Never Give Up ! (Ed Sheeran - Harlena *H.S)-Düzenlendi.

10.Yangın Alarmı !!

Ed, Marissa'nın aşşağı inmemiş olmasından hoşnut değildi. Genç kızı merak etmeye başlamıştı. Harry'nin durmak bilmeyen telefonlarından rahatsız olsa da arkadaşının kalbini kırmak istemiyordu. Harry, Marissa konusunda çok titizdi. Bu kadar korumacı davranmasını beklemiyordu. Zayn'nın sergileyeceğini düşündüğü bütün hareketler bu defa Harry'den geşmişti. Marissa her an korunması gereken bir bebek değildi. Genç kız bir savaşçıydı. Durumu abartan kesinlikle Harry'di. Marissa kimsenin kendisine zarar vermesine izin vermezdi.

Genç adam kendi kendine düşüncelere dalmışken gözleri merdivenlerden neşe ile inen Marissa'ya takıdı. Banyosunu yapmış ve yenilenmiş görünüyordu. Bahar gibi bir kokusu vardı. İnsana canlılık hissi veriyordu. Ed genç kıza baktığında eski amazon kadınlarının ruhunu görebiliyordu. Gözleri ile incelediği bu güzelliği başkalarının görememesini diledi. Üzerindeki büyüden kurtuldu ve genç kıza yardım etmek için merdivenlerin başına yöneldi. Onun yanında olmayı seviyordu. Tenine dokunmayı, kokusunu içine çekmeyi, gülüşünü izlemeyi ama en çokta o gülüşün sebebi olmayı seviyordu genç adam. Özel birisi olduğunu ilk gördüğünde anlamıştı. Yanına vardığında narin kollarından tuttu. 

" Teşekkürler. " Dedi Marissa bu hareket kendisini etkilemişti. Ed çok centilmen bir adamdı.

Marissa yavaşça koltuğa oturdu. Genç adam güzelliğin karşısına oturduğunda gözlerini koyu kahve gözlerden ayırmak istemiyordu. Marissa hastaneden çıktığından beri düzgün bir şeyler yememişti. Aç karnına uyumak istemiyordu. Ed Marissa'nın korumaları nasıl ikna edip aşşağı indiğini anlamaya çalışyordu. Bu kafasına takılan bir konu olsa da henüz sormayacak ve genç kızı sıkmayacaktı. Marissa utanarak,                

" Ed ben acıktım. " Dedi. Çekingen görünüyordu. Ed kendisini aptal gibi hissetti. Genç kızın ilaç saati yaklaşmıştı. Ed Sheeran, Harry kadar iyi yemek yapamazdı. Aslında hiç yemek yapamazdı. Bildiği tek yemek fajitaydı. O kadar da umutsuz sayılmazdı. Ona gülümseyip mutfağa doğru yöneldi. Marissa televizyon kanallarını geziyordu. 

Ed mutfakta panikle ne yemek hazırlayacağını düşünüyordu. Eli ayağına karışmıştı. Sebepsiz bir heyecan hissediyordu. Boş boş mutfak dolaplarını kurcaladı. Evde çok fazla yemeklik malzeme yoktu ki bu kesinlikle Niall Horan'dan beklenen bir davranış değildi. Ed dolapta bulduğu makarnaya ufak bir teşekkür gönderdi. Makarna yapabilirdi. En azından deneyecekti. Genç adamın eli ayağına dolaşmış gibiydi. İlk defa mutfakta bu kadar heyecanlandığını hissetti. 

Tencere bulduktan sonra spagettiyi içine koyup ocağı yaktı. Bu ilk makarna yapışıydı. Daha önce nasıl yapıldığını bilmiyordu. Ocağa koyduğu tencereden bir süre sonra tuhaf kokular gelmeye başlamıştı. Tencerenin içine su koymamıştı. Bir aptal bile bunu unutmazdı. Tencerede yanmaya başlamış, farklı kokular türeten spagettiye biraz soğuk su ekledi. Fazla su koymaktan korkuyordu. Bunun bir ölçüsü, yazılı bir tarifi olmasını diledi. Telefonu içeride kalmıştı. Harry'yi arayıp tarifi sormak istemiyordu. Paketin üzerindeki on dakikada hazır yazısına bakarak saatini on dakikaya kurdu. Son anda aklına Harry'nin spagettiyi domatesli yaptığını hatırladı ve tencerenin kapağını kapatmadan önce biraz domates sosu ve baharat ekledi.

On dakikanın geçmesini beklerken genç adam tepsiyi hazırlamaya karar verdi. Bir tabak çıkardı, büyük bir bardak su ve vazodaki çiçeklerden birini de tepsinin kenarına koydu. İlaçları da bir peçetenin üzerine hazırladıktan sonra alarmın çaldığını farketti.  

Tencerenin içinde karşılaştığı şey tam bir hüsrandı. Makarna olması gereken yemeğimsi şeyi hazırladığı tabağa koydu. Makarnanın neden bu kadar sulu ve mide bulandırıcı gözüktüğünü anlayamadı. On dakika geçmiş olmasına rağmen pişmemiş görünüyordu. Sert ve pilastiğimsiydi.     Ayrıca çiğ tavuk gibi kokması bir şeylerin yanlış olduğunu haykırıyordu. Tepsiyi eline alıp içeri yöneldi. İlk defa bir kız için yemek yapmıştı ve çok heyecanlıydı.