"Evinin yolunu bile hatırlamadığına bahse girerim~."

"Sen gidip intihar etmeye fa-lan çalış, zaten senin gibi bir ruh hastasından ne beklenirdi, uzak dur be-nden, sargı israflı piç."

Ben yavaş yavaş kaymaklı biramı yudumlarken Chuuya ise ayaklanmıştı, ayağı sandalyeye takılıp nerdeyse düşücekti. O sıra onu tutmak için öne atıldım.

"Çek pis ellerini, iyiyim ben. AGH!"

"İyi olmadığın ortada. Bu şekilde eve dönmen imkansız. Ve seni böyle bulurlarsa büyük ihtimal tecavüze falan uğrarsın. . . . ."

Ölüm ArzusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin