1.Bölüm

1.5K 43 6
                                    

Gizem odasının perdeleri içeriye ışık girmesi için çeken hizmetçi yüzünden uyanmıştı.

Gizem yavaşça yatağından kalkıp oturma pozisyonuna geçer ve hizmetçiye doğru bakar.

Gizem:Günaydın.
Meliha:Günaydın Gizem hanım.

Meliha bu evin ilk hizmetçilerinden biriydi, Gizem dünyaya geldiğinde annesi Melihanın kucağına vermişti ona bakması için...Meliha Güneşe hiç bir zaman anne sevgisi tadını öz annesinden almadığı için o veriyordu Gizeme.

Gizem:Meliha lütfen bana hanım efendi deme...
Meliha:Anneniz kızıyor efendim.

Gizem hafifçe gülümseyerek cevap verir.

Gizem:Annem şu an burada değil...o benim annem bile değil.
Meliha:aaa lütfen böyle söylemeyin...o sizin anneniz ve her zaman öyle olacak...sizi seviyor-
Gizem:Bu kısım beni üzdü açıkçası...her zaman annen kalacak-

Bi an kapı hızlıca açılır.

Adile:Hadi Gizem nereden kaldın?!
Meliha:Şimdi uyanmıştı efendim-
Adile:Sana sormadım Meliha!

Gizem'e doğru bakar ve konuşur.
Adile:Hadi hazır ol.
Hızlıca kapıyı kapatır.

Adile...Gizem'in annesi kendisi sert bir kadındı,güçlü...Gizem dünyaya geldiğinde erkek olmadığı için nefret etmişti...çünkü kaynanası Safiye ona da baskı uygulamıştı erkek torun istediğini hem yüzüne söylüyordu sonra işte bir kız torunu dünyaya getirdiğinde Safiye bunu Adile'nin yüzüne tokat gibi bu lafları söylüyordu....'bir erkek torun,arslanlar gibi bir erkek torun istemiştim senden şimdi Sönmez soyadını neslinin kim devam ettirecek?!' Bunları her fırsatını bulduğunda söylüyordu.

Gizem çabucak hazırlandığında kahvaltı masasına gider.

Bülent:Nerde kaldın Gizem sen.
Gizem:Özür dilerim baba...uyuya kalmışım.

Bülent...Gizem'in babası...kendisi iş adamı arada 'yasal' ve yasak işler yapıyor...silahlar,uyuşturucular ve daha fazla. Bu kirli işlerini çok profesyonelce saklıyordu ama artık gücü tek başına yetmiyordu.

Bülent:Ben bu akşam geç gelicem...beni beklemeyin.
Adile:Neden?Yine mi onlar?
Bülent:Evet...bir türlü kabul etmediler şunu.Sanki ölecekler.

Gizem ne konuştukları hakkında hiç bir fikri yoktu...sordu.

Gizem:Kim onlar?

Adile'nin bakışları Gizem'in gözlerinin içine bakar ve hafifçe gülümser.

Adile:Neden soruyorsun Gizem? Sen mi haledeceksin?
Gizem:Ben...yardım lazımsa ederim-
Bülent:Saçmalama Gizem...Ben kalkıyorum. 

Bülent masadan kalktı ve dış kapıya doğru ilerledi bir kaç adamlarından birisine kulağına birşeyler söyleyip çıktı.

Adile:Hadi Meliha sen masayı topla.

Adile Gizem'e bakar.

Adile:Sen de gel benimle.

Gizem masadan kalkıp Adile'nin peşinden gitti.

Adile:Akşama bize özel misafirler gelicek akşam yemeği için biliyorsun...bizim evde.
Gizem:O bu gün müydü ya...
Adile:Yapma Gizem...neyse...alış verişe çık güzel birşeyler al üstüne başına işte. Akşama çok özel misafirlerimiz var,unutma.
Gizem:Tamam...şey acaba anne....özel misafir derken?
Adile:Akşama görürsün Gizem hadi git.

