"İkna Etmesi Gereken Kişi Benim"

861 74 44
                                    

Başımın deli ağrısı beni uyandırmaya yetmişti. Gözlerimi araladım ve başımı tutmaya başladım. O kadar fazla ağrıyordu ki, hep aynı noktadan ağrıdığı için çok huzursuz etmişti beni. Ağrıyan bölgeye parmak uçlarımla baskı yapmaya başladım. İyi gelmişti ama elimi çekince daha da çok ağrımıştı. Doğrulduğumda üstümde bir ceket olduğunu fark ettim. Bu ceket bana ait değil. Chuuyanın olduğu bariz belliydi. Yüzümdeki tebessüm baş ağrımdan dolayı tamamen silinmişti. Ayağa kalkmaya çalıştım. Duvardan aldığım destekle çok da zor olmadı. Yerdeki ceketi de düzeltip kolumun arasına aldım ve saatte baktım.
Saat 13:43 olmuş bile.

"Hassktr Kunikida-kun beni öldürücek..."

Asansöre binip büro katına çıktım. Asansörden inince kapının önünde duruverdim.

"Kunik-......."

"Dazai-san!"

Atsushi bana doğru koştu. Endişesi yüzünden okunuyordu.

"Dazai-san, Chuuya-san nerede?"

"Gitmesine izin verdim."

"N-ne... neden? Onu kaçırmak için onca zahmete girdik ama onu saldın mı.... neden?"

Atsushinin soruları çok sinir bozucuydu

"Dazai-san iyi misin?"

"İyiyim sorun yok. Çıkıyorum ben."

"Dazai-san....."

Merdivenlerden aşağı indim ve bürodan ayrıldım. Sağ kolumun üstünde Chuuyanın ceketi ve hala baş ağrısıyla yürüyordum. Aklıma gelmişken, Lupin e girdim ve alkollu olmasını istemediğim bir şey aldım, kaymak birası.

"Sanırım bu son içişim olucak."

Biranın son kalan yudumunu kafaya diktim ve elimin tersiyle ağzımı silip ordan ayrıldım.
Sahilin ordaki iskeleye doğru ilerledim. Güzgarın yumuşak saçlarımı okşamasına izin verirken gözlerimi kapadım. Saatlerce böyle kalıp bu güzel havanın keyfini çıkarabilirdim. İskeleye tırmandım ve kollarımı açtım. Bu bana bir filmi anımsatmıştı. Bir adım artım ve kendimi yavaşça aşağı bıraktım...
.
Gözlerimi açtığımda suyun ayaklarıma deydiğini fark ettim, ama nasıl? Kolumdaki baskıyı hissedince kafamı yukarı kaldırdım.

"Siktiğimin delisi seni..."

Bu Chuuyaydı, beni tutmuştu ve yukarı çekmeye başladı.

"Amacın ne lan senin? Daha düne kadar yırtılıyordun?! Benim arkamda olan birileri var diyordun?! Ne oldu onlara, ne çabuk vaz geçtin onlardan? Sen ve senin süslü kelimelerin, gösterişten başka bir işe yaramıyormuş anlaşılan."

". . ."

Tek kelime bile etmeden ayağa kalkıp arkamı döndüm ve yürümeye başladım. Chuuya bana doğru koşup yumruk atıcakken eğildim ve onu sırtı yere gelicek şekilde yatırdım.

"Hala kolay okunuyorsun."

"O kadar emin olma."

Olduğu yerde döndü ve bacaklarıma tekme atıp beni yere düşürdü. Ard arda attığı yumruklardan bana olan öfkesini anlayabiliyordum. Burnumdan akan kanın sıcaklığını hissetmeye başladım, ama sakinliğimi koruyordum....

"Seni geberticem"

"A-az önce intihar girişimimi engelliyordun..."

"Kendi ellerimle öldürmek varken bok yoluna gitmene izin veremezdim. "

Ölüm ArzusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin