DVA,
KAYBEDİLEN HATIRALARIN İCADI.01|02|1977.
Kediyi öldüren şey meraktan çok sabırsızlıktı Milena'ya göre. Ve muhtemelen bu sadece kedinin değil, onun da sonu olacaktı.
Dünden beri, aklında yatan o mektubun içinde bulunulmayı bekleyen sürprize el sürememişti. Çünkü yatakhaneye çıktığı an boş olacağını tahmin ettiği odasında karşılaştığı iki kızla beraber ne yapacağını şaşırmıştı. Odanın ortasında yere çökmüş bir biçimde salya sümük ağlayan Dorcas Meadows'a yardım etmek amaçlı saçlarını yavaşça okşayan Marlene Mckinnon, kapıda neler olduğunu çözmeye çalışan Milena'yı görünce destek dilenircesine onu aralarına çekiştirmişti.
Mckinnon'ın anlattıklarına göre uzun süredir Dorcas Meadows ile çıkmakta olan Arnold Bletchley, bugün ondan ayrılmıştı. Kızın ise nedenini sormasıyla beraber farklı birine karşı ilgi duyduğunu söylemişti. Milena tüm bu olanlara ne diyeceğini bilmiyordu, iki kızla da çok yakın sayılmazdı. Fakat arkadaşının bu denli üzgün olması onun da moralini bozmuştu.
Marlene ise tüm akşam Dorcas ile ilgilenmişti, onu elinden geldiğince rahat ettirmeye çalışmıştı. Bir süre sonra odaya varan Lily Evans, Mary Macdonald ve Alice Prewett'in de ona gösterdiği şefkat ile daha iyi hissetmeye başlamış görünüyordu. Milena ise sadece dört kızın odada koşuşturuşunu izlemişti. Elinden geldiği kadar Dorcas'a yardımcı olmayı denese de beceriksiz bir kaç teselli sözünün ötesine geçememişti.
Bu nedenle odaya varırken zihninde dönüp duran tilkiler kısa bir süreliğine aklının derin köşelerine çekilmişti. Milena zarfı kitaplarından birinin arasına koymuştu ve sabaha kadar düşünmemişti. Fakat tam da şu an, saat sekiz buçuk civarlarında oturduğu Gryffindor masasında balkabağı suyunu yudumlarken, o zarf bir anda yeniden aklına geldi.
Zihnini saran merakla beraber dudaklarına götürdüğü kupasını masaya geri bıraktı. Fakat Milena'nın tam karşısında oturmakta olan Vincent Weissman, kızın bir anlık duraksamasını fark etti. Vincent, Milena'nın uzun süreden beri yakın bir arkadaşıydı, birbirlerine güvenirlerdi. Gerçi Milena herkese güvenirdi, saklayacağı pek bir şeyi yoktu onun. Fakat şu an tam karşısında yeşil gözlerini ona doğrultmuş, zeytuni tenli kumral çocuk onun için kimseye benzemezdi.
"İyi misin?" Vincent'ın merak dolu sorusuyla beraber Milena gülümsedi. "İyiyim, sadece bir sonraki dersi hatırlayamadım." Geçiştirmek amaçlı öne sürdüğü vasat bahanesiyle beraber Vincent kafasını salladı. Ardından elindeki sandeviçin son lokmasını ağzına attı. "Benim tılsım, senin kehanetti sanırım. Ah, Merlin'e şükürler olsun ki o dersi almıyorum!"
Oğlanın yakarışına karşılık olarak Milena kıkırdadı. Kendisinin dersleri ne çok kötüydü, ne de çok iyiydi. Fakat kehanet dersine karşı oğlanınki gibi bir garezi yoktu. "Sen başaramadığın hiçbir dersi sevmiyorsun Vins." Milena'nın söyledikleri bir bakıma doğruydu. Vincent derslerde ne kadar başarılı olsa da yetenekli olmadığı konulardan nefret ederdi. Kehanet ve bitki bilimi de buna dahildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kalopsia, a delusion. marauders era!
Fanfictionmilena petrović gerçeklerin her zaman ortaya çıkmak gibi bir huyu olduğunu biliyordu. fakat bunların bir gün dönüp dolaşıp onu bulacağını hiç düşünmemişti. 'the wraith, vol. 2' written by @truffautsfilm. fanfiction, harry potter. ...