ep.46______[선원 달🌙💎]

907 104 53
                                    


Sai sırtında çantasıyla klüp odasına gitmek için merdivenlere doğru ilerliyordu ki kalabalık koridorun ucunda gördüğü tanıdık yüzle hemen yolunu değişti ve lavaboların bulunduğu araya girerek kendini olabildiğince hızlı bir şekilde tuvalet kabinlerinden birine attı. Bir haftadır Hyunjinden kaçıyordu...kendisini nasıl bulduğu hakkımda hiçbir fikri yoktu...ya da hatırlayıp hatırlamadığını bilemiyordu...tek bildiği Sailormoon olduğunu bildiğiydi ve şimdi konuşmak için kendisinden bir adım bekliyordu...gel gör ki Sai bunu yapacak cesareti ve gücü kendinde bulamıyordu. Hayal etmek bile kalbini hızlandırıyor, ani bir ısı artışına sebep oluyordu. Hyunjin ondan hoşlandığını biliyordu... Onu görmezden gelmek garip olurdu...onu görmezden gelmemek daha garipti bu yüzden en güzeli hiç karşılaşmamaktı.
Kız yeterince içeride kaldığını düşünerek kabinden çıkıyordu ki duyduğu erkek sesi ile olduğu yerde kaldı.
Ne zamandan beri lavabonun yolunu şaşıracak kadar salaktı...
Sai düştüğü hata yüzünden ellerini saçlarının arasına geçirip suratını buruşturdu. Durumun trajikomikliğine inanamayarak kapıya yaslandı ve çıkmak için lavabonun tamamen boşlamasını bekledi. Gel gör ki git gide doluyordu.
10 dk sonra kız artık kaderine razı gelmiş ayakta durmaktan ağrıyan ayaklarına aldırmadan telefonunda geziniyordu. O sırada aklına Jisung'dan yardım istemek geldi. Hızla rehberde ismini bulmaya çalışırken lavabo kapısının çarpılmasıyla irkildi.

-"YAHH!! HERKES ÇIKSIN!!"

İnsanlar homurdana homurdana lavaboyu terk ederken ne yapacağını şaşırmıştı. Ayaklarının gözükmemesi için ne yapacağını düşünerek tek tek kapıları tekmelemeye başlamışlardı bile. Son bir kaç kişi de çıktıktan sonra sesini tanımadığı bu kişi kendi kapısının önümde durdu ve öfkesine hakim olmaya çalışıyormuş gibi konuştu.

-"Yahh!! Güzelce söylüyorken çık..."

Kız korkudan kabinin diğer ucuna yapışırken ne yapacağını bilemeyerek tırnaklarını kemirmeye başladı...o sırada tanıdık bir ses yankılandı lavabonun içinde.

-" Yah..boşver onu...ne derdin varsa halledelim artık..."

-"Yağhh!! Öyle olsun madem...Zaten konuşacak pek özel bir şeyimiz yok..."

Daha sözünü bitirmeden öfkeli çocuk Hyunjin'in üzerine atladı ve yumruklar savurdu...kız korkudan ve endişeden ne yapacağını şaşırmıştı...kabinden çıksa da ne yapabilirdi ki...Hyunjin'i bir kez bile kavga ederken görmemişti...kendi başına üstesinden gelip gelemeyeceğini bilmiyordu...
Aklına gelen ilk fikrin mantıklı olup olmamasını sorgulamadan telefonu sessize alıp Jisung'a görüntülü arama attı ve cevap verdiğinde telefonu anlaşılabilir bir görüntü yakalamak umuduyla kabinin dışına uzattı...bir süre sonra telefonu kontrol ettiğinde arama çoktan sonlanmıştı.
Bağrışmalar birbirine karışırken kız kendisinin bulunduğu kabine bir bedenin çarpmasıyla göz yaşlarına hakim olamadı...Bağırışmalar ve itip kakışmalar devam ederken lavabonun dışında gürültüler gelmeye başladı...
Anlaşılan orada da bir karmaşa yaşanıyordu...Erkek wc de Hyunjin garip bir çocukla kavga ettiği için kendisinin ağlayarak bekliyor olduğunu düşündükçe öğretmenlere lanet okumadan edemiyordu. Birileri sevgilisiyle okulun en saçma yerinde buluşup yiyişse hemen orada biterlerdi...şimdi neden yoklardı...ayrıca bu manyak çocuk neden Hyunjin'e saldırıyordu...ve...ve neden hala kimse gelmiyordu...
O sırada kapı büyük bir gürültüyle açıldı ve seslerden anlaşıldığı kadarıyla Jisung ve birkaç kişi daha girmişti.
Bir süre daha bağırışmalar devam etti ve sonunda  derin soluklara bıraktı kendini...
Jisung lavabodaki tek kapalı kapıya ilerledi ve sırtını yan kabinin köşesine yaslarken iki kez tıkladı...

-"Yahh...çıkabilirsin artık..."

O sırada Hyunjin de dahil herkes merakla neler olduğunu anlamaya çalışarak bakışlarını kabine  yöneltmişti.
Kız yanağındaki yaşları sildi ve ürkekçe kapıyı açtı...
Utançtan ve durumun garipliğinden başını kaldıramaya cesaret edemiyordu...
Jisung dışında herkes şaşırmış olacak ki onlar da bir şey yapmadan öylece bakmaya devam ettiler...

-" Yahhahha!! Ağladın mı sen..."

Kız şaşkın bakışlarını kendisiyle dalga geçen Jisung'a çevirdi...böyle bir durumda nasıl gülebiliyordu...
Tam ağzını açıyordu ki Jisung'ın kendisini çekmesiyle ne zaman çıktıklarını fark etmediği Hyunjinlerin peşinden ilerledi...önlerinden ilerleyen tanımadığı bir çocuk öğretmen gelmeden gitmeleri gerektiğini söylüyordu...
Kız bileğini Jisungdan kurtarırken birkaç adım önündeki Hyunjin'i süzdü...Saçları darmadağındı, elinde kan vardı ve hafifçe topallıyordu...
İster istemez suçlu hissediyordu...o lanet kabinden çıkıp bir şekilde onları durdurmalıydı....

En alt kata , spor salonunun giyinme kabinlerinin ve revirin olduğu kata, indikten sonra ne yapacaklarını bilmiyormuş gibi yürümeyi bıraktılar ve birbirlerine baktılar...içlerinden uzun boylu bir çocuk konuştu.

-"Hyunjin...oynayabilecek misin bugün..?"

Hyunjin mahçubiyetle kararsızlık arası bir bakış atarken Sai öfkelenerek konuşmalarını böldü.

-"Yahh!! Dalga mı geçiyorsun yüzü kan içinde ayrıca topallıyor...acı çektiğinin farkında değil misin...?"

Sai'nin aniden  hiddetlenmesiyle herkes birkez daha Hyunjin'i süzerken hak vermiş olacaklar ki ses çıkarmadılar... Sessizliği bozan yine hayatının kalanını Sai tarafından sakat bırakılarak yaşamaya niyetli gibi konuşan Jisung oldu.

-"Yağhh...Senin yüzünden bir oyuncumuz eksik oynayacağız Sai Harumi...git ve Hyunjinimizi iyileştir...!!"

.
.
.

🌙s a i l o r m o o n🌙|Hyunjin{StrayKids}✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin