CAN KIRIKLARI

15 8 2
                                    


Büyük bir sesle uyandım her yer cam kırığıyla dolmuştu. Panikle oturduğum masadan kalkarken cam parçası elime girdi.
Canım acıyordu, korkmuştum. Ne olduğuna bakmak için cama yaklaştığımda kapüşonlu birisi hızlı adımlarla yürüyordu kafasını çevirip bana baktığımda yüzü karanlıktı seçilmiyordu, dikkat çekiyordu onun yapmış olduğunu düşünerek silahımı aldığım gibi dışarı çıktım ama yoktu, kaçmıştı. Hemen bizimkilere haber verdim.

Tekrar yukarı çıktığımda taşın üzerinde sarılı olan kağıt parçası dikkatimi çekti peçeteyle tutup aldım  içinde bir not yazıyordu. Kim yapardı ki bunu belli ki amacı korkutmak değil de yaralamaktı.

Donakalmıştım ama neden, iki gündür olanlar çok saçmaydı, imkansız şeylerdi.
Kim neden benimle uğraşsın aklım almıyordu. Kafamda böyle sorular dolaşırken kapımın çalmasıyla irkildim hemen notu cebime koydum gelen buğlemdi. Film izlemeye gelmiş. Elimi öyle kanarken görünce hemen boynuma atlayıp sarıldı ne olduğunu sordu korkmuştu. Bense hala şoku atlatamadım. Bir sandalyeye oturtup su verdi.
Ardından diğerleri geldi. Biraz inceleme yaptılar hiçbir sonuç çıkmadı. Herkes  çocukların yapmış olabileceğini düşünüyordu ama ben öyle düşünmüyordum. Bir şey vardı ve bunları öğrenmem gerekti. Hep beraber merkeze geçip İşlerimizi hallettik çok yorulmuştum gerçekten bir köşede uyukluyordum.

- Bu gece bizde kal, yarın camı yaptırırız eve geçersin olur mu ?

-Gerek yok burada kalacağım ben sen git.

-Saçmalama seni burada bırakmam hadi gidiyoruz.

- Kuzum ısrar etme git sen dinlen hadi senide yordum benim zaten işlerim var.

- Peki tamam

Buğlem ne kadar bensiz gitmek istemese de onu zorla eve yolladım. Buğlem benim için çok değerliydi çocukluk arkadaşımdı, beraber gülüp ağladığım tek insandı. Alinin ölümünden sonra grup dağılsa da o beni bırakmamıştı, her zaman yanımda oldu.

Buğlem gittiği gibi kimseye görünmeden dışarı çıktım bir taksi çağırıp hastaneye gittim bu nottaki parmak izini bulmam lazımdı ve bana yardım edecek biri lazımdı diye düşünürken dün olay yerindeki kız aklıma geldi oda bizim gibi yeni atanmıştı ve buradan tanıdığım tek kişi oydu ondan başkasına  güvenemezdim.

İşim bittiğinde tekrar merkeze döndüm ve nottaki yazılanlarla ilgili araştırma  yaptım  ama hiçbir şey  bulamadım. Belli ki bir anlamı vardı diye düşünürken barış müdür içeri girdi hemen bilgisayarı kapattım.

-Napıyorsun bilgisayarda.

-Hiç  sıkıldım öyle bakıyordum.

- Yalan söylemeyi beceremiyorsun biliyorsun demi.

- Galiba evet

-Kahve içermisin

Kafa salladım beraber odasında kahvemizi içip sohbet ettik.

Sabah olmuştu çoktan ve gülüşme sesleri geliyordu. Gözümü açtığımda barış müdürle aynı koltukta uyuya kalmıştık.  O kadar utanmıştım ki Buğlem karşımda  pis pis gülüyordu. Barış müdür gözünü açtığında oda benim kadar şaşkın ve utanmıştı. İkimizde hemen toparlandık o sırada Oğuzhan ve eylülde içeri girdi.

-Müdürüm otopsi raporu geldi haber veriyim de..

İkimizi görünce oda cümlesini tamamlayamadı.

-Oo müdürüm hayırlı olsun

-Saçmalama Eylül

Gercekten çok sinirlenmiştim ne sanıyordu bu kız kendini hemen odadan çıktım, arkamdan Buğlem de geldi.

-Siz baya olmuşsunuz ya gece bu yüzden gelmedin demi.

-Buğlem lütfen sende saçmalama ya kahve içtik sadece yorgunduk ikimizde uyumuşuz olay bu.

-Tamam ya ne dedik sanki toplantı odasına geç kahve alıp geliyorum.

-Bak ya

-Tamam tamam  geliyorum.

Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım. Toplantı odasına gittiğimde barış müdür oradaydı yüzüne bile bakamadım oda aynı şekilde bana bakmaktan kaçındı.

Ah aptal Alya ah ne kadar salaksın ne işin var orda herkes yanlış anladı iahh

-Alya kendini dövmeyi bırak al iç şu kahveyi kendine gel

-Sende bana gülmeyi bırak lütfen

-Tamam  ahhahaha

-Evet arkadaşlar iki gün önce gelen ceset Zeynep yılmaz 22 yaşında İstanbul’a yeni gelmiş ve terk edilmiş metruk  bir binada ölü  bulundu. Bulan kişi evsiz bir adamdı. Raporda yazana göre primer ölüm sebebi ossa calcaneus ’un kırılması yani elle boğulmasıydı. Sekonder ve uzun süreli sebep ise siyanürle zehirlenme. Siyanür kanda dokulara oksijen perfüzyonu sağlayamadığı için hipoksi ve sonuçta hipoksik şok ve ölümle sonuçlanır.

-Siyanürle mi çok acı veriyor olmalı.

-Aynen öyle buğlemciğim acı veriyor.

-Nasıl bir cani bunu yapmış olabilir ya bir insanın cani gerçekten bu kadar ucuz mu ?

-Aynen ya hem boğup öldürmeye çalışıyor oda yetmiyor üstüne siyanür veriyor.

- Evet anlaşılan şu ki ilk basta amacı boğup  direk öldürmekmiş ama belli ki sonra bundan vazgeçip acı çekerek ölmesini istemiş.

-Evet müdürüm şu anki kânaatimiz o yönde.

-Oğuzhan sen Alya’yla beraber olay yerine tekrar gidiyorsunuz gözümüzden kaçırdığımız bir şey var mı bakın, Buğlem sen ailesini, nerde oturduğunu araştır.
Eylül sen siyanür’ ü nereden bulmuşlar onu öğrenmeye çalış. Hadi arkadaşlar çözelim şu cinayeti  saat  3 te herkes burada olsun tekrar toplantı olacak. Ayrıca eliniz boş gelmeyin.

Oğuzhan la hemen olay yerini tekrar incelemeye gittik.  Defalarca baktık ama hiçbir şey yoktu. Umudu kesip arabaya doğru giderken duvara yapışmış saç teli dikkatimizi çekti. Hemen alıp poşete koyup merkeze döndük.

GELECEKTEKİ GEÇMİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin