"-Küstahça konuşmamalısın-"

636 61 77
                                    

Apartmanı derin bir bağırma sarmıştı ben ise merdivenlerde oturmuş bekliyordum ama sonradan kalktım ve hava almak için dışarı çıkıp yürümeye başladım.
.
"Dinlenmen gerekiyor... iyi olucaksın sadece dinlenmen gerekiyor.... gün içinde çok yorulmuştum bu yüzden yeteneğim biraz pasif kaldı ama 1 2 gün dinlenme ile tekrar ayaklanırsın.."

"...... ne yapıyorsun?"

"Dazaiyi çağırıcam, çok endiş-"

"Hayır! Arama.. gelmesini istemiyorum. Biraz yalnız kalmalıyım, buraya gelirse çenesi durmaz ve beni çıldırtır...."

"Tamam. Kalkma yerinden. Dazai geç olmadan döner."

"....teşekkürler. beni yine kurtardın." *bakışlarını çevirir*

"Ah...önemli değil. Ama biraz daha dikkat etmelisin. Yeteneğime güvenip savaşma."

"Anladım.."

Yosano ordan ayrıldı ve Chuuya yalnızlığı ile sadece küfretmişti.

"Ondan nefret ediyorum. Canım o kadar yandı ki onu kalbini söküc-...... piç herif...."

Dışarıyı seyrederken uyuya kalmıştı. Ben ise 1 saat sonrasında dönmüştüm.
Kapının önüne gelip anahtarlarımı çıkardım, Yosano gitmiş olmalı...
Kapıyı açıp içeri girdim, chuuya koltukta uyuyordu. Kolları tamamen sargılıydı....

Yanıma yaklaştım ve onu yavaşça kucaklayıp odama götürdüm. Yatağa yatırıp üzerini örttüm ve onu izlemeye başladım.

Benim yüzümden bu haldeydi kabul esiyordum, inkar edemezdim ama başka şansım yoktu, yemin ederim....

"Uyanmışsın..."

"Lanet pislik..."

"Beni görünce ilk tepkin neden bu olmak zorunda..."

"Biliyordun.... saldırıya uğruycağımı, ama durdurmadın... senden nefret ediyorum."

"Üzgünüm... durdurmaya çalıştım ama-"

"Siktır git..... canım ne kadar yandı haberin var mı... bunu ödeticem sokuk Dazai..... keşke hayatımda olmasaydın. Belki daha az acı çekerdim.."

"Öyle dememelisin, ben olmasam-"

"Gider misin. Uyuycam, lanet sesin kabus gibi."

"Ah...."

Başından kalkıp kapıdan çıkıp arkamdan kapattım.
.

"Dazai!! Sokuk gel burayaaaaa!"

Lanet olsun... sırtım... Dün mutfak masasında uyuya kalmışım.... tüm eklemlerim sızlıyorken chuuyanın bağırışını duyup yanına gittim.

"N-ne oldu?"

"Kahvaltı hazırla lan bana!"

"N-ne?......"

"Bana bakıcaksın seni piç kurusu. Git ve bişeyler hazırla, sonra ağrı kesici getir çünkü canım yanıyor!!!!!"

"Ow.... işler tersine dönmüş ha.... hazırlıyorum, bekle sadece..."

"Bekle mi!!!"

Kapıyı o konuşurken kapattım ve banyoya gittim.
Kolumdaki sargıları çıkardım. Kesikler iğleşmişti, aldığım makasla dikişleri açtım....

"Tanrım, bu da ne...."

Dikiş izleri sanki dövme gibiydi.... hayır daha çok bir dövme sildirmişim gibiydi ama çok güzeldi.... bu kolları bir daha kesemem amaa!

Ölüm ArzusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin