İlk gün

70 12 4
                                    

Tuğkan-kusura bakma 🎶

Telefonun sesiyle uyandım. Arayan buğlemdi. Sesi yakından geliyordu.

- Kalk hadi kahvaltı hazır.

Kafamı kaldırdığımda tam karşımda oturuyordu.

- Ah sen, tamam kalkıyorum.

Zorda olsa uyanmıştım, beraber kahvaltımızı yapıp hazırlandık. Bugün ilk iş günümüzdü. En yakın arkadaşımla aynı yerde işe başlayacaktık. Polis olup cinayet büroda çalışmak çocukluk hayalimizdi ve sonunda olmuştu.

İkimizde tüm geçmişi silip yeni bir hayata adım atıyorduk. Mutluyduk kime nasip olurdu ki en yakın arkadaşınla aynı yerde çalışmak bize olmuştu. Bunun verdiği mutlulukla taksiye binip işe gidiyorduk. Trafik çoktu üstüne bindiğimiz taksi kaza yapmıştı. İlk günden geç kalıyorduk ve hemen başka taksiye binip gitmiştik ve hazin son biz işe ilk günden geç kalıyorduk. Hemen taksiden inip başka bir taksiyle gittik.

İçeri girdiğimizde sanki sahneye en son assolistler çıkar edasıyla herkes bize bakıyordu. ilk başta geç kaldığımız için baktıklarını sanmıştık sonra bir kaç kişinin gözü bacaklarımıza kayınca giydiğimiz kıyafetin burası için uygun olmadığını anladık. Başımızı kaldırdığımızda bize doğru yaklaşan iki kişi dikkatimizi çekti. Büyük ihtimalle müdürümüzdü. Biz yiyeceğimiz azarı düşünürken gelen kişi önce bize sonra bacaklarımıza baktı.

-Napıyosunuz siz burada yolunuzu kaybettiniz galiba !

Evet tam olarak böyle dedi bay ukala. O bize bunları söylerken ikimizde tek bir kişiye odaklanmıştık. Napıyordu burada yoksa aynı yerde çalışmak mı!

Bu kadar tesadüf neydi, bizi burada toplayan olay neydi...

Kader mi bizi birleştirdi diye birbirimize mırıldanırken gözüm arkadan gelen kıza takıldı.

-Oğuz hadi hayatım bir cinayet vakası daha var gidelim.

Neee ? Oğuz hayatımmı ?

Tam olarak bunu söyledi bizse birbirimize baktık sadece. Şaşkındım ve birazda kırılmış gibi unutmuştum neden böyle oldum bilmiyordum kızın yüzüne odaklanmıştım omzumda bir el hissettim müdürümüz barış beydi yani bay ukala.

-Korkuttum mu seni ? Tanışıyorsunuz galiba

-Hayır tanışmıyoruz.

- Tamam o zaman bir daha sakın geç kalmayın buranın kuralları var burada çalışacaksanız buranın kurallarına uyacaksınız. Şimdi dosyalarınızı masamın üzerine bırakıp sizde onlarla beraber olay yerine gidiyorsunuz.

Buğlem ürkek bir şekilde "tamam" dedi. Hemen dosyamızı masaya bırakıp Oğuzhanların yanına giderken bir yandan da olmazsa olmaz dedikodumuzu yapıyorduk, bugünkü dedikodu konumuz bay ukalaydı tabiki.

Değişik bir adamdı hem içinde yumuşak biri var gibi hem de sert bir adamdı belli ki işini severek yapan birisi.

Buğlem kahkahalar atıyordu.

-Sana bakışını gördüm sanki benim ol der gibi baktı.

-saçmalama ne alaka ya.

-yakışıklı çocuk ama

Buğleme attığım bakışla sustu. Anlamıştı Oğuzhan'ı görünce üzüldüğümü garibim beni güldürmeye çalışıyordu. Unutmalıydık geçmişi, ikimizde söz verdik yeni bir sayfa açmaya ve öylede yapmalıydık.

Buğleme dönüp suratına baktığımda ikimizde kahkahayı patlattık.

-Kızlar geliyor musunuz biraz daha bekleyelim mi?

- Geldik geldik hadi Alya gidelim.

Olay yerine gidene kadar eylülden başka kimse konuşmadı. Gerçekten sinir bozucuydu.

-Aşkım nikah gününü 3 ekime alalım mı ?

- Olur hayatım olur.

Evleneceklerdi yani! Önce Buğleme sonra aynadan bana bakan Oğuzhan'a baktım göz göze geldiğimizde kafasını çevirdi hemen.

Yol boyu hiç konuşmadan devam ettik sadece bugünün bitmesini ve eve gitmeyi istiyordum.

Olay yerine geldiğimizde incelemek için cesedin yanına gittik ve ikinci şok

cesedin kolundaki o işaret olamazdı bu demi.

Gözlerimi açtığımda ambulansın içindeydim ne oldu bana diye sordum ve bir ses,

- Bayıldın

Bu Oğuzhan'ın sesiydi kafamı kaldırıp neler olduğunu sorduğumda boğazıma yapıştı.

- Neyin peşindesiniz siz önce aynı büroda işe başladınız şimdi de bu işaret?

Buğlem hemen Oğuzhan'ın ellerine yapıştı.

- Ne yaptığını sanıyorsun sen rahat bırak kızı aynı şeyi bizde senin için düşünüyoruz bizim hiçbir şeyden haberimiz yok.

- Nasıl yok bunu bizden başka bilen yoktu siz yaptınız senin yüzünden oldu katilsiniz siz...

Donakalmıştım gerçekten bu işareti bizden başka bilen yoktu, varsada bunu bizimle aynı bölgeye dövmesini yaptırmış olamazdı, yoksa o yaşıyor muydu, olamazdı kendi gözlerimizle gördük öldüğünü bunları düşünmekten çıldırıyordum adeta.

Buğlemin "iyimisin " demesiyle irkildim.

Evet dedim ama değildim kafamda birçok cevapsız soru vardı ne oluyordu neden geçmişten kafamızda soru işaretleri oluşuyordu hiçbirimiz bilmiyorduk.

Ambulanstan inip olay yerine geçtim tekrar kafamdaki düşünceleri sildim her şeyin sadece rüya olmasını istiyordum.

-Dövme izine bakılırsa işaret yeni yapılmış

-siz kimsiniz

-yeni geldim ben kriminaldeyim ismim Zeynep

-peki Zeynep ne kadar yeni olabilir bu işaret

-çok yeni belki dün belki bugün yapılmış

Yeni yapılmıştı, kim yapmıştı, neden yapmıştı bilmiyorduk.
Biraz daha inceleme yaptıktan sonra büroya döndük. Hepimiz bir köşeye oturmuş olanları anlamlandırmaya çalışıyorduk sadece.

İşimiz bitmişti ve nihayet eve gitme vakti geldi. Çantamı alıp tam giderken Oğuzhan önümüze atladı ve bugün olanları unutmamızı bunların imkansız olduğunu, her şeyin sadece bir tesadüften ibaret olduğunu ve olanlardan kimseye bahsetmememizi söyledi.

Bizde böyle olmasını umup o konuyu bir daha açmamak üzere kapattık. Tam gidecekken kolumu tuttu kulağıma eğildi.

-özür dilerim! Bir anlık sinirle öyle yaptım iyimisin?

İyiyim dedim. Hafif bir gülümseme oluştu yüzümde pek beceremezdi o özür dilemeyi sevinmiştim belli ki oda değişmişti bizim gibi.

Ve nihayet eve gidip kafamı yastığa koyduğumda en iyi yaptığım şeyi yaptım uyumak...

Sen yaptın, suçlu sensin, siz sebep oldunuz... bu sesler kafamda dönüp dururken uyumak pek de mümkün değildi.

İrkilerek kalktım ve acıktığımı fark ettim. Ufak tefek şeyler atıştırmaya başladım, ama beynimde dönüp duran sesleri ve soru işaretlerini kaldıramıyordum. O günler geride kalmıştı ve biz masumduk. Peki ya o... O hâlâ yaşıyor muydu? Ama bu mümkün değil ölümünü gözlerimizle gördük. Neler oluyordu böyle. O işaret bize aitken nasıl olur o kurbanda da olabilirdi ki?

Büyük bir şeyler dönüyor hissediyordum. Bunu aydınlatmam ve kafamın içindeki sesleri susturmam lazımdı ama kafamda oluşan baloncukları silip yemek yemeye devam ettim...

GELECEKTEKİ GEÇMİŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin