7.

24 9 0
                                    

Medya : Kerem ve Toprak'ın söylediği şarkı

Uyandığımda akşam olmak üzere olduğunu gördüm. Ne yani şimdi ben bir gündür uyuyor muydum? bunu idrak etmem biraz uzun sürmüştü. Cidden o kadar fazla mı uyumuştum. Gözlerimi zar zor açıp banyoya gidip işlerimi hallettim. Dolabın karşısına geçtim, üşengeç bir insan olduğumdan dışarıya çıkıp kıyafet almamıştım. Gözlerimi kıyafetlerin üzerinde gezdirirken bordo salaş bir hırka ve gri pileli eteği elime alıp giyindim.

Aynaya baktım güzel olmuştum. Saçlarımı önde iki tutam olacak şekilde ayırdım ve salaş bir topuz yaptım. Mutfağa gidip karnımı doyurdum ve telefonu elime alıp babamı aradım. Babamla konuştuktan sonra camdan dışarıya baktım bir süre. Bugün hafta sonuydu o yüzden aşağıya indim ve televizyonu açtım ve televizyonda ne var ne yok diye kurcalamaya başladım. O sırada dışarıya kaçmaya çalışan bir adet Kerem gördüm

''HEY! nereye böyle?'' Kerem sakince bana döndü ve kaşını kaldırıp ''Oooo uyanma zahmetinde bulunmuşsunuz hem...sana ne?'' 

Kaşlarımı çatıp ''İnsan gibi cevap versen ne olur sanki?'' Kaşlarına kaldırdı ve yanıma gelmeye başladı. Aramızda yarım metre kala durdu ve eğildi bu hareketi ile ne kasıt etmek istediğini anlamıştım. Göz devirdim ve ona bakmaya devam ettim. Kerem bana biraz daha yaklaştı ve kulağıma ''Sana ne?'' diye fısıldadı. 

Ben mal gibi orada kalırken Kerem gülümseyerek el salladı ve defolup gitti. 

Peki ben durur muyum?

 ASLA!

Telefonumu alıp hemen Kerem'in peşinden çıktım ve taksi çağırdım. Taksiye bindim ve ilerlemeye başladık Kerem'in arabası ile aramızda baya bir mesafe vardı. Taksiciye bakıp heyecanla ''İlerideki siyah arabayı takip et.'' dedim adam bana tuhaf tuhaf bakıp kafasını iki yana salladı. Ne yani ben küçüklüğümden beri bunun hayalini kuruyordum.

Kerem arabayı durdurdu. Taksici amca arabayı park etti bende parayı ödeyip hemen arabadan indim ve Kerem'i takip etmeye başladım.

Burası bir kafeydi ama pekte kafeye benzemiyordu iki bölümden oluşuyordu bir tarafta dans edip eğlenen kısım diğer tarafta ise yemek yiyerek müziğin keyfini çıkaranlar vardı. Eğlence kısımda Kerem'i gördüm. Elinde bir gitar vardı sahnedeki bar taburesine oturdu. Kerem gitar çalmayı biliyormuş. Şaşırmıştım açıkçası Kerem dışarıdan bakılınca nefes almak dışında başka hiçbir eylem gerçekleştirmeyen bir robot gibi duruyordu. (yakışıklı bir robot jdfhjfgh)

Eğlence yerine geçtim yavaşça en arka maslardan birine oturdum. Sonra daha çok şaşırmama sebep olacak bir şey oldu sahneye Toprak, Barış ve Arda çıkmıştı. Alkış tufanı kopmuştu adeta. Etrafa baktığımda ise Eylül ve Yağmur'u gördüm okuldan başka kişilerde vardı. Fark ettirmeden Eylül ve Yağmur'un yanına gittim. 

Arkalarından yaklaşıp ''Ben geldim.'' dedim Yağmur elini kalbine koydu ve bana bakarak bir şeyler mırıldandı Eylül'e bakıp ''Büyü falan mı yapıyor bana bu?'' dedim. Eylül bu dediğime kahkaha atarak güldü.

Onların masasına oturdum ve kızlara baktım Yağmur siyah uzun polar bir tunik giyinmişti dizlerine geliyordu altına ise uzun siyah bir çizme giyinmişti. Eylül'e baktığımda kızıl saçlarına maşa yapmıştı. Beyaz yünlü bir kazak ve kahverengi kareli bir etek giyinmişti.

''Neler oluyor ve benim neden bundan haberim yok?'' dedim

Onlara soru soran bakışlarımı yönelttim. Yağmur'' Bunu sana söylememiz ne kadar doğru? ''dedi

 Eylül hiç vakit kaybetmeden anlatmaya başladı ben ise ona minnettar bakışlar atmayı ihmal etmedim.

''Toprak ve Kerem senin babanın ve Toprak'ın babasının uzun yıllardır süren ortaklığı sayesinde tanışmışlar. Kerem bu okula gelmeye başladı Toprakla çok iyi anlaşıyorlardı. Hatta yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. Hepimiz Kerem'e alışmıştık baya da iyi anlaşıyorduk aslında. Sonra Kerem Toprak'a bir kızdan bahsetmiş Toprak bu kızı merak etmiş ve araştırmış. Sonuçta kardeşi kadar yakın olan kişinin sevdiği kişiyi merak etmişti.''

Siyah Yıldızlar ve PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin