annemin üstüne yemin ederim

285 12 5
                                    

Enes: Sakin ol bant yeni açılmıştır muhtemelen. Yarım saatten aşağı kim alabiliyor valizini. Gideriz şimdi.

Türkan yavaşça ayağı kalktı.

Enes: koluna girmemi ister misin?

Türkan:Hayır iyiyim teşekkür ederim.

Adımlarken Türkan Enes'in elini sol omzunda hissetti. Orada olduğundan emin olamazken cam duvarlardaki yansımalarını gördü. Enes yürümeye başlayan çocuğun arkasında kendini belli etmeden takip eden baba gibi Türkan'ı kolluyordu. Ali abi de kabin bagajını sürüyordu. Utangaç bir gülümsemeyle başını eğdi.

Valizlerin bandına geldiklerinde

Enes: Sen bana valizini görünce söyle ben alacağım banttan tamam mı?

Türkan: Birden fazla valizim var. Üç tane.

Enes: Tamamdır az ileriden araba alırız.

Valizlerini alıp çıkışa doğru ilerlediklerinde

Türkan: Burası 4. çıkış değil sanırım benim otobüsler için oraya gitmem lazım

Enes: Seni birisi almaya gelmiyor mu? Otobüse nasıl bineceksin bunlarla??'derken üçü büyük biri kabin boy valizi gösterdi. sorusunun ilk kısmında şaşkınlığını gizlememişti.

Türkan: Sorun değil bir şekilde hallederim ben. Çok yardımcı oldunuz teşekkür ederim gerçekten.

Ali: Kardeşim böyle olmaz yalnız bu. Biz buna müsade edemeyiz. Olur mu şimdi birkaç saate akşam olacak uğraş dur. Hem sen nereye gideceksin?

Türkan: Airbnb'den ev kiraladım. Araştırdım internetten. Otobüse binersem ve sonra trenle aktarma yaparsam evime bayağı yakın bir yerde iniyorum

Ali ve Enes birbirine baktı. İkisi de buna vicdanen izin veremezdi.

Ali: Abicim bak benim senin gibi kız kardeşim var yiğenlerim var. Gelmişsin gurbete seni bırakamayız böyle. Bizde bir yemek yiyelim diyorduk. Gel bizimle soframıza oturursun baştan anlatırsın her şeyi bir. Sonra evine biz bırakırız.

Türkan ne diyeceğini bilemez haldeyken Ali ' Bak çekiniyorsundur tabii bizi tanımıyorsun ama' derken Türkan lafını böldü.

Türkan: 'Hayır sizi tanıyorum.' Enes'e baktı. 'mero dinleyicilerinden biriyim' dedi.

Enes'in yüzüne  şaşkın ama kocaman gülümseme yerleşti.

Enes: Heh tamam işte olduuu! bizi de tanıdığına göre bilirsin ki iyi insanlarız organ mafyası, insan kaçakçısı değiliz. Gel gidelim gözünü seveyim olmaz öyle seni öyle yollasak ikimiz de bu gece uyuyamayız

Ali: He valla ne güzel dedin Enes. Olmaz abicim öyle

Enes hem onu böyle bıraksalar gerçekten bu gece uyuyamazdı hem de Türkan'ı iyice merak etmişti.  Almanya'ya neden göç ediyordu? Kimi kimsesi neden yoktu? Buraya tek başına gelip ne iş yapacaktı Almanca bile bilmiyorken? Şimdi merakına yenisi eklenmişti. Kendisini dinlediğini söylemişti. Tabii zaten ilk seslendiğinde fotoğraf çekilmek istediğini sanmıştı ama sonra yardım isteyince Enes kendisini tanımadığını varsaydı.Kendisini tanımayan insanların yanında  Mero olarak hissetmiyordu. Enes olarak hava alanındaki Almanca Türk'e yardım eden biriydi. Her zaman ben ünlüyüm diye düşünse ve o modda yaşasa zaten akıl sağlığı bozulurdu. Onu tanımayan insanları seviyordu. Ya da belki eski hayatını anımsatan tanınmama hissini seviyordu. Tabii tanıyıp dinlediğini söylemesi de çok hoşuna gitmişti. Zaman zaman yatmadan önce onu dinleyen insanları gözünde canlandırmaya çalıştığı kendi kendine 'acaba bir öğretmen var mıdır aralarında ya da en küçük hayranım kaç yaşındadır' gibi tahminlerde bulunduğu oluyordu. Listelerdeki sayıları hayal etmeye çalışıyordu yani. O sayıları alıp birer insan haline getiriyordu hayalinde. Şimdi onlardan biriyle daha tanışmıştı. Bu her defasında heyecanlandırıyordu onu.


Türkan bu iki iyi kalpli adamı daha fazla yormak istemedi. Zaten yapı olarak ürkek biri değildi. Hayatının şartları ona kendini korumayı da korkusuz olmayı da öğretmişti.

Türkan: Uykunuzu kaçırmak istemem. Umarım söylediğiniz gibidir ve size zahmet olmuyorumdur. 

Enes: Olmadığına yemin bile edebilirim. Annemin üstüne! 

 Yemek yiyecekleri mekana gitmek üzere arabaya bindiler.

seninle, yeniden | Mero_428Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin