Okumaya başladığınız tarihi alalım mı? .d
*TAMAMEN BENİM ZİHNİMDEN FIŞKIRAN BİR HAYALİN ÜRÜNÜDÜR! KORKU KİTABI DEĞİLDİR VE EHRAMEN DE GERÇEK BİR ŞEYTAN DEĞİLDİR!*
KORDON: LÂZEVÂL
Ölümün, yaşama ninni söyleyip cinayeti ayağında sallayarak intiharı doğurduğu zamanlardı.
Gök, ne gece ne de gündüzdü. Gök, bir gecenin koynunda uyuyan Ehramen’in gündüzü kanattığı Kordon’un rengiydi.
Rüzgâr esiyordu, geriye kalan rüzgârın öldürdüğü bedenler oluyordu. Güneş doğuyordu, yaşam batıyordu.
İblisler insanları öpüyor, insanlar iblisleri görmemek için dualar ediyordu.
Ve, Laia Ülkesi’nin kuzeyindeki kulübede oğlunu tek başına doğurmaya çalışan kadın; Ehramen’e oğluna yaşam vermesi için feryatlar sunuyordu.
Ehramen. Şeytan. Varlığın kötüsü, yokluğun var edeni. Ehramen. Adı şeytan, ruhu lanet olan.
Laia’da ikinci kez bu kadar beyaz olan gecenin aydınlattığı tek yer; kuzeydeki kulübenin içerisinde, rahminden ölmüş oğlunu çıkarmak için delicesine inleyen kadının yüzüydü.
Kadın fısıldadı, uykuya çekilmiş Mel’ûnların derisi o fısıldamayla kemiklerinden sıyrıldı.
“Ehramen!” Sağ eli, rahminin ağzına dayandı. “Ehramen! Bana onu ver!” Ölüsü kadının ıslak rahminde kuruyan bebeğin damarlarından, Ehramen’in nefesi geçti.
Ehramen buradaydı.
Genç kadın, henüz durmamış kalbine sol elini dokundurarak derin bir nefes aldı. Eğer, az sonra o kalbin duracağını bilseydi; hiç şüphesiz Ehramen’i zihninden bile geçirmezdi. Sarı irisleri, yokluğuyla var olan Ehramen’e çevrildi. Onu göremiyordu, ama her görülmeyen şey hissedilmeyecek diye bir kural da yoktu.
“Onu yaşat.” Diye bağırdı. Toprağın köküne sarılan, göğün damarlarına sızan tüm Mel’ûnlar, bir çığlık koyverdi Laia’nın en kuytu köşesini bile sesleriyle kalabalıklaştıracak şekilde. Ehramen, onu yaşatabilirdi. Ehramen, onu yaşatmak için kadının ruhunu alacaktı.
Kadın, tüm gücünü Ehramen’e bırakacaktı. “Ruhum mu?” Diye sordu bağırarak. “Al! Ruhumu al, bedenimi al. Onu yaşat! Onu yaşat, Ehramen!” Bir kadın, ruhunu şeytana verip; oğlunu doğuracaktı tekrardan.
Mel’ûnlar kulaklarını tıkadı ve beyaz gözlerini yumdu. Az sonra, şeytan bir bebeğe can verecek; bir kadından can alacaktı.
Ehramen, kadının soluğuna doladı ölümü. Genç kadının göğsünde asılı duran eli, rahmindeki eline tırmandı ve avuçlarının arasına aldığı ölü doğanı yaklaştırdı dudaklarına doğru. Kalbinin olduğu tarafta ölüm inini kurdu. Dudaklarından çıkan son soluk, damarlarına yaşam giren oğlan çocuğunun kanla sıvanmış yüzüne üfledi kendini.
“Ehram-“ Ölüm sesini kesti, yaşam nefesini ölüme üfledi. Kadın öldü. Çocuk da hâlâ ölüydü.
Mel’ûnlar, yumduğu gözlerini açtı ve beyaz harelerini kararan göğe çevirdi. Ehramen, bir yasağı doğuracaktı.
“Ehramen!” Sesi, etrafa dağılmadı. Onun bir sesi yoktu. Zihinlere hakim olan sessizliği vardı. Ve bu sessizlik, Laia Ülkesi’nin zihinlerine dağıldı. “Yaratılışın koynundaki hayatın damarlarına kötülüğü sızdıran iblis. Şimdi, hayatın damarlarını birbirine mâhkum edecek yasak kordonu düğümleyeceğim. Laien Kordonu. Yüzbinlerce yıl önce yasaklanmış kötülük düğümü. Ben Ehramen! Laien Kordonu’nu düğümleyen şeytan.”
Mel’ûnlar sustu, gök karardı, adam doğdu, kadını boğdu.
Yasak, o kordonun gücünü değiştirdi.
Laien Kordonu. Ölüm ile ölümsüzlüğü düğümledi.
•
Efgan Esef Akirgan.
Âzir Ladina Mizrahi.İkinci kurgum...
ELEM: ÖLÜM YEŞİLİ'nden sonra bu kurguyla büyük bir yankı yapacağız. Çok inanıyorum. Tanıtım hakkındaki düşüncelerinizi alalım o hâlde?Geliyoruz, adımlarımız kulaklarda değil, ruhlarda çınlayacak. Geliyorum, yanımda mısınız?
Gelişmelerden haberdar olmak için;
Twitter: melikegvnc0
Instagram: 0melikegvnc
Wattpad: melikegvncKurguya, 19/07/2022 tarihinde bölümler atılmaya başlanacaktır.♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORDON: LÂZEVÂL
FantasyGök beyazdı, gök her zaman beyazdı. Laia Ülkesi'nin göğü aydınlık, insanları karanlıktı. Kordonu bağlanmamış bebeklerin çığlığı, annelerinin ölümünde çınlıyordu. Bir kadının rahminden düşen ölü doğan, o gece, o göğün aydınlığında, Ehramen'in asırl...