GİRİŞ
Merhaba dünya! Ben başı dertsiz sanılan,pekte bir marifeti olmayan,genelde hep çok sevilen,herkesin ''fedakarsın,vefalısın'' dediği,büyüdükçe küçülen o yaramaz kızım. Kelimelerin bir araya geldiklerinde anlatabildiklerine hayran olmaya çok küçük yaşta başladım. Sanırım on yaşımdaydım,sayfanın sonuna imza atabildiğim de. Şarkıların sözlerini gerekmediği halde yazarak başladım sayfalarıma. Okuldaki özel günlerin kompozisyon yazarı oldum sonra. Ve bir gün geldi canım yandı,ateşsiz. Sonra dedim ki ''demek ki onca şiir,onca şarkı acımadan çıkmıyormuş.İnsan hissetmeden yazamıyormuş.''
Daha sonra yazmaya alıştım. Alıştıkça sevdim,sevdikçe yazdım. Sonra mevsim yazdı kışa döndü ben hep yazdım. Hep çiçek gibi, deniz gibi, gece gibi kalbim vardı benim, hepsini içine kattım yazdım...
Önceleri bir erkeğe yazardım. Baktım aşkı da acısı da bitmiyor altı yıl aralıksız ona yazdım. Altı yıl sonra yazacak kadar canımı yakan ikinci bir erkek doğdu, ben ona da yazdım. O kördü ama ben ne kadar yazsam da duymadı. Kelimelerimin prensibi vardı. Aileme bu güne kadar hiç yazmadım. Git gide büyüdüm ee gitmeye devam ettikçe daha çok büyüdüm, ben büyüdükçe dünyamda büyüdü. Sonra kibrim yeteneğimin önüne geçti, dünyamda konuşamadığım, sinirimi tetikleyen kim varsa yazdım. Dostlarıma zehir zembelek yazılar yazdım. Kiminin canı yandı, kimisi beni anladı, kimiside hep sağır kaldı. Ama ben bir gün cesaretimi toplayıp herkese okutana kadar sayfalar bende ölü kalacaktı. Buda böyle bir masaldı. Sonunu okumanız için benim ölüme dek yaşamam lazım.
Dünyamın bu güne kadar olan kısmını, aldığım en güncel nefesi, kalemin kapağını kapatana kadar ekleye ekleye yazdım. Beni tanımayan yabancılar, içinde kaybolası bu dünyaya hoş geldiniz. Umarım hiç gitmezsiniz. İçiniz sıkılabilir, kalbiniz kurusa da bir yerlerde yarım bırakmayHak Cipta Dilindungi Undang-Undang