Medya Esra'nın aldığı eşyalar.
Yani günümün geri kalanı biraz yorucu, biraz yorucu ve biraz da yorucu geçmişti.
Odamı anlatmaya gelirsem. Kapıyı açıp içeriye geçtiğimde beni hemen yuvarlak ve büyük bir pencere karşılıyordu beyaz duvarda ve pencereden dışarıya baktığınızda güzel bir doğa manzarası veriyordu size. Camları sonradan fark ettim, camlar içeriden baktığınızda dışarı gösteriyor ama dışarıdan bakılınca içerisi görünmüyor, bu benim işime gelir. Duvarları boştu beyaz odanın, bu şekilde çok sıradan geliyor gözüme ve ben sıradan olmayı asla sevmem. Ben farklıyım ve farklılığımı her şekilde gösteririm.
Yatağım büyük ve yumuşaktı bu da demek ki rahatça yayılabilirim. Duvarlar gibi yatağımda da beyaz hüküm sürüyordu, öğk! Bense kendimi bildim bileli beyaz renkten nefret etmişimdir, nedeni; beyaz mükemmeli temsil eder benim gözümde. Masumdu, hiçbir kirli yoktu, o saftı. Beyaz sadece kusursuzdu ama zayıftı. Zayıf çünkü başka bir renk değse masumluğu kuş misâli uçup giderdi.
Bense asla mükemmel olamadım, zaten kimse mükemmel olamaz, ama ben asla zayıfta olmadım. Bana karşı insanların gözünde her zaman saygı vardı, insanlar bana saygı duyar, güvenir, itâat eder ama en önemlisi benden korkarlar. Biliyorum biraz tuhaf yani insanlar bana hem güvenip hem de korkmaları ama bir şekilde bana güveniyorlardı.
Yakın zamanda burası için alışverişe çıkmam gerekli diye kafa not ettim kırmızı kalemle altını çizerek.
Yine beyaz renkte büyük bir gardırop vardı odamda. Hala boş kalan yerler vardı ama onu da hallederim.
Yatağımın yani başında beyaz renk bir komidin ve üstünde de modern bir gece lambası vardı.
Gardırop yatağımdan birkaç adım ötesinde kurulmuştu(sınır geçti ve yeni bölüm geldi, iyi okumalar yeni sınır 2 vote ve 2 yorum) ve hemen yanında bir beyaz kapı vardı, beyaz kapının ardında da banyom.
Pencere odamı çok rahat aydınlatıyor ama bu aydınlık gecede olur mu bilemem.
Odamda son olarak iki tane masa vardı bir masa hemen pencere yanında bu masayı çalışma masası olarak kullanmayı düşünüyorum pencereye yakın olduğundan, hem böylecelikle ders çalışmaya başlarsam eğer dikkatim dağılır ve çalışmazdım.
Diğer beyaz masayı ise varak oymalı bir aynası olduğu için hiç kullanmayacağım makyaj masası olarak kullanacağım.
Yerlerde beyaz renkte parke döşenmiş ve üstünde ise yumuşak yuvarlak bir halı vardı, bilin bakalım hangi renk? Yine siktiğimin beyazı! Etrafımı beyazlar kaplamış kusmak istiyorum!
Banyoda da beyazdan başka renk yoktu. Beyaz dan nefret etmeme başka bir sebep daha, white is everywhere!!
Neyse ki şimdi o beyaz kaplı odada değilim şimdi büyük binaya gidip Burcu hanımla konuşmam gerek, biraz bilgi alsam hiçte fena olmaz
Asansöre aldırmadan binip burcu hanımın odasının bulunduğu kat olan kata bastım. Kapılar kapanıp yukarı çıkarken asansörden ufak ince bir şekilde klasik müzik çıkıyordu, ilk bindiğim de böyle bir müzik duymamıştım. Cılız ses kesildiğinde kapılar açılmıştı. Hemen çıkıp koyu renkli odaya yöneldim. Kapıyı hafif çalıp içeriden ses gelmeden açıp içeri geçtim ve masanın karşısında ki deri koltuğa kendimi attım.
"Hoşgeldiniz... ama biraz daha kibar onu lütfen"
Uyardı beni irkilerek Burcu hanım.
Ona fark ettirmeden göz devirip hemen konuya girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKUL
ChickLitBu hikaye hiç sıradan değil... Çünkü bu kötü ve iyi aşkını anlatmıyor Bu hikayede kötüler ile iyiler aşık değil... Ya da burada karanlığı yenen bir aydınlık yok.. ama bu hikayede bolca umursamaz var Hani o tarafsız takılan aşktan uzak kalan kişiler...