''Derin, derin çok derin'' Kurtlar sadece kendi aralarında değil, diğer türlerle de işbirliği yapar. Özellikle kuzgunlarla kurtlar arasında vazgeçilmez bir ilişki vardır. 2040'ı biraz geçerken gökyüzü, savaşın gri sisine bürünmüştü. İnsanlık, teknolojinin nimetleri kadar tehlikeleriyle de yüzleşiyordu. En donanımlı askeri tim olan 10 kişilik ekibimiz, artık sadece sekiz kişi kalmıştı. Bir kaybımız vardı; birisi savaş meydanında hayatını kaybetmiş, bir diğeri ise gazi olmuştu. O gazi, cesur ve zeki Bengü'ydü. Bengü, yaralı olarak geri döndüğünde aşkının acısı içinde kaybolmuştu. Akın'ın aşkı onu toparlıyordu ki, Bengü ortadan kaybolmuştu, aylardır ondan haber alınamıyordu. Birkaç ay sonra, aniden ortaya çıktı. Fakat geri dönen Bengü, kaybolan Bengü'den çok farklıydı. Gözlerinde eski ateş vardı ama bu ateşin arkasında saklı bir sır, derin bir karanlık vardı. Timdeki arkadaşları onunla ilgili bir şeylerin ters gittiğini sezinliyorlardı, ama kimse gerçeğin bu kadar korkunç olacağını tahmin edemezdi. Devletin içindeki güçlü bir grup, Bengü'yü seçmişti. Öldü sanılan kahramanlar, şimdi gizli bir görevin parçasıydılar. Bengü'nün ise, bir görevi vardı. Her adımı, her sözü bu ölümcül sırrın bir parçasıydı. Artık hem dost hem düşmandı; timin güvenini yeniden kazanırken onları bir bir avlayacaktı. Dost muydu yoksa düşman mı? Aşk, hataya en açık acizlik miydi? Yoksa güçlü olmak için bu yolda en güçlü hazine miydi? Cevap ne olursa olsun sanıldığı kadar kolay olmayacaktı...