Kalkan eller teker teker inerken sinirlenmeye başlamıştım. Başladığım yere geri döndüm, tek bir el bile havada değildi!
Herkesin baktığı yön dikkatimi çektiğinde bakışları izleyerek arkamı döndüm. Ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir erkek el kaldırmış bana bakıyordu. Siyah dağınık saçları, çatık kaşları altında davetkâr bakışlar atan mavi gözleri ve beyaz teniyle fazlasıyla dikkat çekiyordu. Yanında duran iki esmer kızla pek ilgilenmeyip sadece bana bakıyordu. " Pekâlâ, Barut..." öğretmenin bozduğu derin sessizlik ile adının Barut olduğunu öğrendiğim çocuk kaldırmış olduğu elini indirdi ve bakışlarını benden çekmedi. ".... Barut ile eşsin Esra diğer ikisi ise onun diğer eşleri. " Mavi derin bakışlar üzerimdeyken bakışlarımı ondan çekip beni bilgilendirdi. "Tamam, herkesin eşi olduğuna göre ilk önce kendi aranızda tanışın, tanıştıktan sonra size dersler ile ilgili kısa bir bilgi vereceğim..." kurduğu uzun cümle ardından öğretmen, biraz nefes alarak yarıda kestiği cümlesine devam etti.
"...Zaten size söylenmiştir öğretmenleriniz tarafından, konuyu siz seçiyorsunuz. Her şey bittikten sonra size verilen anahtarın üzerinde yazan numaralı odaya gidebilirsiniz." Diyerek tamamlanan uzun diğer cümlesi ile herkesi harekete geçirdi ama benim aklım karışmıştı bir kere.
Ne konusu? Ne anahtarı? Ne odası? Ne oluyor? Kafamda ki sorulara birde öğretmenin söylediği son söz eklendi. "Unutmayın ek ders seçildikten sonra değiştirilemez. "
Neden değiştirmek isteyelim ki?
Herkes çıktıktan sonra içeride sadece Barut, iki esmer, öğretmen ve ben kalmıştık. Yakın durduğum öğretmene baktığımda o da bize bakıyordu. "Hadi çocuklar, tanışın bakalım." Tekrar tanışmamız konusunda ısrar etti. Ilk hamle olarak esmerlerin ortasında duran siyah saçlıya doğru döndüm.
" Ben Tuğba. " Dedi kulaklarımı tiz sesiyle siken kız!
Sesine karşılık yüzümü hafif buruşturdum, böyle ince ve rahatsız edici sesine karşılık gerçekten seksi diyebileceğim bir kızdı. Bence o ömrü boyunca sussun daha bir güzel olur.
" Bende Hande." Dedi sesi diğeriyle aynı tizlikte olan ve diğeri gibi kulaklarımı siken diğer kız!
Gittiğim her okulda bunlardan illa ki üç beş tane olmak zorunda mı sanki?
Sürtük kızlar, görünüşü süper ama sesleri Ajdar gibi olan kızlar.
Neyse belki sadece sesleri sürtüksel gibidir.
Ortalarında olan mavi gözlerin odağı olduğum çocuk bildiğim adını söylemeye gerek bile görmedi, açıkçası bende söylemedim çünkü öğretmen zaten adımı herkese bağırarak söylemişti.
Çocuk bakışlarını sonunda(!) Benden alarak bir elini dar kotunun cebine yerleştirdi ve dönerek kapıya ilerledi. Kapıyı açtığında iki esmer de peşinden ilerlemeye başladı ve çıkınca mecburen arkalarından bakıp bende ilerlemeye başladım. Kapıdan çıkıp arkalarında kaldığım üçlünün asansöre ilerlediğini gördüm ve hızlanarak hemen yanlarına vardım. Asansör kabinin kapısı açılınca önde siyah saçlı uzun boylu çocuk, arkasında iki esmer kolkola girmiş benden topukluların rağmen kısa olan kızlar ve en arkada ben girmiştim.
Çocuk en arkada olması gerekirken ikiz esmerleri küçük kabinde geçip yanıma gelmişti ve üzerinde -1 yazan tuşa basmıştı. Sadece duyulan klasik müzik sessizliği dağıtıyordu. Durduğunda açılan kapı ile ilk ben çıktım. Fazla bunaltıcıydı, ardımdan duyulan sesler ile en önde giden beyefendinin peşinden ilerleyen kızların arkasından sessizce ilerledim.
Neredeyse karanlık diyebileceğim uzun koridoru sadece birkaç tane duvara takılmış küçük lambaların cılız ışığı ile aydınlanıyordu. Koridorda bir kapının önünde durunca bay mavi bakış, kızlar ile ben de durmuştum. Çocuk cebinde olan elini bir anahtar ile çıkardı ve önünde durduğu büyük koyu renkli kapının deliğine yerleştirdi, kapıyı açtı.
Içeri sıraya ve sessizce girdikten sonra kapatma görevi bana kalmıştı, görevimi yapıp odaya baktım. Oda diğerleri gibi genişti ve biraz daha büyüktü, durduğumuz kısım salon gibiydi. Duvarlar klasik mat siyahla kapanmış, gri mobilyalar ile donatılmıştı.
"Aranızda karar verin, iki oda var."
Barut bey'in sonunda duyabildiğim sesi ile odaya bakmayı bırakarak çakma bey'e çevirdim. Kendini gri üçlü koltuğa bırakmış bacaklarını koltuğun önünde ki cam sehpaya uzatmış bizlere bakıyordu, bakışları bana takılı kalmadan. Ben hayatta iç sesimin bana verdiği kişilik listesinde büyük harflerle SÜRTÜK yazılı olan bu kızlardan biriyle bırak aynı yatakta yatmayı, aynı odada başbaşa bile duramam."Ben tek kalırım." Kızlara bakarak tek nefeste söyledim ve onlar hızla başlarını sallayarak beni onayladılar. Onlarda benimle aynı odayı paylaşmak istemiyordu, ilk defa sürtüklerle aynı fikirdeyim. Aslında sadece görünümlerinden dolayı sürtük demiyorum, diyorum çünkü öyle olduklarını hissediyorum ve ben ASLA yanlış hissetmem. Barut adını taşıyan Bay mavi' de onay verip boylu boyunca yattığı koltuktan kalktı, peşimden gelin bakışları atmadan hemen önce. Istediğini gibi yapıp peşinden ilerledik, ve beni yine yönlendirmesine izin verdim.
Siyah ve gri kaplı o salon tarzı odadan ayrılıp siyahla karartılmış koridorda ilerledik, koridorda ki ilk kapının önünde durdu ve kapıyı açtı. "Kardeşler, burada kalıyor." Sert ve soğuk sesi üşümeyen bedenimi âdetâ buz gezdirmiş etkisi yarattı ve içime işledi. Kızlar başarıyla onay verip Barut'un açtığı kapıdan içeri girdiler ve bakış açımdan çıkıp gözlerimi yormayı bıraktılar. Hiçbir ses çıkarmadan yine ilerlemeye başlayınca bir an bugün ne kadar da sessiz kaldığımı fark ettim. Neyse dedi iç sesim, yarın halledersin diye de devam etti.
Yine durduğu bir kapının kilidini açtı ve geçmem için öncelik verdi. Öncelikli olarak girdiğim odaya baktım, salon tarzı olan siyah bu duvarlarda da kendini gösteriyordu. Siyah resmen asaletini konuşturuyordu, bu... Bu çok güzel. Siyah, renkler içinde ki en asil renktir. Arkamdan gelen sesle kapıyı kapattığını anladım, arkamı döndüğümdeyse bay mavi bakış ile karşılaştım. " Ne yapıyorsun?" Merak cümlemi duymasıyla durup düşünmeden hemen cevap verdi. " Iki oda var demiştim ve birinde kardeşler kalıyor" kafamda aniden olaya basınca anladım. " Seninle aynı odada kalmam, salonda yatarım ben." Cevap vermeden oda da olan koca yatağın üstünde ki siyah çarşafı ve yumuşak güzel yastıklardan büyük olanlardan bir tane aldım, kapıyı açıp koridordan her zamankinden biraz daha yavaş adımlarımla koridordan geçip beğendiğim yumuşak koltukların birine kendimi diğerine elimdekileri.
Oflayarak kendimi attığım koltuktan kalkarak çarşafı ve yastığı diğer koltuktan alarak yatacağım üçlü büyük koltuğa bıraktım. Odada bulunan siyah çerçeveli saate baktım, geç olmuştu ve ben uykumu bölerek buraya geldiğim için uyku manyağı gibi hissediyorum kendimi. Kollarını iki yana açmış ona sarılmamı bekleyen uyku için gözlerimi kapattım ve bana sarılmasına izin verdim.
Bölüm geç geldiği için Üzgünüm ama uzun bir süredir hastanedeydim ve birazda özel sebeplerden kaynaklı Özür dilerim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKUL
ChickLitBu hikaye hiç sıradan değil... Çünkü bu kötü ve iyi aşkını anlatmıyor Bu hikayede kötüler ile iyiler aşık değil... Ya da burada karanlığı yenen bir aydınlık yok.. ama bu hikayede bolca umursamaz var Hani o tarafsız takılan aşktan uzak kalan kişiler...