Gizem odasına gittikten sonra aynasının üstünde olan dolabı açar. İçindeki silahlara bakarak birisini alıp kurşunlarını koyar ve çantasını alıp onun içine koyar.

Bülent ise şu uyuşturucu işini halletmeye çalışıyordu.
Onları saklamak için özel bir yer bulmuştu ama sahibini bir türlü ikna edemiyordu.

Özel arabası ile bir mahaleye girdi.

Bülent:Buraya kadar geldiğime inanamıyorum.

Şöför arabayı biraz daha ilerler ve durur,arabadan çıkıp Bülen'in kapısını açar. Bülent arabadan çıktıktan sonra karşısında 'Dostlar Kahvesi' yazan bir orta boyda mekana girer.

Bülent:Yine merhaba İdris bey.

İdris hafifçe gülümseyip oturduğu yerden kalkıp Bülent'e doğru ilerler.

İdris:Size dün söylediklerimi ciddiye aldığınızı düşünüyordum Bülent bey....o uyuşturucular benim Çukuruma giremez.

Bülent:Yine düşünün İdris bey...size ne isterseniz veririm...para,altın,şirketlerimden biri...silahlar...kabul edin uzatmayın artık.

İdris....mahallenin babası...bu mahalle onu korur,o da mahalleyi korur.

İdris:Sabrımı taşırmayın isterseniz Bülent bey,böyle güzelce konuşunca vazgeçip gidin.
Bülent:Vazgeçmem....bu mahaleye benim uyuşturucum girecek ve sizde ona sahip çıkacaksınız-
İdris:Eeee!Yeter! Git buradan!Pişman olacağın şeyler yapma!Canına mı susadın!?

Bülent İdris'e daha yaklaşır.

Bülent:Susadım....ne yapacaksın beni öldürecek misin?....Asıl sen canına mı susadın İdris Koçovalı...bu mahalleyi yakarım!

Ortam gergindi. Bülent son sözlerini söyledikten sonra arabaya binip şöföre sürmesini söyledi.

Eve geldiklerinde içeriye girip ofisine girdi. Gizem'de akşam yemeği için hazırlanıyordu. Meliha Gizem'in odasının kapısına tıklatıp girdi.

Meliha:Gizem...baban seni çağırıyor.
Gizem:Beni mi?
Meliha:Evet.

Gizem odasından çıkıp babasının ofisine gider ve kapıya tıklatır...içeriden 'gir' sesini duyduğumda girer.

Gizem:Beni çağırmışsın baba...
Bülent:Evet kızım gel otur.

Gizem babasının masasının önündeki bir sandalyeye oturdu.

Bülent:Bu sabah bir olay olduğunu söylemiştim sana...
Gizem:Evet...
Bülent:Bak Gizem...sana sert davranıyor olabilirim...ama bunu unutma kızım...seni canımdan daha çok seviyorum.

Bülent hafifçe gülümser ve konuşmaya devam eder.

Bülent:Anneni Bilmem ama senle gurur duyuyorum.

Gizem'in gözleri sulanır...bu kelimeleri babasından duymak çok iyi gelmişti ve hafifçe gülümsedi.

Bülent:Her zaman sert ol,acıma bu hayatta tamam mı?
Gizem:Tamam baba.
Bülent:Hadi yemeğe inelim misafirlerimiz birazdan gelir.
Gizem:Baba bu sabah konuştuğun olaydan bahsedecektin?
Bülent:Sonra konuşuruz hadi. 

İkiside aşaki kata inerler bir süre sonra kapı zili çalıp misafirler gelir.
Hepsi selamlaştıktan sonra masaya otururlar. Yemeklerini bitirdikten sonra masadan kalkıp oturma odasına ilerlerken bir 'pat!'diye bir ses duyulur. Gizem yerinde sıçrar ve gözlerini sıkıca kapatır...her yer cam olmuştu...evlerine saldırıyorlardı hepsi yere çöktü Gizem babasının olduğu tarafa bakıp çığlık attı. Babası kanlar içinde yerdeydi.

Gizem:BABA!!!!

-devam edecek-

Bu nedenle ben -ÇUKUR-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin